PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Uzay teknolojilerine 2000’li yıllarda yatırım yapmaya başlayan Türkiye, Milli Uzay Programı ile bu alandaki yatırımlarını en üst düzeye çıkarma yolunda kararlı adımlar atıyor. Hatırlanacağı üzere; ilk haberleşme uydusu fırlatma heyecanını 1994’te Türksat 1A ile yaşayan, ancak roketteki teknik arıza nedeniyle uydunun düşmesiyle bu sevinci buruk kalan Türkiye, yerli üretim ve teknoloji geliştirme noktasında uzay yolculuğuna TÜBİTAK Uzay’ın yürüttüğü proje çerçevesinde 2003’te uzaya fırlatılan BİLSAT uydusu ile başladı. Türkiye’nin uzay yolculuğu TÜBİTAK UZAY tarafından yerli ve milli imkanlarla geliştirilen RASAT ve GÖKTÜRK-2 uydularıyla devam etti. İMECE Projesi, RASAT VE GÖKTÜRK-2 gözlem uydularından sonra ekipman seviyesi yerlilik oranının arttırılması, uydu ve uzay teknolojilerinde yurtdışı bağımlılığın azaltılması, bilgi birikiminin arttırılması ve edinilen tecrübe ile insan kaynağı yetiştirilmesi amacıyla hayat buldu. Türkiye’nin ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü gözlem uydusu İMECE, 15 Nisan 2023’te uzaya fırlatıldı. Şimdi de Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A için geri sayım başladı. Türksat 6A’nın 2024 yılının başlarında fırlatılması planlanıyor. TÜBİTAK UZAY öncülüğünde milli ve yerli olarak geliştirilen Türksat 6A Projesi tamamlandığında, gözlem uydularını yerli ve milli imkanlarla yurtiçinde üretme yeteneğine kavuşan Türkiye’nin, GEO (yersabit) uydu geliştirme yeteneğine ve kapasitesine de sahip olacağı vurgulanıyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yaptığı bir açıklamada Milli Teknoloji Hamlesi’nin eserlerinden olan İMECE’yi bu yıl uzaya fırlattıklarını, ilk görüntüleri de kamuoyu ile paylaştıklarını vurgulayarak, haberleşme uydusu Türksat 6A’yı da yakın zamanda fırlatacaklarını dile getirdi. Bakan Kacır, uluslararası uzay istasyonuna gidecek olan ilk Türk uzay yolcusunu belirlediklerini, 2023’ün Türkiye’nin artık güçlü şekilde “uzayda varım” dediği bir yıl olduğunu kaydetti. Hatırlanacağı üzere Bakan Kacır, İMECE’den çekilen Bursa Gemlik’teki Togg Teknoloji Kampüsü’ne ilişkin görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşmıştı.

YENİ İMECE SERİSİ İÇİN DÜĞMEYE BASILDI

Türkiye uzay ve uyduyla ilgili çalışmalarda yeni hedeflere koşuyor. Türkiye’nin uzaydaki gözü İMECE yörüngeye yerleştiği andan itibaren görevini başarıyla icra ederken, kamu kurum ve kuruluşlarının gereksinimlerini karşılayacak şekilde yeni bir İMECE serisinin başlatılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu’ndan (TÜBİTAK) edinilen bilgiye göre; İMECE Projesi’nde kazanılan tecrübeyle, daha önce geliştirilen ve tarihçe kazandırılan ekipmanlarda modifikasyon yapılarak gelişen uydu teknolojilerine uyum sağlamaya, böylelikle bu alandaki rekabetçi gücü artırmayı hedefleyen yeni bir İMECE serisinin başlatılmasına yönelik ilgili kurum ve kuruluşlarla çalışmalar yapılıyor. Söz konusu projenin başlatılmasıyla, İMECE uydusunda yerli ve milli imkanlarla geliştirilen uydu ekipmanlarına ticari değer katarak uzay teknolojileri alanında katma değeri yüksek ihracat kabiliyet oluşturulması ve İMECE Uydusu‘nda edinilen bilgi birikiminin ve kabiliyetlerin üst seviyelere taşınması hedefleniyor.

Uydu teknolojileri, derin uzay ve insanlı uzay görevleri, haberleşme sistemleri, uzaktan algılama ve görüntü işleme alanlarında faaliyet gösteren TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY), dünya standartlarında çok yüksek çözünürlüklü (50 cm altı) yer örnekleme mesafelerine ulaşmayı, ticarileşme eğilimiyle uygun olarak düşük maliyetli küçük uydu platformları ve takım uydu uygulamaları geliştirmeyi hedefliyor. TÜBİTAK Uzay, bunların yanı sıra, Türkiye’nin uzay ve uydu teknolojileri alanında kendi ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke olmasının ötesine geçerek, bu alanda ihracat potansiyeli olan az sayıda ülkeden biri olmak için de çalışmalarına devam ediyor.

YURTDIŞI BAĞIMLILIĞI ORTADAN KALDIRILDI

Şimdi de biraz İMECE Projesi’ne bir göz atalım. İMECE Projesi, (TÜBİTAK UZAY) tarafından yerli ve milli imkanlarla geliştirilen RASAT ve GÖKTÜRK-2 uydularından sonra ekipman seviyesi yerlilik oranının artırılması, uydu ve uzay teknolojilerinde yurtdışı bağımlılığın azaltılması, bilgi birikiminin artırılması ve edinilen tecrübe ile insan kaynağı yetiştirilmesi amacıyla hayat buldu. TÜBİTAK’tan edinilen bilgiye göre; proje kapsamında Türkiye’de ilk defa uzay uyumlu elektro-optik kamera tasarlandı, geliştirildi ve üretildi. Böylece, teknoloji olarak kritik öneme sahip bu kamera sayesinde Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyacı yerli kaynaklarla karşılandı. Türkiye yer gözlem uydu görüntüsü tedarik eder konumdan kendi kamerasını üretecek ve hatta ihraç edecek duruma geldi. Bir yer gözlem uydusunda ihtiyaç duyulan tüm ekipmanlar, İMECE Projesi kapsamında TÜBİTAK UZAY ve paydaşları tarafından geliştirildi. Elektro-optik kamera dışında, elektrikli itki sistemi, güneş algılayıcı, yıldızizler, tepki tekeri, küresel konumlandırma sistemi alıcısı, manyetometre, manyetik tork çubuğu ve güneş paneli İMECE Projesi kapsamında ilk defa üretilerek uydunun yönelim ve yörünge kontrol işlevlerini yerine getirmesi yerli imkanlarla sağlandı. Yine RASAT ve GÖKTÜRK-2 projelerinden edinilen bilgi birikimi ve mühendislik tecrübesi kullanılarak, faydalı yük veri kayıt ve formatlama ekipmanı, güç düzenleme ve dağıtım ekipmanları, X Bant ve S Bant haberleşme sistemleri ve uçuş bilgisayarı TÜBİTAK UZAY tarafından tasarlanıp, üretildi ve yurtdışı bağımlılığı ortadan kaldırıldı.

TÜRKİYE TÜM UYDU SİSTEMLERİNİ ÜRETEBİLEN KONUMA GELDİ

İMECE Projesi kapsamında uçuş bilgisayarı yazılımları başta olmak üzere, yönelim ve yörünge kontrol yazılımları, görüntü işleme ve kıymetlendirme ile yer istasyonu yazılımları da TÜBİTAK UZAY mühendisleri tarafından geliştirildi.

İMECE Projesi ile Türkiye’de kurulan uydu sistemleri geliştirme ve test altyapıları ile proje kapsamında yürütülen bütün tasarım, üretim, montaj, entegrasyon ve test faaliyetleri ülke sınırları içerisinde ve Türk mühendisler tarafından gerçekleştirildi. Dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu uzay teknolojileri altyapıları sayesinde sonraki uydu projeleri için de önemli bir adım atılmış oldu.

TÜBİTAK UZAY, bünyesinde uydu ekipmanları ve sistemi geliştirmenin yanı sıra, çekilen görüntülerin indirilmesi ve haberleşmenin sağlanabilmesi amacıyla 7.2 m çapında antene sahip yer istasyonu donanım ve yazılımlarının da yerlileştirilmesini sağlayıp yer gözlem uydularının haberleşmesi amacıyla milli bir yer istasyonunu da proje kapsamında geliştirildi. TÜBİTAK’tan yapılan açıklamada, Türkiye’nin artık tüm uydu sistemini tasarlayıp, üretebilen ve ihraç edebilen bir ülke konumuna geldiğinin altı çizildi.

YAPIMI SÜREN YERLİ VE MİLLİ İLK HABERLEŞME UYDUSU

Türkiye’nin en önemli projelerinden olan Yerli Haberleşme Uydusu Türksat 6A projesinde çalışmalar hızla devam ediliyor. Bu proje, Türkiye’nin uzaydaki geleceği açısından önem taşıyor. Türksat A.Ş’den edinilen bilgiye göre; uyduda kullanılacak alt sistemler, uydu yer istasyonu ve yazılımlar milli imkânlarla geliştiriliyor. Türksat 3A, 4A, 4B, 5A ve 5B uydularının üretim sürecinde gerçekleşen teknoloji transfer programı kapsamında uzay teknolojileri alanında eğitim alan Türksat mühendislerinin de katkısıyla, Türksat 6A’nın üretimi en yüksek yerlilik oranıyla gerçekleştiriliyor. Projede, tasarımın doğrulanması amacıyla uydunun Mühendislik Modeli’nin üretim, entegrasyon ve testleri Ağustos 2022’de tamamlandı. Yörüngede görev yapacak olan Uçuş Modeli’nde ise entegrasyon faaliyetleri büyük ölçüde tamamlandı, sistem seviyesi test faaliyetleri devam ediyor. Türksat 6A’nın uydusunun SpaceX Falcon 9 roketiyle 2024 yılı başı itibarıyla fırlatılması hedefleniyor. TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdürü Hasan Hüseyin Ertok, yaptığı bir açıklamada “önümüzdeki yılın başlarında uydumuzu fırlatmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Türksat 6A, TUSAŞ, ASELSAN, TÜBİTAK UZAY ve CTECH tarafından üretiliyor. Türksat-6A uydusunun montaj, entegrasyon ve testleri, Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezinde gerçekleştiriliyor. Görev süresi 15 yıl olarak planlanıyor. Uydu, 42° Doğu boylamında hizmet verecek. 7.5 kW güce sahip olacak 20 aktarıcıya sahip olan Turksat 6A uydusu Ku bantta hizmet sağlayacak. Türkiye, Avrupa, Hindistan ve Güney Asya’ya hizmet verecek. 35 bin 786 km uzaklıkta ve Yer Merkezli Yörüngede bulunacak.

TÜRKİYE’NİN AKTİF UYDULARI

Şimdi de Türkiye’nin aktif olan uydularına bir göz atalım. Türkiye’nin uydu filosunun en güçlüsü olan TÜRKSAT 5B, Ağustos 2022’de hizmete alındı. 42° Doğu yörüngesinde hizmet veren Türksat 5B uydusu Ku ve Ka frekans bandına sahip genişbant haberleşme uydusu. Özellikle Ka frekans bandında 55 Gbps’nin üzerinde yüksek veri iletim kapasitesi ile Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Doğu Afrika, Nijerya, Güney Afrika, Akdeniz’in büyük bir bölümü ve Ege Denizini kapsayan geniş bir coğrafyada hizmet veriyor.

Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Batı Afrika, Güney Afrika, Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’i kapsayan bir coğrafyada 1728 MHz. kapasite ile TV yayıncılığı ve veri haberleşmesi hizmetleri sunan.Türksat 5A uydusu ise 31° Doğu yörüngesinde hizmet veriyor. Türksat 5A, manevra ömrü ile yörüngedeki frekans ve yörünge haklarını 30 yılın üzerinde güvence altına aldı. Türksat 5A ve 5B uyduların üretici firması Airbus DS.

SAHRA ALTI AFRİKA’YA DA HİZMETLER ULAŞTIRILDI

Aktif diğer uydulara da bir göz atalım. Türksat 3A uydusu Fransız Guyanası’nda yer alan Kourou Guyana Uzay Merkezi’nden 13 Haziran 2008’de uzaya gönderildi. 42° Doğu lokasyonunda hizmet veren Türsat 3A uydusu, 1296 MHz bant genişliğine sahip. Türksat 3A uydusu, hem uydu haberleşme hizmetleri hem de Avrupa, Türkiye ve Orta Asya üzerinden doğrudan TV yayınları için kullanılıyor. Uydunun üretici firması Thales Alenia Space Industries.

Türksat 4A ve Türksat 4B haberleşme uydularının tedariki için 7 Mart 2011’de Japon Mitsubishi Electric Corporation (MELCO) firması ile sözleşme imzalandı. Türksat 4A haberleşme uydusu 14 Şubat 2014’te Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nden Proton roketiyle uzaya gönderildi. Türksat 4A, Ku-bant ‘ta Türkiye, Kuzey Afrika, Avrupa, Ortadoğu ve Asya ile Sahra Altı Afrika bölgelerini kapsıyor. Uydu üzerinde ayrıca Ka-Bant da kullanılıyor. Daha önce hizmet verilemeyen sahra altı Afrika’ya da Türksat 4A aracılığıyla DTH, SNG, VSAT gibi hizmetlerin ulaştırılması mümkün oluyor. 42 derece Doğu yörüngesinde TV yayıncılığı için kullanılan uydular üzerinde Aralık 2020 itibariyle 428 adet TV kanalı bulunuyor.

Türksat 4B haberleşme uydusu, 16 Ekim 2015’te Kazakistan Baykonur Uzay Üssü’nden başarıyla fırlatıldı. 3400 MHz bant genişliğine sahip Türksat 4B ile birlikte 50° Doğu yörüngesinde ilk defa Türksat uydusu işletiliyor. Türksat 4B haberleşme uydusu, Türkiye, Afrika, Avrupa, Ortadoğu ve Çin’in Batısını içine alan Güney Batı Asya’yı kapsama altına alıyor. Türksat 4B haberleşme uydusu üzerinden Ku frekans bandında TV yayıncılığına ilave olarak Ka frekans bandındaki spot kapsama alanları ile yüksek hızlı ve daha düşük maliyetlere sahip internet erişim hizmetleri sunuluyor.

“UZAY EKOSİSTEMİ, GİRİŞİMCİLERE YENİ BİR FIRSAT PENCERESİ ARALIYOR”

Mehmet Fatih KACIR / Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Yeni bir uzay ekonomisi doğuyor. Mikro uydular, alçak yörüngelere fırlatılan uydu takımları artık dünyanın gündeminde. Bütün bunlar sivilleşmiş bir girişim ekosistemiyle yürüyor. Dünyadaki uzay etkinliklerine 10 yıl önce NASA, Avrupa Uzay Ajansı, Japon Uzay Araştırma Ajansı ve bunların etrafındaki büyük ölçekli işletmeleri görürken, şimdi bir start-up ekonomisinin bu alanı kuşattığını görüyoruz. Bu da yepyeni bir fırsat penceresi demek. Mikro uyduların, uydu takımlarının Türkiye için yeni bir fırsat penceresi açtığını gözlemliyoruz. 10 yıl önce uzaya yılda 100 uydu gönderiliyordu. Şimdi, 2 bin uydu gönderiliyor. Özellikle fırlatma roketlerinin birinci kademelerinin geri kazanımı sayesinde, uzaya erişimin ucuzlaması, uzaya çok daha fazla uydu gönderilmesinin önünü açtı. Aynı zamanda haberleşme teknolojisindeki imkanlar, nesnelerin interneti anlamında kullanılabilecek çok sayıda uydudan oluşan uydu takımlarının ticari potansiyel taşımasına vesile oldu. Savunma sanayinde; nasıl yerlilik oranını yüzde 50’lerden yüzde 80’lere çıkardıysak, kritik platformlarını kendi geliştiren ülke olmayı başardıysak, yıldan yıla ihracatımızı artırarak bugünlere geldiysek, uzay sistemlerinde de çok başarılı olacağız. Bunu da Türk gençleri ve girişimcileri yapacak. Uzay uluslararası iş birliklerinin en yoğun yaşandığı alanlardan. Bu iş birliklerine açık olacağız ama milli inisiyatiflerimizi önceliklendirmek her zaman ana yaklaşımımız olacak. Burada en az bir ulusal girişimi desteklemek istiyoruz. Bir küresel oyuncu çıkarmak istiyoruz. 1 trilyon doları aşacak uzay ekonomisinin 2030’da 1.5 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. 2030’a geldiğimizde uzay ekonomisinden biz sadece yüzde 2 pay alsak, 30 milyar dolarlık bir sektör inşa etmiş olacağız. Bunlar, Türkiye için olağan hedefler.

KRİTİK UZAY TEKNOLOJİLERİ GELİŞTİRİLİYOR

Uydu teknolojileri, derin uzay ve insanlı uzay görevleri, haberleşme sistemleri, uzaktan algılama ve görüntü işleme alanlarında faaliyet gösteren TÜBİTAK UZAY, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik dünya ölçeğinde katma değeri yüksek, yenilikçi, rekabetçi ve ileri teknolojiler içeren ürünler geliştirerek Türkiye’yi uzay alanında en yüksek seviyelere taşımayı amaçlıyor. TÜBİTAK’tan edinilen bilgiye göre; TÜBİTAK UZAY yürüttüğü BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK 2 ve İMECE uydu projelerinde elde ettiği teknik yetkinlikler, yetişmiş insan gücü ve altyapılarıyla uzay alanında önemli işlere imza atmaya devam ediyor. Türksat A.Ş.’nin ticari uydu ihtiyacını karşılayacak olan Türksat 6A için de çalışmalara yoğun şekilde devam ediliyor. TÜBİTAK UZAY öncülüğünde milli ve yerli olarak geliştirilen Türksat 6A Projesi tamamlandığında, gözlem uydularını yerli ve milli imkanlarla yurtiçinde üretme yeteneğine kavuşan Türkiye’nin, GEO (yersabit) uydu geliştirme yeteneğine ve kapasitesine de sahip olması öngörülüyor. Ayrıca sistem/altsistem/ekipmanlara yönelik uzay tarihçesi kazanılarak en yüksek Teknoloji Hazırlık Seviyesi’ne erişiliyor. TÜBİTAK’tan yapılan açıklamada, TÜBİTAK UZAY’ın bu çalışmalarıyla, gözlem uydularını tümüyle yerli ve milli olarak geliştirme yeteneğine kavuşan Türkiye’nin, haberleşme uydularını da milli imkânlarla yurt içinde üretme hedefini gerçekleştirebilecek altyapıya, bilgi birikimine ve yetişmiş insan kaynağına sahip olduğu vurgulanarak, şöyle denildi:

“Dünyada kritik uzay teknolojilerini yurtiçinde geliştirebilen az sayıdaki ülke arasına girme hedefine büyük oranda ulaşıldı. TÜBİTAK UZAY, dünya standartlarında çok yüksek çözünürlüklü (50 cm altı) yer örnekleme mesafelerine ulaşmayı, ticarileşme eğilimiyle uygun olarak düşük maliyetli küçük uydu platformları ve takım uydu uygulamaları geliştirmeyi hedefliyor.”

TÜRKSAT 1B, UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ AÇISINDAN MİLAT OLDU

Türkiye’nin aktif olmayan uydularına da bir göz atalım. Türkiye ilk kez bir haberleşme uydusu fırlatma heyecanına 24 Ocak 1994’te tanık oldu. Fransız Guyanası’ndan fırlatılan Türksat 1A, Ariane 4 roketindeki teknik bir arıza nedeniyle fırlatmanın ardından düştü. Türkiye’nin ilk haberleşme uydusu Türksat 1B ise 11 Ağustos 1994’te Fransız Guyanası Uzay Merkezi ELA-3’ten Ariane 4 roketi ile uzaya gönderildi. Başarıyla 31° Doğu yörüngesine yerleştirilen Türksat 1B, 1996-2006 yılları arasında 12 yıl hizmet verdi. Türksat 1B, Türkiye için uydu ve uzay teknolojileri açısından bir milat oldu.

Kalkıştan hemen sonra okyanusa düşen Türksat 1A’nın sigorta bedeli karşılığında üretilen Türksat 1C haberleşme uydusu, 9 Temmuz 1996’da Fransız Guyanası Uzay Merkezi ELA-3’ten Ariane 4 roketi ile uzaya fırlatıldı. 42° Doğu boylamına gönderilen Türksat 1C, 1996-2010 yılları arasında 14 yıl hizmet verdi.

7 Kasım 1996’da Türk Telekom ve Aérospatiale ortaklığıyla kurulan ve 15 Kasım 1996’da faaliyete geçen Eurasiasat S.A.M şirketince yaptırılan Türksat 2A haberleşme uydusu, 11 Ocak 2001’de Güney Amerika’daki Fransız Guyanası’ndaki Kourou Üssü’nden Ariane 4 roketiyle uzaya gönderildi. Türksat 2A, 42° Doğu boylamında 2001-2016 yılları arasında hizmet verdi.

İMECE, DÜNYANIN HER YERİNDEN GÖRÜNTÜ ELDE EDECEK

TÜBİTAK ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı’nca fonlanan, müşteri kurumu Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, son kullanıcısı Hava Kuvvetleri Komutanlığı olan Türkiye’nin ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydusu İMECE, TÜBİTAK UZAY tarafından tasarlandı ve geliştirildi. İMECE, üç ertelemenin ardından 15 Nisan’da Türkiye saatiyle 09.48’de ABD’de bulunan Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatıldı. Dünyanın her yerinden hiçbir kısıtlama olmaksızın metre altı yüksek çözünürlükte uydu görüntüsü çekebilen İMECE, 680 kilometre irtifada güneşe eş zamanlı yörüngede konumlanıyor. İMECE, tasarım görev ömrü olan beş yıl boyunca, hedef teşhis, tespit, doğal afet, savunma, tarımsal uygulamalar gibi birçok alanda hizmet verecek.

Yaklaşık 700 kilogram ağırlığa, 99 cm görüntü derinliğine sahip İMECE uydusu, bin kilometre uzunluğunda 16.73 kilometre genişliğinde bir alanı tek seferde çekebilme ve 320 megabayt/saniye brüt veri hızı ile yer istasyonuna çektiği görüntüleri indirme kabiliyetine sahip.

MİLLİ HİBRİT İTKİ SİSTEMİ GELİŞTİRİLECEK

Türkiye 2000’li yıllarla birlikte uzay teknolojilerine yatırım yapmaya başladı. Türkiye’nin geçtiğimiz 20 yılda uzay teknolojilerinde attığı adımlar Milli Uzay Programı ile oluşturulan yeni bir yol haritasıyla daha da önem kazandı. Milli Uzay Programı kapsamında başlatılan “Ay Araştırma Projesi” ile Ay’a uzay aracı, “Türk Astronot ve Bilim Misyonu Projesi” ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderilecek.

Türkiye, TÜBİTAK UZAY öncülüğünde yürütülen Ay Araştırma Programı ile uzay teknolojileri alanında kazanılan bilgi birikimi ve tecrübesini kullanarak Ay’a ulaşan sayılı ülkeler arasına girecek. TÜBİTAK’tan edinilen bilgiye göre; tasarım, üretim, entegrasyon, test ve operasyonları milli olarak geliştirilecek olan uzay aracı ve sistemleri derin uzay tarihçesine sahip olacak. Böylece uzay endüstrisine küresel rekabette güç kazandırılacak. Bununla birlikte DELTAV Uzay Teknolojileri A.Ş. tarafından geliştirilen “hibrit itki” teknolojisi ve tecrübe bu projeye aktarılarak uzay araçlarına uygun bir milli hibrit itki sistemi geliştirecek.

Uzay aracının görev, operasyonel konsept ve kavramsal tasarım aşamaları tamamlanmış olup, yeterlilik üretimlerine, ekipman geliştirme ve tedarik faaliyetlerine devam ediliyor. Projenin ilerleyen aşamalarında, uçuş modellerinin üretimleri başlatılacak olup, ayrıntılı tasarım tamamlanacak. Uçuş modellerinin tamamlanmasıyla birlikte uzay aracının entegrasyon faaliyetlerine başlanacak.

Yine TÜBİTAK UZAY tarafından yürütülen Türk Astronot ve Bilim Misyonu Projesi kapsamında bir Türk vatandaşı gerekli eğitimleri aldıktan sonra Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilecek ve bilim insanlarına uzayda araştırma ve deney yapma fırsatı sağlanacak. Bilim misyonu deneyleri için astronotlara eğitimler verildi ve 19 Haziran itibarıyla ABD’deki astronot eğitimlerine yeniden başlatıldı. Uzay yolcularının uzayla buluşma zamanı olarak 2023 yılı son çeyreği planlanıyor.