Tıp fakültelerinde doktor adaylarının eğitiminde sıkça kullanılan kadavralara, geliştirilen teknolojilerle ihtiyaç azalıyor. Tıbbi teknolojik cihazlar üreten MedicaUroSim adlı yerli şirket, kadavrayla yüzde 70 fiziksel ve biyolojik benzerlik taşıyan anatomi eğitim cihazını piyasaya sundu. Geliştirilen bu ürün doktorlar tarafından da desteklendi.

Gerçek hasta senaryolarını kullanarak, endoskopik prosedürleri oyunlaştıran ve fiziki simülatörlerle geliştiren bu teknoloji, hem kadavra ihtiyacını hem de ameliyat risklerini önemli oranda azaltıyor. MedicaUrosim’le, Türkiye’nin büyük ölçüde kadavra ihtiyacının karşılanması ve 100 ila 300 milyon dolar arasında bütçe tasarrufu sağlanması hedefleniyor. Bu ürünle tıp alanında cerrah eğitim süresi ve maliyeti de düşürülerek, yeni bir eğitim modülü olarak öğrencilerin pratik edebilmesi amaçlanıyor. Türkiye’de şu an 3 bin 200’e yakın Üroloji Doktoru bulunuyor. MedicaUroSim’in en önemli amaçlarından biri ise üroloji branşında eğitim alan öğrencilerin bu alanda daha çok pratik yaparak gerekli yeterliliğe ulaşmış birer doktor olmalarını sağlamak.

Sorunlar ortadan kalkıyor

Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre; Türkiye’de 2021 yılında tıp fakültesini kazanan öğrenci sayısı 17 bin 176 kişi. Şu an tıp fakültelerinde eğitim almaya devam eden öğrencilerin sayısı ise 122 bin 391. Yazılım ve donanımla birlikte gerçek hasta senaryolarını kullanarak endoskopik prosedürlerin oyunlaştırılmış ve fiziki simülatörler ile geliştirilmiş hali olan MedicaUroSim, geliştirilen sistem ile tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimine destek olmayı hedefliyor. Özellikle kadavra bağışının az olduğu ülkemizde cerrahlar kısıtlı imkanlarla çalışmalarını devam ettirirken, geliştirilen sistemle beraber bu sorun ortadan kalkıyor.

“Tıp dünyasına yeni bir çözüm”

Bu ürünün tıp alanına sunacağı yeniliklerden bahseden Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve aynı zamanda MedicaUrosim’in TÜBİTAK projesinde araştırmacı ve akademik koordinatör olarak görev alan Prof. Dr. Emre Huri, “Teknolojinin ilerlediği bu dönemde, tıp ve cerrahi eğitiminde simülatörlerin yeri her geçen gün artıyor. Dijitale taşınan cerrahi simülatörlerin anatomik oluşumlara uygunluğu, cerrahi adımların birebir taklit edilmesi, dokunma hissiyatının olması, geri bildirim vermesi, raporlama gibi özelliklere sahip olmaları gerekiyor. Her simülatörün cerrahi eğitime farklı derecelerde katkısı oluyor. Ama önemli olan simülatör kullanımının cerrahide komplikasyonların azalması, cerrahi eğitiminin daha verimli geçmesiyle doğru orantılı olarak öğrenme eğrisinde iyileşme olmasıdır.

Huri,”Gerçek hasta verilerinin kullanıldığı 3D modelleme yöntemi veya animasyon çizimle elde edilmiş görseller hazırlanarak, gerçeğe en yakın anatomiye sahip simülatörlerin günümüzde tıp eğitimden itibaren kullanılmaya başladığı yadsınamaz bir gerçek. Yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalar, ürolojide simülatör tabanlı eğitimlerin (kadavra, 3D printed modeller ve sanal gerçeklik uygulamaları dahil) kullanıcılar tarafından faydalı bulunduğu ve cerrahi anatomi eğitimine katkı sağladığı yönünde oldu. 6 farklı ürolojik endoskopik cerrahi yöntemini oyunlaştırılmış olarak yapabilmeyi sağlayan MedicaUroSİM, bugüne kadar 200’den fazla kullanıcının sanal ve fiziki olarak kullanımına sunuldu. Özellikle ülkemizde geliştirilen, uluslararası bilimsel çalışmalara katkı sağlayacak yerli simülatörlerin her branşta artarak üretilmesi, kendi simülatörlerimizi kullanarak eğitim çalışmalarımızı yaygınlaştırmamız ve bunu uluslararası alanda da kabul ettirmemiz ülkemiz açısından da son derece önemli bir atılım olacak” ifadelerini kullandı.



(Toplam: 3, Bugün: 1 )