Karşınızda Güneş Sistemi’nin en volkanik yeri: Jüpiter’in uydusu Io.

3 Şubat günü Io’nun tanıdığından geçen NASA’nın Juno uzay aracı, bu benzersiz dünyanın bugüne kadarki en yakın görüntülerini yolladı. Uzay ajansınnın 2011’de fırlattığı vasıta, geçtiğimiz ayın peşinden uyduya ikinci yakın geçişini de tamamlamış oldu. Ortalama 1500 km mesafeden geçişini meydana getiren Juno yardımıyla gezegen bilimciler, gizemli ve volkanik uyduyla ilgili temel soruları da cevaplamayı umuyor.

Gelen ilk görüntülerin peşinden açıklamalarda bulunan vazife operatörleriyse mevzuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Bu ikiz uçuş, Io’nun volkanik yapısının iyi mi çalıştığına ve Io’nun kayalık, dağlık yüzey arazisinin altında küresel bir magma okyanusunun var olup olmadığına dair yeni bilgiler sağlamak suretiyle tasarlandı.”

Jüpiter’in 95 uydusundan kim bilir en ilginci olan Io, yüzeyinde yüzlerce volkan barındırıyor. Bunların birçoğu da etken ve sıcak. Juno aracı da bu sayede bu volkanların sıcaklıklarını ölçebiliyor. Bunlardan höyük benzeri olanlar, aşağıdaki görüntüde kolayca seçilebiliyor. Daha koyu görünen alanların ise kısa sürede lavların geçmiş olduğu bölgeler olduğu düşünülüyor.

Bu büyüleyici görüntüler, hem profesyoneller hem de amatör görüntü işleyiciler tarafınca işlenerek çeşitli bozunmalar ortadan kaldırılıyor.

3 Şubat’taki yakın uçuşuyla Juno büyüleyici görüntüler yollamayı başardı.
Fotoğraf: NASA / JPL-Caltech / SwRI / MSSS
Io’dan yükselen iki volkanik püskürme.
Fotoğraf: NASA / JPL-Caltech / SwRI / MSSS / AndreaLuck / CC BY 3.0 Unported

Io’nun birçok etken volkana haiz olmasının aslen rahat bir sebebi var. Jüpiter şeklinde devasa bir gezegen ve yakınındaki öteki büyük uyduların çekim kuvvetleri arasındaa durmadan çekiştirilmesi. Bu uydular içinde Güneş Sistemi’nin en büyük uydusu olan Ganymede de bulunuyor. Sonuçta durmadan çekilip itilen Io’nun kabuğu, sık sık çatlayarak, altında yatan lavı yüzeye çıkaran volkanların oluşumuna izin veriyor.

Geçtiğimiz aylarda gene Juno uzay aracı, uyduda bulunan Prometheus volkanından püsküren materyalleri gözlemlemişti. Aynı şekilde 2000 senesinde da NASA’nın Galileo uzay aracı da benzer görüntüler yakalamıştı.

Gezegen bilimciler bu yeni görüntüleri inceleyecek ve elde edilmiş verilerle Io’nun katılaşmış lav yüzeyinin altında bir lav okyanusu bulunup bulunmadığını araştırmaya devam edecek.


Mark Kaufman’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.