Konuşmasında Perakende Yasası’ndaki eksikliklere dikkat çeken TPF Başkanı Muntazam, “Mahalli zincir marketlerin gündemi hiçbir süre agresif mağaza açılışı olmadı. Son 10 senedir adil rekabet ortamının sağlanması için yasanın eksikliklerini gündeme getiriyoruz. Besin perakendesinin sigortası konumundaki mahalli zincirlerin nefes alabilmesi, markalı üreticilerimizi güvence altına almak ve yurttaşlarımızın alım enerjisini artıracak önlemler için bekleme şansımız yok” açıklamasını yapmış oldu.

Türkiye genelindeki mahalli zincirler arasındaki birlik ve beraberliği güçlendirmek, sektördeki gelişimleri değerlendirmek amacıyla Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun öncülüğünde her ay değişik bir ilde düzenlenen toplantıların sonuncusu İzmir’de gerçekleşti. Ege Perakendeciler Derneği (PERDER) ev sahipliğinde, Etibol Mantı ve Mantilla Besin’nın desteklediği toplantı, Kaya Termal Otel’de gerçekleşti. TPF Yönetim Kurulu Üyeleri, İzmirli mahalli zincir market yöneticilerinin yanı sıra besin perakende sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen görüşmede sektörün gelişimi için acil olarak atılması ihtiyaç duyulan adımlar ele alındı.

“VATANDAŞLARIMIZLA KARŞI KARŞIYA GELMEKTEN RAHATSISIZ”

Enflasyonun yaşamın her alanında yoğun olarak hissedildiği günümüzde, en oldukça etkilenen sektörlerden birinin besin perakendesi olduğuna dikkat çeken TPF Başkanı Ömer Muntazam, şunları söylemiş oldu: “Kıymetli araştırma şirketlerimizin yayımladığı sayılara nazaran, haneler her 100 TL’sinin averaj yüzde 80’ini besin ve içecek için harcıyor. Artan fiyatlar karşısında tepkisini ilk tepkiyi günde birkaç kez alışveriş yapmış olduğu market mağazasına gösteriyor. İhtiyaçlarını gidermek, bir nebze olsun tutum etmek için market market dolaşan yurttaşlarımız, hemşerilerimiz, var olma sebebimiz. Mahalli zincirler olarak maruz kaldığımız bu idrak operasyonu neticesinde vatandaşlarımızla karşı karşıya gelmekten son aşama rahatsızız.”

“FİYAT ARTIRAN REKABETE YENİK DÜŞER, KEPENK KAPATIR”

Muntazam, marketlere gelen ürünlerin nakliyesi, lojistiği, soğuk hava deposu, ambalajı, mağaza kirası benzer biçimde yüksek maliyetlerin yanı sıra her mağazada çalışan 20-25 kişinin artan maaşları ve öteki işletme giderlerinin göz ardı edildiğine dikkat çekti. Muntazam; “Büyük bir girdabın içinde kürek çekiyoruz. 5 ve üstü marketlerin sayısı 60 bine doğru hızla aşama kaydediyor. Bir yanda 50 bini aşkın discount ve ulusal marketler, diğer yanda mahalli zincir marketler bulunmakta. Böylesine mağaza enflasyonunun olduğu bir rekabet ortamında fiyat artırma benzer biçimde bir lüksümüz yok. Biz sebze-meyveyi direkt tarladan alıp market raflarımızda satmıyoruz. Sebze ve meyveyi hallerden alıyoruz. Biz private label üretim yapmıyoruz. Markalı üreticilerimizin ürünlerini tedarikçilerimiz vesilesiyle temin edip raflarımızda vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Böylesi bir rekabet ortamında fiyat artıran mahalli zincir marketler hayatta kalabilir mi? Yoksa rekabette yenik düşüp ertesi gün kepenk mi kapatır?” dedi.

“YEREL ZİNCİRLER NEFES ALABİLMEK İÇİN 10 YILDIR YASAYI BEKLİYOR”

Mahalli zincirlerin gündeminde hiçbir süre agresif mağaza açılışlarının olmadığına dikkat çeken Muntazam; “Bizim gündemimiz neredeyse 10 senedir aynı. Adil rekabet ortamının sağlanması, mahalli sermayedarın korunması, kepenk kapatmaması. Bizim gündemimiz Perakende Yasası’ndaki noksan ayakların giderilmesi, yurttaşlarımızın korunması. Bizim gündemimiz kuşaklardır bu işi meydana getiren ve sektörün sigortası olan mahalli zincirlerin nefes alabilmesi. Bizim gündemimiz astronomik kira artışları ve bu artışı kabullenmek zorunda bırakılan işletmelerimiz. Bizim gündemimiz koltuklarımızı devredeceğimiz gençlerimize bu mesleğin kıymetini aktarmak, onları sektöre kazandırmak. Gündemimiz, enflasyonla yoğun bir savaşım verdiğimiz bu zamanda hem kendimizi hem de gelecek nesiller için israfı önlemek. Gündemimiz, tarladan sofraya olan tüm sürecin tekrardan gözden geçirilmesi için formüller geliştirmek” açıklamasını yapmış oldu.

“DÜZENLEMELER, ÜRETİCİ, İŞLETMECİ VE VATANDAŞIN MAĞDURİYETİNİ GİDERECEK”

Rekabette agresif satış hedefleri yerine gerekseme dışı ürünlerin alınmaması, çevre ve sürdürülebilirliğe odaklandıklarını belirten Ömer Muntazam şu şekilde konuştu: “Her bir gerekseme dışı ürün alımı arz-talep dengesini bozarak fiyatların artmasına niçin oluyor. Biz babalarımızdan, dedelerimizden devraldığımız koltuklarda rekabeti ciroyla, mağaza sayısıyla yapmadık. Biz, haksız rekabetin karşısında durduk. Perakende Yasası’nda mevcud noksan ayakların giderilmesiyle minik işletmeler büyük sermayeli yapılarla rekabet edebilme şansına haiz olacak. Bu topraklarda markalaşan ve yurtdışında da mühim başarılara imza atan markalarımız, private label ürünlerle rekabet edebilme şansına kavuşacak. Düşük gramajlı ürün uygulamasının son bulması, vatandaşımızın aklında oluşturulmaya çalışılan indirimli ürün algısını ortadan kaldıracak ve hatta tüketici mağduriyetini giderecek. Biz, sektörümüzün geleceğine sahiplenmek, daha çok hemşerimize istihdam sağlamak, sektörümüzün sorunlarını çözüme kavuşturmak, vatandaşımızın alım enerjisini artıracak gündemleri paylaşmak ve ülkemize daha çok katma kıymet sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Devamlı üzerimize düşen her neyse hayata geçirmeye hazırız.”