Hiçbir yıldız sessiz sedasız ölmüyor. En hafifçe yıldız ölümleri bile büyük sertlik yaratan vakalarla, uzaya milyar tonlarca materyalin salınmasına niçin oluyor.

Kendi Güneş’imizin de sonu bu şekilde olacak. Neredeyse Mars’a kadar olan tüm gezegenleri yutan (buna Dünya da dahil), bir “kırmızı dev” yıldıza dönüşecek ve sonunda yakıtı tamamen tükendiğinde çökerek, aşırı yoğun bir “beyaz cüce” halini alacak. Peki bunun peşinden Güneş Sistemi’nde kalan gezegenlere ne olacak? Yörüngeleri tamamen bozulup galakside başıboş şekilde dolaşmaya mı başlayacaklar? Yoksa beyaz cüce yıldıza doğru kayarak parçalanacaklar mı? Yoksa yörüngelerinde kalıp, milyarlarca yıl süresince boşu boşuna dönerek duracaklar mı?

İşte yeni meydana getirilen bir bulgu, bu sorulara yanıt olabileceğe benziyor.

Başrolde gene James Webb Uzay Teleskobu var

Meydana getirilen keşifte James Webb Uzay Teleskobu (JWST) kullanılarak, beyaz cüce yıldızların çevresinde yörüngelerini sürdüren iki gaz devi gezegenin direkt görüntüleri elde edildi.

Görüntüler aslen birden oldukça nedenle büyüleyici. Ilk olarak her ne kadar günümüze kadar 5500’ün üstünde tespit edilmiş dış gezegen olsa da, genellike bu gezegenleri optik ya da kızılötesi yöntemlerle direkt olarak görüntüleyemiyoruz. Genellike bu dış gezegenlerin varlıkları, yörüngesinde bulundukları yıldıza uyguladıkları çekim kuvveti sebebiyle yıldızın konumundaki sapmayla yada önüne geçtikleri yıldızın ışığının belli periyodlarla azalmasıyla anlaşılıyor. Fakat bu durumda her iki gezegen de direkt olarak görüntülendi.

Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScl) tarafınca meydana gelen araştırmada iki gezegenin, iki değişik beyaz cüce yıldızın çevresinde döndüğü anlaşıldı. WD 1202-232 ve WSD 2105-82 adlı yıldızlar, sırasıyla Dünya’dan 34 ve 53 ışık yılı uzakta bulunuyor. Gaz devi olan gezegenlerin tam olarak ne kadar büyüklüğe haiz olduğu hemen hemen belli değil. Sadece görüntüler, bu gezegenlerin ya Jüpiter boyutunda ya da onun 7 katı kadar bulunduğunu gösteriyor.

Dış gezegenlerin JWST tarafınca çekilmiş görüntüleri.

Keşfedilen gezegenler, Güneş Sistemi’yle de benzer özellikler taşıyor. WD 1202-232’nin çevresinde bulunan gezegen, yıldızından ortalama 11,47 astronomik birim uzaklıkta (Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı 1 astronomik birim olarak kabul ediliyor) bulunuyor. Bu da Güneş Sistemi’mize bakıldığında gezegenin ortalama olarak Satürn’ün birazcık daha ilerisinde bulunduğunu gösteriyor. WD 2105-82’nin etrafındaki gezegen ise 34,62 astronomik birim uzaklığıyla, Neptün’ün yörüngesine benzer bir uzaklıkta yer ediniyor.

Eğer bu dış gezegenler, yörüngesinde bulundukları yıldızlarla aynı yaştaysa, bizim sistemimizdeki şeklinde yıldızına uzak gezegenlerin, yıldız ölse de hayatta kalabildiğine kanıt olarak gösterilebilir.

Şimdiye kadar oldukça azca sayıda beyaz cüce yıldızın çevresinde dönen dış gezegen tespit edildi. Bu da Güneş Sistemi’mizin sonu hakkında hemen hemen çok da fazla öngörü oluşturacak kadar bilgiye haiz olmadığımız anlamına geliyor.

Hemen hemen araştırmanın yüzde yüz tamamlanmadığını ve bu gezegen “adayları”nın, arka planda yer edinen galaksi görüntüleri olabileceği de belirtiliyor. Sadece bu olasılığın da oldukça düşük bulunduğunu eklemekte yarar var.


Science Alert’in haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )