PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI Geçen haftalarda birkaç kez bu konuyu gündeme getirmiştik aslına bakarsanız. Özellikle oyun sektörünün ‘arcade’ yani oyun salonu anlamında üretilmesini sağladığı modernleştirilmiş cihazlardan bahsetmiştik. Halihazırda eski “ATARI salonu” kavramının güncellenmiş pek çok sürümünü yeni alışveriş merkezlerinde ve benzeri eğlence parklarında deneyimleyebiliyoruz. Bununla birlikte taşınabilir ya da farklı ortamlara entegre edilebilir teknolojilerin de bizleri karşıladıklarını söylememiz şart. Örneğin, Tech Crunch’tan Devin Coldewey’nin haberine göre bundan yaklaşık iki yıl evvel fon arayışına girişen The Last Gameboard’un, yaklaşık 4 milyon dolar topladığı aktarılıyor. Bunun gibi çok örnek var ve halihazırda geleneksel oyun anlayışını dijitale, olduğu gibi, aracıyı bozmadan iletme üzerine çalışılmaya devam ediyor.

HASBRO’DAN ÖNEMLİ İŞ BİRLİĞİ

Bir başka büyük örnek de Kickstarter’dan fon arayışına çıkmış olan Xplored ekibinin TEBURU isimli masaüstü oyunu. Dijital anlamdaki uygulama pratiklerinden de faydalanan kutu oyunu yapay zekâya karşı verilen mücadelenin yönünü değiştiren bir süreç inşa ediyor. Hatta, fon arayışında 311,497 euro bedel ile Kickstarter’da fonlanmış da. Polygon’dan Charlie Hall’un haberine göre HASBRO, bu ekiple bir anlaşmaya giderek bazı oyunlar konularında iş birliği yapılacağı belirtiliyor. Böylesine adımlar, aslında yine defalarca kez belirttiğimiz gibi tutundurma faaliyetlerinin ne kadar güçlü olduğunu ve farklı alanlarla farklı sektörlerin bir arada ne gibi iş birlikleri kurabildiklerini gösteriyor. Ancak hem farkındalık oluşturma hem de eldeki mevcudu tutup yeni müşteri kazanma gayretinin bir parçası olarak kullanılabilen oyunların, kimi zaman bu örnekte de olduğu gibi kendisini tutunduracak faaliyetlere de ihtiyaç doğuyor. Özellikle dijital pazarlama kanallarıyla birlikte değerlendirildiğinde, tümleşik bir yapı içerisinde tüm mevcut kanalların birbirleriyle koordineli biçimde kullanılması gerekiyor. Bunu başarıyla uygulayanlar, yeni sektör çekincesi olmaksızın, mevcut sektörlere kendilerini adapte edebilecek eğitim veya benzeri faaliyetlere kanalize oluyorlar. Bizim kendi bağlamımızda ele aldığımızda, yerli kültürümüzün sahiplenebileceği ve aktarılabileceği farklı segmentlerin de geliştirilebilmesi düşünülebilir. Özellikle teknoloji okuryazarlığının varlığının yoğun olduğu tüketici segmentinde bu süreçleri idame ettirebilmenin çok daha anlamlı olacağı varsayılabilir. Özellikle gelenekseli moderne dönüştürme anlamında kızma birader, tavla gibi çok basit ama etkili oyunların farklı yorumlamalarla dijitale artırılmış gerçeklik bağlamında yerleştiği bir düzen hayal edebiliriz. Halihazırda denenen, hem donanım hem de yazılım anlamında uygulamalar elbette ki mevcuttur ancak bunun daha büyük bazı uluslararası ya da ulusal oyuncak üreticileri ile birlikte gündeme getirilmesini düşünmek çok daha önemli bir boyutu bizlere sunuyor olacaktır kanaatindeyim.

BAŞKA ENDÜSTRİLER DE GİREMEZ Mİ?

Oyun endüstrisinin kendisine farklı dijital ve fiziki üretim kanallarıyla birliktelik oluşturma çabası aslında tek geçer konu değil. Bunun yanında müzik ve sinema endüstrisinin de daha önce belirttiğimiz gibi tutundurma faaliyetleri çerçevesinde deneyimlediği bazı süreçler var. Özellikle Marvel serileri, bu anlamda çok önemli örnekleri oluşturuyor. Kendilerine ait toplulukları da kurmayı başaran masaüstü kutu oyunları üreticileri, kişiselleştirilebilir ürünlerin üç boyutlu yazıcılar vasıtasıyla oluşan dünyasında çok farklı boyutlarda tüketicileriyle buluşuyorlar. Yerli ürünün pazarlanması anlamında vurgulamamız gereken konu da tam olarak bu sanıyorum. Ürünü üretebiliyor olsak da kişiselleştirilebilir ve yerine göre farklı istek ve yönelimleri kendisinde uygulanabilir kılan sistemlerin geliştirilmesi gerekiyor. Her türlü geleneksel yayın ya da dijital üretim kanalındaki çabamızı, ancak bu şekilde daha anlamlı ve uygulanabilir kılarız gibi geliyor. Özellikle de günümüzün bilgisayar teknolojilerinin geldiği nokta düşünüldüğünde, yapay zekâ ve blokzincire dayalı veri yönetimi sistemlerinin entegre edilerek küresel çapta yaygınlaştırılabileceği ürünlere odaklanmamızda fayda olduğu kanaatindeyim.