Sorun yalnız masada kalan dosyalar ya da iki dosyanın kalkmış olması da değil. Sorun yeni bir siyasal iklimin iki dosyanın halledilmesiyle beraber oluşması.

ABD’DEN UZUN SÜRE SONRA GELEN OLUMLU HAVA

Son dönemde meydana getirilen üst düzey ziyaretler çerçevesinde, Washington’daki Ankara’ya ilişkin genel havanın pozitif yönde bulunduğunu söylebiliriz. Hatta “ABD ile uzun süredir bu şekilde bir hava yoktu” yorumu bile yapılabilir. Bu sorunlu başlıkların artık konuşulabilir hale gelmesi açısından mühim bir adım. Kısacası son dönemde sorunları üst düzeyde görüşme edilebilecek bir zemin var. Sadece ABD, başkanlık seçimlerine kilitlenmiş durumda.
Kimileri Trump’ın başkanlığını şimdiden satın almış durumda. Hatta daha ilkin de hem yazmış hem de ‘Gece Görüşü’ programlarında ifade etmiştik, “ABD’de kimi kurumlar, bu ihtimaller içinde başkanlığa karşı sorunlu mevzularda emek harcamalar yürütüyor” demiştik. Trump’ın tarzını bilen ABD kurumları “Yarın Suriye’den çekiliyoruz” açıklamasına bu kez hazırlıklı yakalanmak için bir dosya üstünde çalışıyor. Bu konuların ayrıntılarına gireceğiz. Sadece ilkin dikkat çeken bir gelişme ile başlamış olalım. 

YAPTIRIMLAR UYUM ŞEMASI ÜZERİNDE UZLAŞI

Son dönemde konuşularak üstünde uzlaşılan başlıklardan biri Türkiye açısından son aşama mühim. Rusya ile ticari faaliyetleri olan ya da olduğu ileri sürülen firmalar Türkiye’ye sorulmadan, araştırılma istenilmeden ABD tarafınca derhal yaptırıma doğal tutuluyordu. Bu ekonomide de çeşitli sorunları bununla beraber getiriyordu. İki ülke yeni bir sistem üstünde anlaştı. ‘Yaptırım uyum şeması’ denilen sisteme gore, ABD ilkin ihtimaller içinde şirketleri Türkiye’ye bildirerek mevzuyla ilgili data isteyecek. Türkiye’nin de araştırması ve netice bildirmesi durumunda lüzumlu görülürse adım atılacak.

ABD’NİN TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İŞBİRLİĞİ SORUNU

ABD’nin gündeminde Türkiye’nin Pençe- Kilit Operasyon serisi yok. ABD’nin ilgi alanı hâlâ Suriye ve terör örgütü PYD/YPG. Her ne kadar ABD’da ihtimaller içinde Trump başkanlığı ve sonucuna gore bir “çekilme” ya da “küçülme” emek vermesi yapılıyor olsa da fazlaca gerçekçi senaryo olarak karşımızda durmuyor. Sebepleri ve bazı tespitleri şu şekilde sıralayabiliriz:

* ABD’nin bahanesi DEAŞ ile savaşım. Sadece aslına bakarsak ABD’nin PYD/YPG terör örgütüne yapmış olduğu yatırım Rusya ve İran’a karşı.

* DEAŞ ile savaşım mevzusunda bazen ABD’yi “Kamplardaki DEAŞ’lıları özgür bırakırım” diye tehdit ettikleri biliniyor. Türkiye belirlenecek şartlarda bu kampların sorumluluğunu yüklenebileceğini, mücadeleyi de sürdürebileceğini aslına bakarsanız söylemiş oldu.

* Bunun için ilk olarak ABD’nin 2019 senesinde Suriye’nin kuzeyindeki tampon bölgeye terör unsurlarının girmemesi mevzusunda attığı imzaya haiz çıkması gerekiyor.

* Ek olarak Ankara artık terör örgütüne verilen imkân ve kabiliyetlerin durdurulması talebini de onlarca kere iletti.

* Bir öteki hastalık ise sözde Rojova anayasasını hazırlayan terör örgütünün bunu Avrupa’da azca sayıda da olsa parlamentere konu alıyor olması. Kısacası, Ankara “Devletleşmeye çalışıyorlar ve buna müsaade edilemez” dedi.

ABD’NİN YENİ SURİYE MESAJI

Amerikalılar her ne kadar Ankara’ya “Devletleşmeye karşıyız” dese de bu endişeye karşı bir somut adım gerekiyor. Beyaz Saray ve Centcom arasındaki görüş farklılığı ya da Centcom’un Beyaz Saray’ı bu mevzuda yanıltıyor ya da gerçeği anlatmıyor olma ihtimali buradan bile görülüyor.

* Kısacası Ankara operasyonlarını sürdürmeye emin.

* Gelelim işin en can alıcı kısmına; ABD ilk kez “Suriye’yi stratejik olarak konuşmaya” hazır olduklarının mesajını verdi. Gelecek günlerde bu mevzuda toplantılar hiç kimseye sürpriz olmasın.

İki ülke arasındaki başlıklar bunlarla sınırı olan değil, öteki bilgileri bir başka yazıda ele almak suretiyle şimdilik noktayı koyalım.