Günümüzde kentsel nüfus ve tüketim oranlarının artmasının sonucu hammadde kaynaklarımız hızla azalıyor. Bilhassa kıymetli ve eleştiri hammaddeler içinde yer edinen çinko, kobalt, lityum benzer biçimde pil üretiminde kullanılan madenlerin yakın gelecekte tükenecek olması ve klasik madenciliğin enerji ve yoğun iş günü gereksinimi, bu hammaddelerin değişik kaynaklardan elde edilmesi konusunu gündeme getiriyor. Geri dönüşüm ile hammadde kazanımının klasik madencilik teriminin yerini almaya başladığını ifade eden Exitcom Genel Müdürü Murat Ilgar, “Geri dönüşüm ile hammadde kaynaklarımız korunurken, ülke ekonomisine katkı sağlanmakta ve zararı dokunan elementlerin doğaya karışmasına engel olunuyor” diyor.

Murat Ilgar

DEĞERLİ VE KRİTİK HAMMADDELER EKONOMİYE GERİ KAZANDIRILIYOR

Internasyonal pil geri dönüşüm hizmeti ile fizyolojik, kimyasal (hidrometalurjik) ve termal (pirometalurjik) prosesler dahilinde primer ve sekonder pillerden hammadde kazanımı elde eden Exitcom birçok kıymetli ve eleştiri hammaddeyi ekonomiye geri kazandırıyor. Son zamanların oldukça gelişime açık ve güncel mevzularından olan elektrikli vasıta bataryalarını da proseslerinde işleyebilen Exitcom, tesisinde ilk olarak ikincil ömrü olan pilleri kontrol ederek tekrardan kullanıma öncelik veriyor. Kullanım ömrünü tamamlayan piller ise kontrol işlemi sonrası boşalma ediliyor ve geri kazanımı gerçekleştiriliyor. Böylece lityum, kobalt, mangan başta olmak suretiyle birçok kıymetli ve stratejik hammadde geri dönüşüm ile doğaya yararlı yollarla geri kazandırılıyor. Murat Ilgar mevzu ile ilgili olarak “Internasyonal siyaset ve direktifleri yakından takip etmekteyiz. Bu bağlamda 10 Mart 2022 tarihinde sunulan, pil ve akümülatör kullanımına ilişkin AB yönerge önerisi ile 2030 yılından itibaren yeni üretilen endüstriyel, elektrikli vasıta ve otomotiv pillerinde belirlenen minimum miktarlarda geri dönüştürülmüş kobalt, nikel ve lityum kullanılması gerekecektir” ifadesini kullanırken öteki taraftan tüm dünyada tesirini gösteren aşırı hava koşullarının artmasıyla beraber küresel ısınma ve iklim değişikliği problemininin son zamanların en güncel sorunları içinde yerini aldığını, bu bağlamda Avrupa Komisyonu tarafınca açıklanan Avrupa’yı 2050 yılına kadar iklim yansız hale getirmeyi amaçlayan “Avrupa Yeşil Mutabakatını” ve ortaya koyduğu politikaları yakından takip ettiklerini söylüyor.