Dört taraflı takas işleminde, devreye iki ülkenin merkez bankalarının, yetkili bankaların, ya da cliring ofislerinin girmesiyle, cliring tekniği ile ticaret uygulamasına geçilmiş olur. Araya, merkez bankalarının ya da diğer aracı kuruluşların girmesi, dört taraflı takastaki aynı ülke ihracatçı ve ithalatçılarının birbirlerini arayıp bulma ve tek tek anlaşmaları prosedürünün yarattığı gereksiz zaman kaybının ve ek maliyetlerin ortadan kalkmasını sağlar. Bu kuruluşlarda açılan cliring hesaplarına ithalatçılarca ülke parası cinsinden yatırılan ithalat bedelleri, ihracatçıların alacaklarını karşılamakta, diğer ülkeden döviz transferine gerek kalmamaktadır. Yani, ülkelerin milli paraları konvertibl olmasalar da uluslararası ödeme aracı olarak kullanılabilmektedir.

İki ülke firmasının cliring ile dış ticaret yapabilmeleri için, barter’ dan farklı olarak, herşeyden önce ülkelerin hükümetleri arasında bu ticaretin esaslarını ve süresini belirleyen bir ikili ticaret veya ödeme anlaşması yapılmış olmalıdır.
Cliring anlaşmaları ile, ülkeler arasında dengeli ikili ticaret ilişkileri kurmak amaçlanır. Ancak zaman zaman cliring hesapları ülkelerden birinin aleyhine açık verebilir. Böyle durumlarda ticari ilişkilerin kesintiye uğramaması için, uygulamada taraflar karşılıklı olarak kredi limiti tanırlar. Söz konusu limitin aşılması halinde doğan borç, genellikle konvertibl döviz veya altınla ödenir.
Bu tür ticaret, geçmişte Türkiye tarafından eski Sovyetler Birliği, Doğu Bloku ülkeleri ve diğer az gelişmiş ülkelerle ticarette yaygın olarak kullanılmıştı. 1980’den sonra başlatılan liberal ekonomik politikalar çerçevesinde Türkiye’deki cliringli ticaret anlaşmalarına birer birer son verilmiş ve onun yerine serbest dövizli ticarete dönülmüştür.