PARA ARAŞTIRMA/ AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT ZOR Biliyoruz ki, Türkiye’nin mücevher mevzusunda haiz olduğu çeşitlilik ve üretimin öteki ülkelere nazaran daha süratli oluşu, ülkelerin Türk pazarına olan ilgisini her geçen gün daha da artırıyor. Türkiye’de her yıl düzenlenen ve iştirakçilerin rağbet gösterdiği mücevher fuarlarında da yeni iş birlikleri ve değişik projeler doğmaya devam ediyor. Bilhassa pandemi sonrası yoğun ilgi gören bu fuarları, PARA Dergisi olarak ikimiz de yakından takip etmeye devam ediyoruz. Ve gördük ki sektör, yeni periyodu ve yeni başkanıyla değişik projelere imza atmayı hedefliyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin (MİB) yeni dönemdeki projeleri, sektör adına atılacak adımlar ve getirilecek teşvikler, firmaların Türkiye’yi mücevher mevzusunda marka haline getirecek devasa yatırımları birleşince, ihracatı domine eden ilk beş sektör içinde yer almaması kaçınılmaz hale geliyor.

Bilhassa 2023 yılı zelzele felaketiyle sarsılsa da mücevher sektörü yaraları sarmak için elinden geleni yapmayı sürdürüyor. Bölgede ziyan olan şubelerini kapatan ve çalışanlarına elinden geldiğince desteğini esirgemeyen markalar, bu yıl iç pazarda büyümeyi planlamıyor, aksine yurtdışına odaklanarak Avrupa’da büyümeyi hedeflerken yeni pazar arayışlarına girmeyi de sürdürüyor. Bir çok mücevher markasının şimdilerdeki yeni rotası ise ABD oldu.

YILSONU HEDEFİ 7 MİLYAR DOLAR

Mücevher İhracatçıları Birliği’nin (MİB) yeni dönemdeki başkanı Burak Yakın, zelzele sonrasında ihracat birliği olarak ihtiyaç duyulan desteği ellerinden geldikçe yaptıklarını söylüyor. Toplanan yardımlarla toplamda dokuz aşevi açan birlik, Kahramanmaraş’a üç, Hatay’a dört, Gaziantep’e ise bir mutfak kurmuş. 10’a yakın TIR ve çadır metropoller kurarak depremzedelerin gereksinimlerini gidermeye çalıştıklarını belirten Yakın, kurmuş oldukları hanım konseylerinden 30 kişinin bölgeye giderek lüzumlu desteği verdiklerinin altını çiziyor. Yakın, 2022 yılı Nisan ayında başkan olduktan sonrasında hedeflediği 15 maddeyi hayata geçirmek için kolları sıvamış. “Sektör için yapabileceğim pek fazlaca mevzu vardı. Bilhassa dâhilde işlemede 20 kilogram olan sınırı 40 kiloya çıkardık. Kuyumcu kentine ihracatı çoğaltmak için info merkezi kurduk. Öte taraftan hanım konseyimizi oluşturduk” diyen Yakın, yaptıkları emek harcamaları özetlemek gerekirse özetliyor. Türkiye’nin genel ihracatında 12. sırada yer edinen mücevher sektörü, uzak ülkelere ihracatın artması durumunda katma değerin daha da artacağını da belirtmeden geçmiyor.

MİB’in en fazlaca ihracat yapmış olduğu ülkelerin başlangıcında Birleşik Arap Emirlikleri, İsveç, ABD, Hong Kong, Kırgızistan ve Meksika bulunuyor. Yakın; “Yılsonu ihracat hedefimiz 7 milyar dolar. Doğal, gündemimiz devamlı değişiyor. Depremin olması Türkiye açısından büyük sorun yarattı. Türkiye’nin genel ihracatında 11 bölgenin ihracatı etkileme rakamı 2.7 milyar dolar ile 3 milyar dolar içinde ihracatımızı geriye çekecek şeklinde gözüküyor” diyor. Yakın’ın altını çizmek istediği bir öteki mevzu ise mücevher sektöründe dünya genelinde üretim ihracatı alanında ilk üçün içinde yer almış olduğu. İşleme mevzusunda Türkiye’nin süratli ve ergonomik bulunduğunu ifade eden Yakın, başka bir ülkede 2.5 ayda işlenilecek 10 kiloluk bir altının Türkiye’de işlenmesi yedi gün şeklinde kısa bir sürede teslim edilebileceğini belirtiyor.

“ALTIN KREDİSİ İÇİN UĞRAŞIYORUZ”

Yakın’ın sektörü rahatlatacak bir öteki hedefi ise Türk Eximbank’tan altın kredisi almak. “Eğer bu hedefi yerine getirirsem fazlaca rahatlayacağım” diyen Yakın, bu mevzuda hem bakanlık hem de Türk Eximbank yetkilileri ile görüşme halinde olduklarını söylüyor. Sektörün başka eksiği var mı, diye sorduğumuzda ise “Sektörümüzün kayıt altına girmesini ve vergimizi rahat şekilde ödemek istiyoruz. Bunun içine de altın enflasyon muhasebesinin kesinlikle çıkarılması gerekiyor” diyerek yanıt veriyor.

MİB’in üstünde durdurduğu konulardan bir diğeri de eğitim ve mücevherdeki teknolojik emek harcamalar. Sektör olarak ilk geldiğimizden bu yana okullara destek olacaklarını fazlaca net bir ifade ile dile getirdiğini söyleyen Yakın, meslek liseleri başta olmak suretiyle okullarda ihtiyaç duyulan tüm eksiklikleri giderdiklerini belirtiyor. Örgün eğitimi geri getirerek, meslek anlamında gençlerin daha fazlaca mevzu öğrenmelerine destek olduklarını da bilhassa belirten Yakın, meslek liselerine iş garantisi verdiklerini söylüyor. “Marmara Üniversitesi’ne Ender Tütüncü adına bir imalathane sınıfı yaptırıyoruz. Mini bir yapınak olarak düşünebilirsiniz. Kendimiz finansa ediyoruz. Tüm okullarımızda kuyumculuk alanındaki bölümlerin bilgisayarlarını değiştirdik ve onların daha iyi ortamlarda çalışmasına olanak sağladık” diyerek verdikleri destekleri konu alıyor. Ek olarak başkan olduğundan bu yana Türkiye’deki ve yurtdışındaki ulusal katılımın arttığına da dikkat çekiyor.

“ARNAVUTLUK’A YÖNELDİK”

Türkiye’de derhal her noktada mağazası bulunan ve yurtdışında da etken olarak etkinlik gösteren Zen Pırlanta, 10 ilde yaşanmış olan depremde pek fazlaca mağazasını (ortalama 15 şube) kapatmak zorunda kalmış. Hatta Adıyaman ve Kahramanmaraş’taki bazı şubeleri çökmüş durumda. Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, Adıyaman mağazası çöktükten sonrasında hırsızlığı önlemek adına çalışanlarının 10 gün süresince şubelere müdahale ettiklerini ve sonrasında mücevherleri elleriyle kazarak çıkardıklarını konu alıyor. Güzeliş, şubelerinde fazlaca büyük zararın olmadığını sadece kayıpların bulunduğuna dikkat çekiyor. “Tüm perakendeciler şeklinde, ikimiz de bir iş yitirilmesine uğradık. Derhal her sektörde bir daralma yaşanıyor. Yalnız Türkiye’de değil dünyada da bu bu şekilde. Zelzele sonrasında ihracat tarafına daha fazlaca yönelmek istedik. Üç buçuk senedir kapalı olan Hong Kong Mücevher Fuarı’na katıldık, sadece çok da fazla umduğumuz şeklinde geçmedi. Gördük ki, Türkiye fuarları alıcıların en rağbet gösterdiği etkinliklerin başlangıcında geliyor. Türkiye’nin ihracatı fazlaca büyüyecek” diyen Güzeliş, ülkenin altın ve pırlantadaki rolünün büyüdüğüne dikkat çekiyor.

Zen Pırlanta, 2023 yılsonuna kadar şube açmak yerine mevcut şubelere destek olmayı hedefliyor. Eskiden daha azca ilgilenilmiş olduğu mağazalar ile bu yıl desteklerini artıracağını söyleyen Güzeliş, yurtdışı pazarına yatırım yapacaklarının altını çiziyor. Daha fazlaca Balkanlar’a ağırlık veren şirket; Arnavutluk, Kosova, Belgrad ve Casablanca şeklinde ülkelerde şube hazırlıkları içinde. “Bu yıl daha fazlaca yurtdışında büyümek için ihracat odaklı olacağız. Arnavutluk’ta tv reklamlarına başladık. Slovakya, Belgrad ve Kosova’da da devam ettireceğiz. Bu ülkelerde reklam tutarları fazlaca ucuz. 2 milyon şeklinde bir nüfusa sahipler” diyen Güzeliş, altının fazlaca rağbet gösterildiği bu ülkelerde pırlanta tüketiminin de artacağını öngörüyor. Zen Pırlanta’nın şu anda mercek altına almış olduğu ve ihracat yapmak istediği ülkeler içinde Cenup ABD, Şimal ABD ve Afrika bulunuyor. Ek olarak dünyanın en büyük pırlanta fabrikasını kısa sürede açmaya hazırlanan şirket, 2 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyor. Zen Pırlanta, ABD’daki üçüncü mağazasını bir buçuk ay içinde New Jersey’de açmaya hazırlanıyor.

YÜZDE 30’U İHRACAT

Türkiye’nin çeşitli illerinde 100’ü aşkın satış noktası ve 25 perakende mağazası bulunan Çilek Konsept, İstanbul Nuruosmaniye başta olmak suretiyle İzmir, Antalya, Mersin, Bursa, Kahramanmaraş’ta hizmet veriyor. Yalnız İstanbul’da 15 şubeye haiz. Atölyelerinde 50 kişiye istihdam sağlıyor. İhtiyaca gore bu sayı değişim gösterebiliyor. Zelzele sonrası bilhassa Kahramanmaraş’ta bulunan mağaza çalışanları için lüzumlu tüm desteği sağlamaya çaba etmiş. Marka, kuyumculuk sektörünün depremzedeler için yer almış olduğu İhracatçılar Birliği kampanyasında da yer almış. Çilek Konsept Yönetim Kurulu Başkanı Enes Çilek, sektör ve tüm Türkiye olarak bu felaketleri atlatabilmek adına ekonomik olarak güçlenmemiz gerektiğine dikkat çekiyor. “Biz, üretim ve toptan mağazacılık yaparken hem de bir pazarlama ağına haiz perakende hizmeti veren bir markayız. Sektörde dört kolda yer ediniyor olmamız, bizim için de büyük emek istiyor” diye ifade eden Çilek, Türkiye’deki avmlerinde büyümeyi ve bu yıl içinde yatırımlarının büyük bölümünü ürünleri tanıtmak için kullanacaklarının altını çiziyor.

Marka franchise verirken belli şartları bulunuyor. Bilhassa gelişme mevzusunda oldukça hassaslar. “Franchise anlaşmalarımızda hem teknik hem ekonomik şartlarımız söz mevzusu. Konuk memnuniyetimizi üst seviyede tutmak adına, öncelikli şartımız iş birliği yapacağımız firmanın ve kişilerin bizimle beraber yürüyecek karakterde olmasıdır” diyerek çizgilerini fazlaca net şekilde belirten Çilek, iç pazarda yüzde 70, Balkanlar ve Avrupa’da ise yüzde 30’luk iş gücüne haiz olduklarını belirtiyor. Yurtdışında bazı ülkelerde mağazalaşma hedefi bulunan markanın şu anda yoğunlaştığı pazar ise öteki markalar şeklinde ABD.

“YURTDIŞINA ODAKLANDIK”

Ariş Pırlanta’nın Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş de mücevher sektörünün Avrupa’daki harp ve enflasyon sebebiyle bir daralma yaşamış olduğu mevzusunda öteki sektör temsilcileriyle aynı görüşe haiz. Yaşanmış olan zelzele felaketinin arkasından mevcut yurtdışı çalışmalarını daha da hızlandıran Ariş Pırlata, Avrupa’daki çalışmalarının yanı sıra ikinci hedef olarak ABD’yı merkezine almış. Güzeliş, ABD mevzusunda görüşmelere başladıklarını söylüyor. Ek olarak hedefleri içinde Almanya’da bir mağaza açmak bulunduğunu belirtirken, Hollanda ve Romanya şeklinde Avrupa vatanlarında de bulunmak istediklerinin altını çiziyor. “Satış noktalarını artırma çalışmalarımız ve Avrupa’da şubeleşme planlarımız devam ediyor. Araştırma sürecindeyiz” diyen Güzeliş, ABD pazarı için emek harcamaları ek olarak yoğunlaştıracaklarını vurguluyor.

Franchise mağazaları ile beraber Ariş Pırlanta’nın toplam 27 şubesi ve 100’e yakın satış noktası bulunuyor. Her neyse ki markanın zelzele bölgesinde yıkılan ya da hasar gören bir şubesi yok. 2023’ün ilk aylarında yüzde 10-15 bandında büyümeyi hedeflerken, bunun yerine mevcut mağazaları güçlendirmek için kolları sıvamış. İlk yarıyılı daha fazlaca yurtdışı plan ve projelerine ayıran Ariş Pırlanta, senenin ikinci yarısında plan ve projelerini yine değerlendirmeyi hedefliyor. Güzeliş, “2022 sonunda 2023 yılı için yüzde 20 gelişme hedefimiz vardı. Zelzele sonrasındaki değerlendirmemizde 2022 yılını yakalayabilmeyi hedef olarak güncelledik. Şimdi yavaş yavaş normalleşme başladı. Senenin ikinci yarısı için yine değerlendireceğiz, 2022’ye gore yüzde 10-20 güncelleme olacak şeklinde görünüyor” diyerek belirsizlikler sebebiyle rakamların değişebileceği sinyalini veriyor.

Zelzele felaketinin ilk günlerinden itibaren gerek kişisel gerekse şirket olarak nakdi ve ayni desteklerini meydana getiren marka, sektör kurumlarının öncülük etmiş olduğu kampanyaları da sürdürmeye devam ediyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin başlatmış olduğu ve günde 20 bin kişiye yiyecek sunan Aşevi Kampanyası ile zelzele bölgesine gerekseme malzemelerinin ulaştırılması ile ilgili olarak Birleşmiş Markalar Derneği’nin başlatmış olduğu Zelzele Yardımlaşma Seferberliği içinde yer alarak katkıda bulunmayı dikkatsizlik etmiyor.

HATAY’A OKUL YAPTIRACAK

Zelzele bölgesine pek fazlaca yardımda bulunan Zen Pırlanta, yıkımın en fazlaca yaşandığı Hatay’ın Antakya ilçesine bir ilköğretim projesini hayata geçirmeyi planlıyor. İlde yoğun devam eden inşaat emek harcamaları sebebiyle hemen hemen okulun tam yeri belli değil. Okul projesi için harcanan yatırım bedeli ise 20 milyon dolar. Ek olarak depremin yaşandığı illerdeki ziyan olan mağazalarını kapatan şirket, bölgede çalışanlarını Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Konya, Ankara, Mersin ve Tekirdağ illerindeki mağazalara geçirme ederek, yeni bir yaşam kurmalarına destek oluyor.

TANZANİT TAŞINA RAĞBET ÇOK

Pırlanta haricinde renkli taşlara olan rağbet giderek artıyor. Sarı pırlantadan sonrasında şu sıralar en dikkat çeken mücevher, tanzanit taşı oluyor. Dünyada yalnız Tanzanya Kilimanjaro Dağı’ndan çıkarılan taş, dünyada neredeyse asla bulunmuyor. Kıymeti ise zümrüt ve yakuta eşdeğer. Safiri andırsa da daha parlak bir görünüme haiz. Rengi lacivert ve mor karışımı olan bu ender taş, Türkiye’de pek fazla tanınmıyor sadece ABD ve İngiltere’de fazlaca rağbet görüyor.

TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ‘LUP’U

Mücevher İhracatçıları Birliği’ne bağlı Mücevher Teknolojileri Araştırma Merkezi JTR, Türkiye’nin ilk mücevherat lupu “Loupe S”i sektöre kazandırdı. JTR’nin Türk mühendisleri tarafınca Ankara’da Ar-Ge emek harcamaları yapılarak geliştirilen ürünün, mücevher ihracatına da katkı sağlaması hedefleniyor. Ürün, teknolojik olarak dünyanın en iyi markalarıyla rekabet edebilecek kaliteye haiz. Askeri kullanımda tercih edilen mat siyah kaplaması (seramik) ile ışığın yansıması kaynaklı görsel bozulmayı ortadan kaldırarak optiklerin görüntü standardını destekliyor. Üründeki kaplama, daha fazlaca ordularda silahların kaplamasında kullanılıyor. Çiziklere ve darbelere karşı daha dayanıklı hale getiriyor. Loupe S’in ergonomik tasarımı, her türlü değişik tutuşa ve bakış açısında konforlu ve kolay kullanım sağlıyor. Ürün muadillerine gore yurtdışı piyasasından yüzde 40 daha uyguna satılıyor. Fiyatı ise KDV dâhil 250 dolar. Ürüne haiz olmak isteyenler, JTR’nin resmi sayfasından temin edebiliyor.