[ad_1]

Onur Binay/milliyet.com.tr

Ofisim, şirketlere bulut tabanlı, kolay, esnek ve özelleştirilebilir İK ve CRM uygulamaları sunuyor. Müşteri verilerini banka seviyelerinde güvenlik tedbirleriyle koruyor ve yakın zamanda pek çok yeni özellikle uygulamalarını geliştirmeyi hedefliyor. Türkiye’nin ilk yapay zeka destekli uygulama platformu Primeapps’i de uluslararası pazarlara sunma yönünde çalışmalarını sürdürüyor.

2015 yılından beri Türkiye’de bulut teknolojileri alanında faaliyetlerini yürüten Ofisim.com’un kurucusu ve CEO’su Serdar Turan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

1.İK ve CRM süreçlerinde bulut tabanlı yazılımların önemi ve sağladığı faydalar nedir? Neden şirketler bu çözümlere yöneliyor?

Şirketler, değişen pazar koşullarında daha etkin rekabet etmek ve daha başarılı olmak için sürekli kendilerini yenilemek ve iş süreçlerini daha verimli hale getirmek zorunda kalıyor. Özellikle hızlı büyüyen şirketlerde, farklı departmanlar arası süreçlerin uçtan uca verimli çalışmaması ve talep edilen raporların hızlı ve düzgün bir şekilde oluşturulamaması sık karşılaştığımız problemlerden diyebiliriz. Bu alanlarda yazılım teknolojilerini doğru konumlandırmak, firmalara ciddi verimlilik ve hız kazandırıyor.

Bizim geliştirdiğimiz bulut tabanlı İK (İnsan Kaynakları) ve CRM (Satış Gücü Otomasyonu) başta olmak üzere ihtiyaca göre özelleştirilebilen iş uygulamaları, verinin tek bir merkezden yönetilmesini, iş süreçlerinin otomasyonla yürütülmesini sağlıyor. Bu da şirketlerde iş sürekliliğini ve verimliliği artırmakla birlikte, operasyonel maliyetleri düşürüyor. Bulut tabanlı yazılımlar sayesinde verilerinizeistediğiniz herhangi bir yerden, istediğiniz anda erişebiliyorsunuz ve uygulamaların sunduğu bu mobilite, hız ve karlılık olarak dönüyor. Sıraladığım tüm bu avantajlar şirketlerin İK ve CRM süreçlerinde bulut tabanlı uygulamaları tercih etmesinde önemli bir rol oynuyor.

Bütün bu avantajlarla birlikte İK ve CRM uygulamaları şirketlere “kullandığın kadar öde” modeliyle ilk yatırım maliyeti yapmadan bulut tabanlı uygulamaları verimli bir şekilde kullanma fırsatı da sunuyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli şirketler için büyük maliyet tasarrufu sağlayan bu model, büyük kurumların büyük yatırımlarla hayata geçirdikleri bilgi yönetim sistemlerine, diğer işletmelerin de uygun fiyatlarla ve kolayca sahip olabilmelerini sağlıyor.

Ofisim olarak şirketlerin kod yazmaya gerek duymadan, tamamen modelleme yöntemleri ile kurgulanan ve gereksinimleri karşılayabilen güçlü bilgi yönetim sistemlerine ve iş uygulamalarına ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Bu noktada geliştirdiğimiz Low-code destekli PrimeApps platformumuzla şirketlere iş süreçlerinde inanılmaz hızlar kazandırıyoruz. Müşterilerimize PrimeApps platformumuz üzerinden, kullanımı kolay ve süreçlerine göre özelleştirilebilir esnekuygulamalar sunuyoruz.

2.Özellikle Türkiye’de bulut uygulamaları ve hizmetlerini nasıl görüyorsunuz? Türk şirketleri bulut odaklı çalışmalara uyum sürecinde başarılı oldular mı? 

Ülkemizde bulut bilişime yapılan yatırımları ele aldığımızda, Türkiye’de iş sürekliliğine bir bütün olarak bakan ve dijital dönüşümün önemini anlayan şirketlerin sayısının sürekli arttığını görüyoruz. Buna ek olarak, şirketlerimiz bulut uygulamalarının sağladığı maliyet ve verimlilik avantajlarını gördükçe bulut teknolojilerine yönelik talepleri de günden güne artıyor. Şirketler artık iş sürekliliği ve dijital dönüşüm konusunda daha bilinçli ve ihtiyaçlarını net bir şekilde ortaya koyabiliyorlar. Tek bir iş ihtiyacına ya da sürecine dönük kutu çözümlerden ziyade, entegre çözümler talep ediyorlar. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren ve farklı iş modellerine sahip birçok şirket, bulut tabanlı ve üzerinde kolayca uyarlama yapılabilen iş uygulamalarımız ile bütün iş süreçlerini kolayca yürütebilirken zamandan ve maliyetten de yüksek oranlarda tasarruf elde ediyor.

Teknolojik gelişmeler orta ve uzun vadede şirketlerin tüm bölümlerinde işlerin daha kolay yürütülmesine olanak veriyor. Ancak yeni bir sistemin, veri tabanının veya yazılımın kurum kültürüne yerleşmesi için elbette zaman gerekiyor. Çünkü geleneksel yöntemlerden bir anda vazgeçmek ve çalışanlara yeni bir çalışma alışkanlığı kazandırmak çoğu şirket için zaman isteyen bir süreç oluyor. Elbette bu sürenin kısa ya da uzun olması şirketlerin teknolojiyle ne kadar içli dışlı olduklarına göre değişiklik gösteriyor. Bu noktada da, uygulamalara geçiş süreçlerini daha hızlı ve verimli hale getirebilmek için müşterilerimizle birlikte bir yol haritası belirleyerek kurumlara özelçözümler sunuyoruz. Uygulamalara adaptasyon süreçlerinde 7/24 hizmet veren teknik destek ekibimizle, müşterilerimizindaima yanlarında oluyoruz.

3.Peki veri yönetiminin geleceği ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Bizleri neler bekliyor?

Gelişen teknolojiler ve artan iş yükleri kapsamında şirketlerin yönetmek zorunda olduğu veri miktarı katlanarak artıyor. Bu veriyi etkin bir şekilde depolamak ve kullanılır hale getirmek şirketler için rekabet avantajı sağlıyor. Örneğin ben müşterilerimle olan tüm ilişkilerimi bir CRM uygulamasında yönetiyor olursam ve bu verilerden şirketimin geleceğineyönelik öngörüleri doğru şekilde çıkartabilirsem, piyasada çok daha emin adımlarla hareket edebilir konuma gelmiş olurum. bulut teknolojileri, hem yüksek miktarda veri depolamaya imkân sağlaması, hem de bu veriyi işlemeye yönelik araçlar sunmasından ötürü, firmalara ciddi avantaj sağlıyor. Veri miktarı arttıkça, firmalar aynı zamanda yeni yeni gelişmekte olan yapay zeka algoritmalarını da kullanma imkanına sahip oluyorlar. Örneğin yapay zeka sayesinde talep miktarı, stok durumu ve üretim potansiyeli çok daha iyi öngörülerek, müşterilere çok daha hızlı ve doğru maliyetle ulaşılabiliyor. 

Veri yönetiminin geleceğini etkileyecek bir diğer önemli teknoloji ise Blockchain. Bulut teknolojilerini aktif olarak kullanan bir yaklaşım olan Blockchain, verilerin merkezi bir şekilde yönetilmesindense, dağıtık bir yapıda ve son derece şeffaf ve güvenli bir şekilde tutulabilmesini sağlıyor. Bulut teknolojileri ile donanım ihtiyaçlarını ve operasyonel maliyetlerini minimuma indiren şirketlerin, Blockchain ile veriyi yönetme ve iş ortaklarıyla aynı veri üzerinde çalışma konusunda çok daha maliyet-etkin bir hale geleceklerini öngörüyoruz.

4. Gelecek planlarınız ve hedefleriniz nedir?

2018’de uygulamalarımız üzerinde pek çok yeni özellik geliştirdik. Orta ve büyük ölçekli işletmelerin bilgi güvenliği ve gizliliği konusundaki hassasiyetlerini de dikkate alarak, kodlama yapmadan iş uygulaması geliştirilmesine imkan sağlayan PrimeApps platformumuzu yerinde kurulum ve özel bulut seçenekleriyle sunmaya başladık. Bunun yanı sıra, PrimeApps içerisinde yer alan BPM motoru ile iş süreçlerini daha kolay ve esnek hale getiriyoruz. Geliştirdiğimiz şifreli alanlar (EncryptedFields) sayesinde güvenlik hassasiyeti bulunan şirketlerin şifreli bilgi alanları üzerinden iş süreçlerini yönetmelerine yardımcı oluyoruz.

CRM ve İK uygulamalarına da yeni özellikler ekledik. Firmaların temel ön muhasebe ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla CRM uygulamamıza çok yakında kasa, banka ve fatura özelliklerinin lansmanını da Eylül ayı içerisinde yapacağız. Aynı şekilde İK uygulamamızda bordro yönetimi ve performans yönetimi modüllerini bu yıl müşterilerimize sunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Amacımız bulut tabanlı iş uygulamaları pazarında lider konuma gelebilmek. Bu yöndeki çalışmalarımıza gerek yılın son çeyreğinde, gerekse 2019’da devam edeceğiz. Bu yıl için en büyük hedeflerimizden birisi uygulamalarımızı deneyimlemiş olan 5 binin üzerindeki kullanıcı sayısını 10 binin üzerine çıkartmak. Müşterilerimizi dinleyerek geliştirdiğimiz tüm çözümlerle iş ortaklarımızın en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz.

Son olarak, elbette ki Türkiye’de elde ettiğimiz başarıyı yurtdışına da taşımayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, PrimeApps platformumuzu uluslararası pazarlara açarak, global iş ortaklıkları kurma hedeflerimiz var. Bunların çalışmalarına şimdiden başladıkve yurtdışındaki fırsatlar için görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Özellikle 2019’da daha somut neticeler alacağımızı düşünüyoruz.



[ad_2]

Source link