Meksika’da her yıl düzenlenen bir havai fişek festivalinde onlarca hatta kim bilir yüzlerce lazer ışını pervasızca bir yolcu uçağına doğrultuldu. Meksika’nın Tultepec şehrinde düzenlenen Ulusal Piroteknik Festivali’nin gerçekleştirildiği alanın üstünden geçen bir tayyare, kalabalıktaki insanların hedefi haline geldi.

Toplumsal medyada ses getiren ve büyük tepki çeken videoda uçağın yeşil ışınlarla kaplandığı görülüyor. Bir kullanıcı “İnsanların nesi var??? Bu ÇOK tehlikeli” derken başka bir kullanıcı ise “Merak ediyorum acaba o uçakta gezi etmenin gülünç olacağını mı düşünüyorlar” ifadelerini kullanıyordu.

Pilotları ve dolayısıyla uçuş güvenliğini direkt etkileyen bu eylemin dünyanın değişik noktalarında değişik cezai yaptırımları bulunuyor. Peki uçaklara lazer tutulmasının pilotlara ve uçağa ne şeklinde bir tesiri bulunuyor?

Türkiye Havayolu Pilotları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Pilot Bülent Ataş, “Tutulan lazer göze gelirse körlüğe kadar yol açabiliyor; direkt görüş yitirilmesine niçin oluyor” şeklinde konuşuyor. Ataş ek olarak “Bir de görsel illüzyon dediğimiz durumu yaratıyor” diye ekliyor.

Amerikan Federal Havacılık İdaresi (FAA: Federal Aviation Administration) tarafınca hazırlanan yönergelerde “görsel illüzyonlar”, Uçucu Vertigosu olarak da malum Uzaysal Dizoryantasyon çerçevesinde değerlendiriliyor. FAA’in raporunda Uzaysal Oryantasyon başlığı altında şu ifadeler yer almakta:



Uzaysal Oryantasyon, dinlenme pozisyonunda ve hareket halinde bizi içine alan fiziki çevreyle ilişkili olarak vücut oryantasyonumuzu ve/yada postürümüzü devam ettirme yeteneğimizi tanımlar. Yaygın olarak insanoğlunun uzaysal oryantasyonunu yeryüzünde sürdürecek şekilde yaratıldığı söylenir. Uçuş ortamı düşmanca bir karakteristiğe haizdir ve insan vücuduna yabancıdır. Uçuş ortamı algılamayla ilgili uyumsuzluklara ve illüzyonlara niçin olarak uzaysal oryantasyonumuzu sağlamamızı güçleştirir, kimi zaman de imkânsız hale getirir. İstatistikler havacılık kazalarının yüzde 5-10 oranında uzaysal dizoryantasyon (uçucu vertigosu) sebebiyle gerçekleştiğini ve bunların yüzde 90’ının da ölümcül bulunduğunu göstermektedir.



Peki bu çerçevede pilotlar söz mevzusu bir durumla karşılaştıklarında ne yapıyor? Ataş, “Bizlere lazer tutulduğu süre Hava Trafik Kontrolü’ne rapor veriyoruz” diyor ve ekliyor:

“Biz bu şekilde bir şeyle karşılaştığımızda verebiliyorsak koordinat veriyoruz, veremiyorsak coğrafi pozisyon olarak, mesela ‘İstanbul üstü, Çekmece civarı’ şeklinde yer belirtiyoruz. Hava Trafik Kontrolü kolluk kuvvetlerini derhal uyarıyor. Bulabilirlerse buluyorlar sadece tespit edilmesi kolay değil.”

Ataş, polisin lazer sıkımını haiz olduğu bazı ekipmanlarla tespit edebildiğini aktarıyor sadece tek bir yerden devamlı bir lazer gönderilmiyorsa kısaca olay anlık ve münferitse tespiti güçleşiyor.

‘Tam bir bilgisizlik örneği’

Lazerin uçağın sistemleriyle ilgili malum bir problem yaratmadığını ifade eden Ataş, bununla beraber kuvvetli bir fener tutulması halinde dahi gözün epey rahatsız bulunduğunu vurguluyor. Meksika’daki vakaya ilişkin, “Videoyu gördüm tam bir bilgisizlik örneği. Bunun olmadığı ve olmayacağı bir yer ise neredeyse yok” diyen Ataş, uçağın tüm ışıklarını son inişe kadar kapatarak tedbir alan pilotlar bulunduğunun altını çiziyor.

“Ben de Irak’a yaptığım bir inişte bir keresinde son inişe kadar uçağın tüm ışıklarını kapalı tutmak durumunda kalmıştım” diyen Ataş, “Bu biçim bir durumda direkt kafamızı aşağı eğerek, oraya bakmamaya emek harcayarak devam ediyoruz” şeklinde konuşuyor.

Ataş bununla beraber böylesi durumlarla kendi uçuşlarında ara sıra Rusya’dan, Orta Doğu’dan ve Arap Yarımadası’ndan geçerken Türkiye’de ise İstanbul’dan geçerken rastladığını aktarıyor.

Birleşik Krallık’ta beş yıla kadar hapis cezası var

Yukarıda da ifade ettiğimiz şeklinde bu fiil, dünyanın değişik noktalarında değişik cezai yaptırımlara doğal olarak. Mesela Birleşik Krallık’ta ulaşım operatörlerine (pilot, kaptan vs.) lazer aleti yönlendiren kişiler beş yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabiliyor. 2016 senesinde bir Virgin Atlantic uçağının lazer tutulması sebebiyle havaalanına geri geri dönmek mecburiyetinde kalmasının arkasından bu yeni ve sert yasalar getirildi. Birleşik Krallık Ulusal Polis Şefleri Konseyi’nde lazerlerin kötüye kullanımına dair uzmanlaşan Simon Bray şunları söylüyor ve Lazerin (Araçlara Yönelik) Kötüye Kullanımı Yasası’nı övüyor:

Lazeri bir uçağa yada hareket eden başka bir araca dikkatsizce tutmak son aşama sorumsuz ve tehlikelidir. Lazer saldırıları dikkatin dağılmasına yada bazı durumlarda kısa yada uzun soluklu göz hasarına niçin olarak felaketle sonuçlanan vakalara yol açabilir.

Uçaklara lazer tutmak ABD’de ise bir federal kabahat ve lazer tutanlar ortalama 350 bin lira para cezasına çarpıtırılabiliyor. Öte taraftan ABD’de bir şahıs daha ilkin Delta Havayolları’na ilişkin bir uçağı onlarca kere lazerle hedef almış olduğu için hapis cezasına da çarptırılmıştı. Avustralya’da ise Sydney’de yaşanmış olan peş peşe bazı vakalardan sonrasında 2008 yılından beri bir miliwatt’ın üstünde güç çıkışına haiz lazer işaretleyiciler yasaklanmış silahlar olarak kabul ediliyor.

Türkiye’de ise son olarak 6 Ocak 2024 tarihinde İzmir-İstanbul seferini meydana getiren TK-2443 sefer sayılı uçağın başına gelen lazer saldırısı toplumsal medyada gündem olmuştu. Bir yolcunun cep telefonuyla kaydettiği vakada lazerin ne kadar etkili olabileceği görülüyor.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafınca gösterilen ve Resmi Gazete’de yer alan yönetimsel para cezalarına nazaran, “Uçuş emniyetini riske edecek şekilde hava araçlarına lazer tutulması, tayyare haberleşmesine müdahale edilmesi yada benzer ihlallerde bulunulması” 91 bin 139 TL para cezası ile sonuçlanabiliyor. Bununla birlikte “İzinsiz lazer ve/yada havai fişek gösterisi gerçekleştirilmesi” de 13 bin 665 TL para cezasına doğal olarak.


Kaynak: The Telegraph