NASA astronomları galaksimizin dışından gelen ve sebebi hemen hemen anlaşılamayan ‘beklenmedik bir sinyal’ keşfetti. Bilim adamları gizemli deposu bulmaya ve bu kozmik bilmeceyi çözmeye çalışıyor.

Maryland Üniversitesi ve NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde kozmolog olan Alexander Kashlinsky bulguları Amerikan Astronomi Derneği’ne sunarken “Bu tamamen tesadüfi bir bulgu” dedi ve ekledi:

Gökyüzünün araştırmakta olduğumuzdan oldukca daha değişik bir bölgesinde kuvvetli bir sinyal bulduk.

Bulguları açıklayan bir yazı geçen hafta The Astrophysical Journal Letters’da gösterildi. NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden Francis Reddy, “Bu galaksimizin haricinde beklenmedik ve hemen hemen açıklanamayan bir durum” diye yazdı.

Bilim adamları bu alternatif sinyali evrenin oluşumu hakkında cevaplar ararken tespit etti. Ekip, evrendeki en eski ışık olan CMB ile ilgili bir gama ışını unsuru arıyordu. Bilim adamları CMB’nin sıcak, genişleyen evrenin ilk atomları oluşturacak kadar soğumasıyla ortaya çıktığını ve bu vaka sonucunda ilk kez kozmosa nüfuz eden bir ışık patlamasının meydana geldiğini tahmin ediyor.

Şu demek oluyor ki CMB evrendeki en eski ışığı temsil ediyor. Büyük Patlama’dan ortalama 380 bin yıl sonrasında meydana gelen bir vakadan arta kalan kozmik bir fosil de diyebiliriz. Bundan ilkin evren ışığın içinden geçemediği, özgür elektron ve protonlardan oluşan sıcak ve yoğun bir çorbaydı.

Sadece zaman içinde elektron ve protonların bir araya gelmiş olarak ilkel atomları oluşturmasına izin verecek kadar soğudu; opak hâlden saydam hâle geçerek ışığın gezi etmesine izin verdi. İşte CMB bu ilk özgür dolaşan fotonlardan meydana geliyor. CMB, bir ucunun diğerinden daha sıcak ve yoğun olduğu dipol (çift kutuplu) bir yapıya haiz. Gök bilimciler Güneş sistemimizin hareketinin bu yapıyı oluşturduğunu düşünüyor.

Bu hareket, herhangi bir astrofiziksel kaynaktan gelen ışıkta bir dipol sinyaline yol açıyor sadece şu ana kadar kati olarak ölçülebilen tek kaynak CMB. Bilim adamları bu örüntüyü başka ışık türlerinde arayarak dipolün tamamen Güneş sistemimizin hareketinden kaynaklandığı fikrini doğrulayabilir.

NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu, Dünya yörüngesinde her üç saatte bir tüm semayı tarıyor. İllüstrasyon: NASA

Araştırmacılar gizemli sinyali fark ettikleri sırada Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu’nun 13 senelik verilerini çözümleme ediyorlardı. Bu kuvvetli teleskop, Dünya’da deneyimlediğimiz görünür Güneş ışığından binlerce ila yüz milyarlarca kat daha yoğun olan (ve ışığın en yüksek enerjili formu olarak tanımlayabileceğimiz) gama ışınlarını tespit edebiliyor. Gama ışınları çoğu zaman bir yıldız infilak ettiğinde yada nükleer patlama meydana vardığında oluşuyor.

Astronomlar tamamen başka bir şey ararken bu alternatif sinyale rastladı. Hususi göreliliğin tesirleri ve gama ışınlarının yüksek enerjili doğası sebebiyle, bu şekilde bir dipolün bu verilerde CMB’nin düşük enerjili mikrodalga ışığında olduğundan beş kat daha belirgin olması gerekiyordu. Ekip bu örüntüye benzeyen bir şey buldu fakat bekledikleri yerde değil. Goddard’da astrofizikçi olan Chris Shrader, “Bir gama ışını dipolü bulduk fakat tepe noktası cenup gökyüzünde, CMB’den uzakta yer ediniyor ve büyüklüğü Güneş sisteminin hareketinden bekleyebileceğimizden 10 kat daha büyük” diyor.

Araştırmacılar, keşfin 2017 senesinde Arjantin’deki Pierre Auger Gözlemevi tarafınca gözlemlenen kozmik bir gama ışını ile bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Onlara bakılırsa bu iki olgunun birbiriyle bağlantılı olması da olası. Hemen hemen tanımlanamayan kaynaklar hem gama ışınları hem de ultra yüksek enerjili parçacıklar üretiyor. Bilim adamları bu kozmik bilmeceyi çözmek için gizemli deposu bulması ve alternatif açıklamalar sunması gerekiyor. Beklenmedik bulgu dipol yapısının iyi mi oluştuğuna dair fikirleri doğrulamaya yada sorgulamaya destek olabilir.


Business Insider ve space.com haberinden derlendi. Ek kaynak: NASA