Hayatı ve mücadelesi hakkında aydınlatıcı bir çok bilgiden yoksun olduğumuz Ali Suavî, “Yeni Osmanlılar” arasında öne çıkmış bir siyaset ve fikir adamıdır.


Çankırılı bir babanın oğlu olarak 1839 yılında İstanbul ‘ da doğmuş, ciddî bir tahsil görmemesine rağmen kendisini yetiştirmiş; camilerde vaaz ederek, gazetelerde yazılar yazarak tanınmış, bazı devlet görevlerinde bulunmuş,
karıştığı siyasî olaylar sebebiyle İstanbul’dan Kastamonu’ya sürülmüş, oradan Avrupa’ya kaçıp Fransa ve İngiltere’de gazeteler neşretmiş; kendisiyle birlikte hareket eden Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi Yeni Osmanlılarla görüş ayrılığına düşüp yalnız bırakılmış, buna rağmen mücadelesine devam ederek, kendisini destekleyen bazı kimseler aracılığıyla tekrar İstanbul’a dönmüştür.

İngiliz bir hanımla evlenen Ali Suavî, daima ön plânda olmak isteyen, egosuna mağlup, hırslı ve karışık fikirli bir
kimsedir. Çeşitli kaynaklarda onun bir İngiliz ajanı olduğu, II. Abdülhamid Han’ı devirmek isteyenlerce kullanıldığı; ahlakî zaafları sebebiyle hayat boyu herhangi bir işte başarılı olamadığı; hiç bir görevde bulunmayıp, her hangi bir iş
yapmadığı zamanlarda bile Avrupa’da rahatça dolaşıp bol bol para harcadığı yazılıp söylenmiş, Türkçü fikirleri sebebiyle kendisinden sonra gelen bir takım milliyetçilere öncülük ettiği bildirilmiştir.
Ali Suavî’yi meşhur eden asıl hadise, II. Abdülhamid Han’ı tahttan indirip, Çırağan Sarayı’nda gözetim altında tutulan V. Murad’ı tekrar tahta çıkarma girişimidir. Bunun için Rumeli göçmenlerinden topladığı 300 kadar
adamla Çırağan’a baskın düzenleyen, kapıdaki nöbetçileri etkisiz hale getirdikten sonra içeri girip V. Murad’ı dışarı çıkarmaya çalışan ve bu sırada “Aman padişahım! Gel bizi Moskoftan kurtar!” diye bağıran Ali Suavî tam bu sırada
isyancıları tepeleyip içeri giren Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa’nın kafasına vurduğu sopa darbeleriyle yere yıkılmış, bu arada diğer muhafızların tekme ve dipçik darbeleriyle feci şekilde öldürülmüştür.
Tarihte, Çırağan Vakası olarak bilinen bu hadise 1878 yılının Mayıs ayında vuku bulmuş, Ali Suavî’ye destek veren Rumeli muhacirlerinden 23 kişi de bu kavga sırasında katledilmiştir.
Bu sırada kocasından gelecek haberi bekleyen ve bir ingiliz ajanı olduğu bilinen karısı Mary, onun öldürüldüğünü haber alınca kendisine ait Nas,ı bütün evrakları yakarak yok etmeyi başarmıştır.