Daha şehitlerin kanı kurumadan kişisel çıkarlar öne çıktı. Düzmece kahramanlar, şovmenler türedi. Meseleyi sulandırmaya dönük girişimler, zihinsel operasyonlar başladı.

15 Temmuz’da bir iç harp senaristliğinin servis edildiğini anında kavrayıp, tankların önüne fırlayanları, kurşunlara siper olanları, kan akıtanları, can verenleri, vatan terimini tekrardan diriltenleri neredeyse darbenin ortakları duyuru edecek seviyede bir pervasızlık, küstahlık, alçakça kampanyalar başlatıldı.

Bu kampanyayı başlatıp yürütenlerin, aslen o darbe girişimiyle bağlantıları olduğu, Batı’ya doğru gidildikçe yollarının bir yerde kesiştiği oldukca yakında ortaya çıkacaktır. Kim bilir bir sonraki senaryo onların üstünden servis edilecektir. Bunun işaretleri belirginleşmeye adım atmıştır.

Sıradaki senaryonun figüranları onlar olacak

Oysa biz; kahraman kim, karşılık ödeyen kim, kendini feda eden kim, onları kurşunların üstüne yürüten duygu ve fikir ne iyi biliyoruz. Bu ülkede iyi mi bir savaşım verildiğini, kimlerin o mukaddes savaşım üstünde tepindiğini iyi biliyoruz.

TV ekranlarındaki şovmenler kadar, onların kişisel hırsları kadar, 15 Temmuz’dan sonrasında bile kendini gizleyip bir sonraki senaryonun servis edilmesini bekleyenleri de biliyoruz. Milletimiz, ülkemizin derin tarih ve ferasetinden beslenenler, darbe karşıtı görünen hatta herkesten önde koşanların üstünden bile nelerin servis edildiğini, bu çevrelerin bir ihtimal bir sonraki senaryonun aslolan figüranları olacağını biliyoruz.

Türkiye’nin siyasal tarihinde, Anadolu’nun siyasal tarihinde görülmemiş bir saldırıdır 15 Temmuz. Bu topraklarda örneği yoktur. Senaryonun da, vatan hainliğiboyutunun da emsali yoktur. Onlarca yıl yetiştirilen ve bekletilen bir terör örgütünün,sistemin meşru yayınlarını kullanarak Türkiye’yi içeriden çökertmeye, içeriden işgal etmeye dönük girişiminin bir ihtimal tarihte de örneği yoktur.

“İslam kendi içinde savaşacak” senaristliği

Bu vaka, yalnız “TSK içinde yuvalanan Gülen ve teröristleri darbe hayata geçirmeye kalkıştı” kolaycılığı ile anlaşılabilecek, geçiştirilebilecek bir şey değildir. 28 Şubatdarbesinin kat kat ileri aşaması, son aşama karmaşık bir senaryo, Gülen ve çetesiyle sınırı olan olmayıp tam bir çokuluslu senaryo uygulanmıştır.

28 Şubat darbesi, Türkiye’de darbe terimini değiştiren, oldukca daha sofistike bir programdı. Çokulusluydu. Küresel ölçekte bir projeydi. Derhal peşinden da terörle savaşım adına, İslamcı tehdit adına tüm dünyada 28 Şubat benzeri güvenlik stratejileri uygulanmış, küresel muhteşem hal duyuru edilmişti.

Kim bilir 28 Şubat’ın ve küresel ölçekte muhteşem halin temel tezi olan “İslamcı tehdit” bu yeni figüranların önüne konulacak, buradan yeni bir cephe açılacaktır.Eğer bu olursa “İslam kendi içinde savaşacak” tezi Türkiye’de bu çevreler üstünden servis edilecektir.

İç savaşın kapılarını açmak

28 Şubat sonrası coğrafyamızın iyi mi bir yıkımla yüzleştiğini hep beraber gördük. Fakat o süre asla kimse 28 Şubat’ın gerçek mahiyetine yoğunlaşmadı, sorgulamadı,çokuluslu boyutu adeta kaldı, gizlendi.

15 Temmuz oldukca daha ileri bir projedir. 28 Şubat şeklinde Türkiye’de uygulanmak istenmiştir. Derhal söyleyeyim, arkasından yalnız Türkiye’yi değil, tüm coğrafyayı sarsacak vahim gelişmeler takip edecektir. Şundan dolayı hep bu şekilde olmuştur. Türkiye’nin iç harbe sürüklenmesi, bulunduğumuz coğrafyanın yüz yıl süresince harp içine sürüklenmesi olacaktır.

Plan bunun üstüne biçimlenmiştir. Gülen ve çetesine yalnız ihale verilmiştir. Biz aslen çokuluslu bir hücum altındayız. O gün başarsalar, iç savaşın kapılarını açmış olacaklardı. Amaç hasıl olmuş, o son olarak kale yıkılmış, coğrafyanın haritalarıyeniden çiziliyor olacaktı.

Onlar bu toprakların hamur harcını, gizli saklı güçleridir

O akşam sokağa çıkanlar bu yüzden tarihin akışını değiştirdi. Daha Cumhurbaşkanı Erdoğan “sokağa çıkın” çağrısı yapmadan, o çağrıyı yapacağını bilip askerlerin karşısına dikilenler derin bir ferasetin temsilcileridir. Onlar bu topraklarınhamurudur, gizli saklı güçleridir.

Bu ülke işte bu feraset, gizli saklı güçle ayaktadır. Hal bu şekilde iken, bir ekip “servis elemanları”nın, grupların, şer odaklarının bu gizli saklı gücü hedef alması, 15 Temmuz sonrası yeni bir servis, senaryodur. Onların bu tavrı, darbe girişimiyle, iç harp senaryosuyla örtüşmektedir. Kim bilir 15 Temmuz sonrası servis bu yönde şekillendirilmiştir.

15 Temmuz darbesinin gizli saklı ortakları kim?

Kişisel olarak, ülkemize yönelik ağır saldırıya karşı milyonların ayağa kalkmasını küçümseyen, etkisizleştirmek isteyen her insanın darbe sonrası projede rol aldıklarına inanıyorum. 15 Temmuz’un çokuluslu boyutunu gizlemeye dönük yazı ve konuşmaların da aynı çerçevede sipariş olduğuna inanıyorum.

Birileri, yalnız kriptoları, bir sonraki müdahalede kullanılacak dinamik güçlerigizlemekle kalmıyor, bu yönde kampanya yürütenler üstünden sıradaki senaryoyaortam yapmaya çalışıyor. Yalnız bir ay içinde, bu kadar ağır bir saldırının, cürmün unutturulmaya, anlamsızlaştırılmaya çalışılması “yakın çekince”nin ne olabileceğine dair kuvvetli ipuçları veriyor.

“Erdoğan’sız Türkiye” ABD ve AB’nin ortak projesidir

Yine yeniden yazacağım: ABD bu girişimin arkasındadır. Bazı Avrupa ülkeleri arkasındadır. Bu iş çokuluslu bir projedir. Yalnız iç iktidar değişimiyle sınırı olan bir şey değil, bir Türkiye tasarımıdır. ABD ve Avrupa, Gülen ve çetesi kadar terör örgütlerine de bu yönde roller vermiştir. Hepsi Erdoğan’sız Türkiye için ittifak etmişler, darbe girişimi sonrası için hesaplarını yapmışlardır. Suçüstü yakalanmışlar, açığa düşmüşlerdir. Kati başarı hesabı yaptıkları için de, başarısızlık sonrası için cümleleri hazırlamamışlar ve oldukca fena halde ortada kalmışlardır.

Daha önceki darbeler, dar bir askeri kadro içinde planlanıyordu. 28 Şubat yineTSK içindeki dar bir kadro ile ABD ve İsrail aşırı sağı tarafınca planlanmıştı. Bu seferki Gülen ekibi ile planlandı. Fakat acaba bu kadar mı? Yalnız Gülen’e bağlı askerler mi vardı? Ya da ABD ve NATO önceliklerini Türkiye’nin önceliklerinin üstünde tutanlar 15 Temmuz girişiminde iyi mi bir pozisyon aldı? Bundan sonrasında iyi mi bir pozisyon alacak?

Bugüne dek tüm darbe planları başarı göstermiş olanların, bir başarısızlık hesaplamamışolmaları oldukça düzgüsel. İşte onları suçüstü meydana getiren bu hataları oldu. Türkiye bu tarz şeyleri bilmeli. Bu resmi görmeli. Bundan sonrasında neler olabileceğini öngörmeli ve ona gore hazırlığını yapmalı.

“Bu iş burada bitti” demeyin, bitmedi..

Gevşemeyin. Seyahat vakaları sonrası olduğu şeklinde, 17-25 Aralık sonrası olduğu şeklinde “bu iş burada bitti” demeyin. Bitmedi, bitmeyecek. Uzunca bir süre bu varlık-yoklukhesaplaşmasını en sancılı halde yaşayacağız, o mücadeleyi vereceğiz.

Seyahat ve 17 Aralık sonrası her şey hasıraltı edildi. Seyahat vakalarıyla ilgili ortaya sağlam bir rapor bile çıkmadı. Iyi mi bir proje uygulanmış olduğu hiçbir şekilde tartışılmadı. Günübirlik söylemlerin ötesinde hiçbir şey üretilmedi. 17 Aralık müdahalesinin küresel ekonomik ayağı, ABD bağlantıları, İran bağlantıları şeklinde mevzular derinlemesine incelenmedi.

15 Temmuz tarihimizin en ağır saldırısı iken, millet ve Meclis saldırıya uğramışken, bir ay şeklinde kısa bir süre içinde anlamsızlaştırılmak isteniyor. Bu vahim vakası toplumsal hafızadan silmeye dönük tüm zihinsel karartma operasyonları darbe girişiminin devamıdır. Bu operasyonlarda rol alan hepimiz bilerek ya da bilmeyerek 15 Temmuz saldırısına ortak olmaktadır.

“İslam iç savaşı” cephesini kim açacak?

Asla gevşemeyin. İç harp için yeni adımlar, yeni saldırılar gelecektir. 2017 sonuna kadar oldukca yoğun bir savaşım verilecek, saldırılar dalga dalga gelecektir. Biz o derin ferasete, toplumsal bilince inanıyoruz. Dışarıdan gelecek her türlü saldırıya direniriz. Fakat bu ülkede oldukca daha tehlikeli bir plan kısa sürede servise sokulacak şeklinde.

“İslam kendi içinde savaşacak” ya da “İslam iç savaşı” tezi, etrafımızdaki tüm ülkelerde uygulandı ve iç savaşlar artık bunun üstünden servis ediliyor. 28 Şubat’tan bu yana tüm dünyayı alarma geçiren “İslamcı tehdit” söylemi bir ihtimal Türkiye’de servis edilecek. Ve bunun üstünden “İslam kendi içinde savaşacak” tezinin Türkiye cephesi açılacak. İç harp bu yolla servis edilecek.

En zor direneceğimiz şeytanlık burdadır. Bu yüzden kesintisiz teyakkuz halinde olacağız. Devamlı uyaracağız, bu oyunu bozmak için ne gerekiyorsa yapacağız.

Gerekirse yeni oyunun figüranlarını birer birer ifşa edeceğiz!