Çanakkale Savaşının Düzmece Fotoğrafı…

Her yıl 18 Martta Çanakkale Zaferinin anısına paylaşılan o meşhur fotoğrafı sanırız görmeyeniniz yoktur. Hani şu, iki askerin bir uçağın önünde poz verdikleri meşhur fotoğraf.. Ilk olarak mevzuyu birazcık irdeleyelim.

İDDİA : Fotoğraf Çanakkale Cenginde pilot olarak vazife almış iki subaya ilişkin. Savaşın hangi şartlar altında kazanıldığını bu fotoğraftan anlayabiliriz.

GERÇEK : Fotoğraf Çanakkale Cenginde çekilmemiş. Fotoğraf 1930’lu yıllarda İzmir Çiğli Havaalanı inşaatında çalışan iki işçiye ilişkin. Peki bu fotoğraf iyi mi oldu da tüm kamu kurumlarının duvarını süsleyebildi hatta Kktaplara kapak olabildi? Düzmece bir fotoğraf iyi mi oldu da Seyit Onbaşının fotoğrafından sonrasında Çanakkale Savaşının en meşhur fotoğrafı olabildi?

Fotoğrafın Hikayesi .. Fotoğraf ilk olarak ODTÜ Tarih Kısmı Öğretim Üyesi Bülent Yılmazer tarafınca 2005 senesinde ortaya çıkarıldı. Yılmazer fotoğrafı bilimsel niteliği olan bir emek harcaması için kullanınca, hepimiz tarafınca paylaşıldı. Hatta bir çok kamu ve askeri kurum fotoğrafı Çanakkale Savaşının simge fotoğrafı olarak kullandı.

Gerçek Ayrıntılarda Gizlidir .. Fotoğrafı Polis Dergisi derinlemesine çözümleme etmiş. Görselle destekleyelim bizde…

1-Uzun boylu askerin üniforması Fransızlarınki benzer biçimde soldan düğmeli. Osmanlı’da düğmeler sağda.

2-Aynı orduda iki asker çantasını değişik yerde taşımaz.

3-Sağdaki askerin giydirilmiş olduğu Osmanlı subayı giysisi. Osmanlı’da bir subay ile bir er yan yana bu şekilde durması imkansız.

4-Uzun boylunun elinde muhtemelen altın bir yüzük var. Osmanlı askerinde yüzük göremezsiniz. Yasaktır.

5-Uzun boylunun ayağındaki bot Fransız ordusuna aittir.

6-Harp neredeyse dört mevsim süresince sürdü. Bilhassa yazın güneş son aşama yakıcıydı. Dolayısıyla şapkalar minimum elbiseler kadar yıpranmış ve solmuş olmalıdır. Sadece şapkalar {hiç de} solmuş görünmüyor.

7-Kısa boylu askerin kemeri, tüfeği ve kasaturası yok. En önemlisi mataraları yok.

8-Kısa boylunun çoraplarının taban kısmı ile üst kısmı aynı renkte, doğrusu temiz. Yere basılan çorap bu şekilde mi olur? Kaldı ki; en yoksul zamanlarda bile, Türk köylüsü ayağına giyecek bir çarık yapmanı bilmiştir

Yetkin İşgen tarafınca bulunan öteki mantıksızlıklar şu şekilde açıklanmış;

1-1915’te Osmanlı ordusu iyi teçhizatlıydı, askerlerin üstü harap değildi…

2-Bu fotoğrafın Çanakkale’de çekildiğine dair hiçbir belge, emare, data yok. Fotoğrafçı ve bu fotoğrafları saklayan Almanlar’ın Türkiye’de bulunuş tarihlerine bakarsanız kesinlikle 1915 yılının sonundan sonrasında, doğrusu Çanakkale savaşı esnasında çekilmiş değil. 1917-1918’de de çekilmiş olabilir….

3-Öteki fotoğrafların hiçbirinde ne subay, ne asker, ne de destek personel bu durumda değil. Öteki fotoğraflarda yer ve ayrıntılar belirtilmiş…

4-Çanakkale hava birliklerine yardım eden ustalarda ve yardımcılarda bile sağlam Osmanlı üniforması varken, askerimizde bu giyim olması imkansız. Asker bu kadar perişan olursa yardımcıların çıplak olması gerekmez mi?

5-Aynı albümde Türk makinistlerin o yıllarda bakım yaptıkları uçağın önünde görüntüleri var. Ortadakinin belinde gümüş Asakir-i Şahane kemeri var. Yardımcıda bile bu kemer varken, bunlarda kemer yok..

6-Bu fotoğraf oldukca değişik biçimlerde geldi. Kısa boylu kişinin kafasındaki kepte kimi fotoğrafta bir rozet vardı, kiminde yoktu. Demek ki, bu işi bilen birileri photoshop yöntemiyle fotoğraflar üstünde oynamıştı. Diyeceksiniz ki, “Kim oynar?” Buna yanıtım, ‘Kepte bulunan rozeti tanıyan birileri’ olacaktır..

7-Bu ikisi, her ne kadar asker benzer biçimde duruyorlarsa da, gerek üzerilerindeki giysilerin durumu, gerekse taşıdıkları teçhizatın durumu nizami değildir.

8-Biri ekmek torbasını sağdan sola takmış, diğeri soldan sağa. Subay ceketli olanın yakasının son düğmesi bile kapalıyken, asker kılıklının yaka-bağır açık vaziyette. Fotini olan bacağına dolak sarmış, çorapla gezen ise bunu bile bağlamamış..

9-Aynı dönemde aynı şahıs tarafınca çekilmiş öteki fotoğraflarda bu iki garibana benzer asla kimse yoktur. Bu fotoğraflarda görülen Türk subay ve askerlerinin hepsinin durumları dönemin şartlarına uygun görünmektedir.


Fotoğrafın Gerçek Hikayesi.. Peki Çiğli Havalanında çalışan iki kişiye ilişkin olduğunuz nereden biliyoruz? Fotoğraftaki uzun boylu insanın oğlunun verdiği röportajdan; “Babamın o fotoğraf ile savaşın simgesi haline geldiğini öğrendim. Sadece babam 1911 doğumlu. Kısaca Çanakkale Savaşı başladığında 4 yaşındaydı. O fotoğraf babam Çiğli Havaalanı’nda işçi olarak çalışırken çekilmiş.”

Kaynak : VATAN Gazetesi , Özgürlük Gazetesi.