Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nden (NASA) bilim adamları Güneş üstünde devasa büyüklükte kararmış noktalar tespit etti ve yıldızımız üstündeki bu noktalar, ondan 150 milyon kilometre uzaktaki Dünya’dan “çıplak gözle” görülebiliyor.

Güneş lekesi olarak malum bu noktalar, bizim baktığımız yerden bir “meyve sineği” kadar görünse de, aslen gerçek boyutları gezegenlere eş. Dünya’nın manyetik alanından binlerce kat kuvvetli manyetik alana haiz olduklarını da belirtelim. Lekeler karanlık görünüyor bu sebeple onlar aslen çevrelerindeki alanlardan çok daha soğuk durumda.

Amerikan Uzay Ajansı, Twitter/X üstünden yapmış olduğu açıklamada “Eğer iyi bir görüşe sahipseniz ve Güneş tutulması gözlükleriniz var ise, bu lekeleri çıplak gözle görebilirsiniz” diyor ve gene de insanları güneşe asla doğru güneş koruması olmadan bakmamaları mevzusunda uyarıyor.

Bu gönderiye yanıt veren pek çok kullanıcı, lekeleri görebildiklerini söylüyor. Bu tür lekelerin kaybolması genelde bir kaç gün ile bir kaç hafta arasında sürüyor. NASA’nın Solar Dynamics Observatory – Güneş Dinamikleri Gözlemevi de bu lekeleri Güneş’ten gerçek zamanlı görüntüler ile takip ediyor.

Dünya’daki mevsimlere benzer şekilde, Güneş de her 11 yılda bir yeniden eden bir mevsim döngüsüne haiz. Döngünün başlangıcında ve sonunda hareketlilik en düşük seviyesinde oluyor. Sadece döngünün ortalarına yaklaştıkça güneş hareketliliği artıyor ve yıldızımızda devasa patlamalar yaşanıyor.

Şimdi de bu döngü tepe yapmak suretiyle, en yüksek seviyesine 2025 yılı ortalarında erişecek. Bu yüzden de güneş patlamaları ve taçküre kütle atımları -Güneş’in dış atmosferinden püsküren plazmaya taç adı veriliyor- artık haberlerde kendilerine daha oldukca yer buluyor. Türkiye’den izleyemeyecek olsak da, bilhassa ABD, 8 Nisan’da gerçekleşecek olan tam Güneş tutulmasını bekliyor.

Güneş lekeleri, manyetik alanların bilhassa kuvvetli olduğu noktalarda ortaya çıkıyor
Credit: NASA / SDO / AIA / HMI / Goddard Space Flight Center

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi Uzay Hava Tahmin Merkezi’nden bilim insanı Mark Miesch, mevzuyla ilgili Mashable’a geçtiğimiz yıl yapmış olduğu açıklamasında “Fırtına mevsimlerinin uzaydaki eşdeğeri diyebiliriz. Şimdi de bir yenisi başlıyor” ifadelerini kullanmıştı.

Güneş lekeleri, yıldızımızda manyetik alanların bilhassa kuvvetli olduğu bölgelerde oluşuyor. Güneş lekelerinin civarlarındaki manyetik alan çizgileri genel anlamda birbirine dolaşıyor. Bu da Güneş patlaması dediğimiz patlamalara sebep oluyor ve uzaya bir radyoaktif fırtına salıyor, ki bu da bazen gezegenimize kadar ulaşıyor.

Güneşi inceleyen bilim adamlarının bu “uzay hava değişimi” vakalarını tahmin etmeleri zor sadece yıldızımızı devamlı gözlemleyerek şiddetli patlamaları ve Dünya’ya etkilerini daha iyi anlamaya çalışıyorlar. Dünya’nın kuvvetli ve büyük manyetik alanı ile atmosferi, üstünde yaşayan insanları, bu patlamaların negatif etkilerinden koruyor. Gezegenimizin çekirdeğindeki erimiş metal tarafınca üretilen manyetik alan, Güneş’ten gelen yüklü gazları uzaklaştırıyor. NASA bunu “yağmurda açtığımız şemsiyeye” benzetiyor.

Güneş lekeleri uzaktan meyve sinekleri benzer biçimde görünse de, gerçek boyutları gezegenler kadar büyük
Credit: NSF / AURA / NSO

Fakat uzay havasındaki değişimlerin Dünyamız üstünde değişik tesirleri de var, güç şebekelerinde, yazışma ağlarında ve GPS sistemlerinde bozulmalar benzer biçimde. Bunlar ender yaşanıyor sadece 1989 yılı Mart ayında yaşanmış olan güneş patlaması, Kanada’nın Quebec eyaletinde 12 saatlik elektrik kesintisine yol açmış ve radyo sinyallerini de bozmuştu.

Eğer bu güneş lekelerini çıplak gözle görmek istiyorsanız, oldukca iyi güneş tutulması gözlükleri kullandığınızdan güvenli olun.

“Fırtına mevsimlerinin uzaydaki eşdeğeri diyebiliriz.”

Koruyucu gözlük olmadan, retinanız güneşten gelen ışığı emmeye adım atar
Credit: MARK RALSTON / AFP via Getty Images

“Koruyucu gözlük olmadan güneşi gözlemlerseniz, retinanız gelen ışığı emmeye adım atar. Işık reseptörleriniz dolduğunda, bu aşırı ışık akımı retinayı geçer ve gözbebeklerinizi kaplayan koyu pigment tarafınca emilir. Böylece hücreleriniz kimyasal saldırıda zarar görmeye adım atar.” Bu sözler, güneş tutulması filtreleri mevzusunda dünya genelinde bir uzman olan Dr. Ralph Chou’ya ilişkin.

Chou sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Bu durumdaki büyük çekince, pigmentin fazla radyasyonu emmesindedir. Bunu ısıya çevirir ve hücrelerdeki ısıyı artırır, sonunda dokuyu gerçek anlamda pişirir. Bu da sizi artık onarım edilemeyecek kadar kalıcı bir yara ile bırakır.”


Elisha Sauers’in haberini Erinç Eröz Türkçeleştirdi