Değişik ambiyanslarla ya da hoş manzaralarla müşterilerin ilgisini çekmeye çalışan restoranlara alıştık. Sadece birazdan okuyacaklarınız tam anlamıyla bir ilk.

Kopenhag’da bulunan Alchemist’in iki Michelin yıldızlı şefi Rasmus Munk, müşterilerine uzayın kıyısında yiyecek yeme deneyimi vadediyor.

2025 senesinde hayata geçirilecek proje kapsamında, altı fazlasıyla şansı ve varlıklı gezgin, deniz seviyesinden 100.000 fit (3,5 kilometre) yukarıda süzülmekte olan bir “uzay balonu”nda yiyecek yeme fırsatını elde edecek.

Space Perspective şirketine ilişkin Neptün Uzay Gemisi’nde gerçekleşecek bu yemeğe katılmak isteyenler şahıs başı 495 bin doları gözden çıkarmak zorunda.

Adı “uzay gemisi” olmakla beraber, Neptün, devasa bir hidrojen balonunun altına asılmul basınçlı bir kapsül. Herhangi bir roket ya da jet motoru içermeyen bu aracın hareketleri fazlaca yumuşak olduğundan, iştirakçilerin hususi bir uzay eğitimi alması da gerekmiyor.

Gün doğarken Dünya manzaralı yiyecek tadı

Florida’dan havalanması ve saatte 19 kilometre hızla seyretmesi planlanan balon, en yüksek noktaya ulaştığında müşteriler o güne kadar uzaya çıkarılmış en büyük pencereden Dünya’yı seyretme fırsatı bulacak.

Munk, yiyecek servisinin müşteriler Dünya’nın kavisi üstünden güneşin doğuşunu izlerken yapılacağını söylemiş oldu. Tanınmış şef Neptün’ün mikro yerçekimi alanına girmeyeceğini, bu yüzden müşterilerin ve tabakların havada süzülmesinin de söz mevzusu olmadığını altını çizdi.

Munk, “Yiyecekleri insan olarak varlığımızın ortak unsuru olarak vurgulamak isterim. Dünya’nın yuvarlaklığına bakarken yiyecek servisi yapmak fazlaca anlamlı olacak. İnsanın ömründe bir kez yaşayabileceği dönüştürücü bir tecrübenin parçası olmaktan onur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Şirket, menüdeki yemeklerle ilgili “açık ateşte pişirilmeyecekleri” haricinde bir detay vermedi. Kapsül minik olduğundan yemeğin başka bir yerde hazırlanıp burada servis edilmesi de söz mevzusu.

Sadece kelime anlamı “simyacı” olan Alchemist, tabaklarında kullandığı garip tekniklerle biliniyor. Restoranın menüsünde daha ilkin şekerlenmiş ağaç karıncası, morina balığı jölesi ve silikon bir kafada servis edilmiş bir tatlı şeklinde yemekler (ya da restoranın tabiriyle “izlenimler” vardı. Hatta Japon Uzay Ajansı’ndan iki astronotun talebi üstüne, Alchemist şefleri 2010’da bir sakura çiçeği tabağı bile hazırlamıştı.

‘Kuşbakışı Tesiri’ bariyerleri yıkabilir mi?

Uzay yemeğinin amaçlarından biri de toplumsal şuur adına farkındalık yaratmak. Yemeğin katılımcıları uzayın kıyısına dünyanın ilk “karbon yansız uzay gemisi” ile gidecek. Yemeğin tüm geliri bayanların uzay sektöründeki yerini iyileştirmeyi amaçlayan Uzay Ödülü Vakfı’na aktarılacak.

Alchemist, Dünya’yı uzaktan görmenin katılımcılara “kaderlerimizin birbirine dolanmış bulunduğunu hatırlatacağını” da öne sürüyor.

Organzasyonu yürüten SpaceVIP’nin kurucusu Roman Chiporukha, “Bu ilk seyahat kolektif evrimimizin gidişatını şekillendirme ve insan bilincini yükseltme adına SpaceVIP’nin uzay yolculuklarının dönüştürücü enerjisini dizginleme misyonunun ilk kısmı” dedi.

Dünya’yı uzaydan görmenin yarattığı ruhsal değişimlere “Kuşbakışı Tesiri” deniyor. Bazı astronotlar uzaya çıktıklarında, şuur düzeylerinde bir değişim bulunduğunu yada Dünya’nın kırılganlığıyla aralarında bir bağ kurulduğunu ifade ediyor.

Sadece insanları yarım milyon dolarlık bir yiyecek için uzaya çıkarmanın Alchemist’in iddia etmiş olduğu şeklinde aramızdaki bariyerleri yıkıp yıkamayacağını vakit gösterecek.

Öte taraftan Space Perspectives, 2024 sonuna kadar ticari uçuşlara başlamayı hedefliyor.


Daily Mail‘in haberini Sevin Turan Türkçeleştirdi. Fotoğraflar: Space Perspectives.