Joseph Grew, 1927-1932 yıllarında ABD’nin Ankara büyükelçisiydi. Lozan Konferansı’nda gözlemci olarak bulunmuştu. Hatıralarını iki kitap halinde yayınladı. Bu kitaplardan ilki “Lozan Günlüğü” adıyla Türkçe’ye çevrildi. Mister Grew’ün anılarında yer edinen İsmet İnönü ile ilgili bir kısmı okuyalım:

“Türkler bu akşam Palace Hotel’de seksen kişinin davetli olduğu ilk büyük yiyeceklerini verdiler. Yemekten ayrılmayı arzu ettiğimiz anda İsmet bizleri kolumuzdan tutup bitişikteki odaya soktu, yeşil chartreuse likörü sipariş etti…

Kadehleri daha ilkin benzeri görmediğim bir hızla birbiri ardına yuvarlamaya koyuldu. Ortada hiçbir şey yokken candan kahkahalar atıyordu…

İsmet, ABD’yi görmek istediğini söylediğinde ise çarpıcı ayrıntılarıyla kendisini iyi mi Paris ve Londra’ya götüreceğimizi, peşinden Birleşik Devletler’i baştan aşağı gezdirerek Niagara Şelalesi’ni, Colarado Kanyonu’nu, Beyaz Saray’ı göstereceğimizi söyledik. Bunun için yapması ihtiyaç duyulan şey şu iki antlaşmayı imzalamaktan ibaretti: Ilkin müttefiklerle sonrasında bizimle olan antlaşmalar!

İsmet büyük bir gusto ile dizine vurdu, yeşil chartreuse’dan iki bardak daha yuvarladı. Eğer antlaşmalar hazır olsaydı, büyük olasılıkla her şeye orada imzayı basacak durumdaydı…”

(Lozan Günlüğü, Multilingual, 2001, Sayfa: 81-82)

*

Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandı…

Antlaşmadaki otuz altı Gizli saklı Madde bugüne dek günışığına çıkmadı. O gizli saklı maddelerden birisi de Hilafetin Kaldırılması’dır!

Hahambaşı Haim Nahum (1873-1960) Lozan’daki Türk heyetinde yer aldı: İsmet İnönü’nün başdanışmanıydı…

Nahum, 1900-1904 yılları aralığında Yüksek İstihkâm ve Topçu Okulu’nda Fransızca öğretmenliği yapmış oldu. Talebeleri içinde İsmet İnönü de vardı! İsmet Paşa, 14 Şubat 1901 tarihinde girmiş olduğu topçu okulunu 1 Eylül 1903’te tamamladı.

Esther Benbassa’nın yazdığı “Son Osmanlı Hahambaşısı’nın Mektupları” adlı kitapta “Haim Nahum, 1919’dan sonrasında Mustafa Kemal’in adamı olmuştur” cümlesini okuyoruz. (Milliyet Yayınları, Sayfa: 45)

Lozan Konferansı’nda görüşmelerin sürdüğü dönemde Paris gazetelerinden birinde çıkan bir haberde Haim Nahum’un “Kaygı edilmesin. İsmet, benim ahbabımdır. Sözümden çıkmaz. Lozan’da işleri düzeltirim” söylediği yazılmıştır!

Haim Nahum’un İngiliz heyetiyle görüşmelerde arabuluculuk yapmış olduğu aşikârdır. Başta “Hilafetin Kaldırılması” olmak suretiyle “gizli saklı maddelerin kabul ettirilmesindeki” en etkili isimdir!

*

İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Percy Loraine, 26 Ekim 1938’de Londra’ya gönderilmiş olduğu gizli saklı mesajda “Mustafa Kemal Atatürk krizi atlattı, sadece hastalığının öldürücü bulunduğunun bilincinde değil” diyordu!

Percy, “Mustafa Kemal Atatürk’ün hastalığında kabinede tam bir uyum vardı. Her mühim mevzuda İnönü’ye danışılmıştır. Lütfen Kral’a bildiriniz” diye yazmıştır.

Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk ise 5 Eylül 1938’de vasiyetini yazdırdı!

Vasiyetinin bir kısmı sansürlenmiştir! Vasiyetinin sansürlenen bölümlerinin bulunduğunu uzun seneler sonrasında öğrenen Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dır!

Ondan önceki Cumhurbaşkanı olan (12 Eylül’ün lideri) Kenan Evren 1988 senesinde (Çankaya Köşkü’nde iken) Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti ile ilgili olarak bazı bilgilerin açıklanmasını “sakıncalı” görmüştü!

Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk’ün sansürlenen vasiyetinde (sözgelişi) “Hilafetin Kaldırılması hakkında” bir cümle yada bölüm var mıdır?

*

Münir Ertegün (1883-1944) Lozan Konferansı’ndaki Türkiye delegasyonunda “hukuk danışmanı” olarak yer aldı. 1934 senesinde Türkiye’nin Washington Büyükelçisi oldu. 11 Kasım 1944 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda edene kadar bu görevini sürdürdü…

ABD’nin Türkiye’deki Eski Rejim’i (Baronsal Üst Yapı) İngiltere devletinden devraldığı tarih, 11 Haziran 1944’tü: İkinci Cihan Harbi’nin gidişatını değiştiren Normandiya Çıkarması’nın “bir tek beş gün sonrasından” söz ediyoruz!

Doğrusu, kapalı kapılar ardındaki bu hadise gerçekleştiği sırada; Mister Ertegün Washington büyükelçisiydi…

Ertegün Ailesi’nin “İbrani asıllı” olduğuna dair ciddi iddialar vardır!

İkinci Dünya Savaşı’nın sembolü sayılan cenk gemisi USS Missouri 5 Nisan 1946’da İstanbul’a gelmiştir.

Gemide 1944’te Washington’da ölen Münir Ertegün’ün naaşı yer alıyordu! Söz mevzusu cenk gemisinin ziyareti, Soğuk Cenk’ın başlangıcında “Komünizme karşı ABD sizi koruyacak!” illüzyonunu simgeliyordu. ABD’nin Türkiye’deki derin egemenliği de böylelikle perçinlenmiş oluyordu!

O günlerde hemen hemen altı yaşlarında olan Fetullah’ın, Erzurum’da Komünizmle Savaşım Derneği’ni kurmasına daha on dokuz yıl vardı!

26 Ocak 1949’da İstanbul’a yeni gelen Rum Ortodoks Patriği Athenagoras, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye ABD Başkanı Harry Truman’dan bir bildiri getirmiştir!

Türkiye, 28 Mart 1949’da “İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke” oldu! Tanıma kararının altında Cumhurbaşkanı İnönü’nün imzası yer alıyordu.