Senelerdir gençlere verilen iki tembih var:

  1. Kambur durma.
  2. Kodlama öğren.

Sadece çağdaş dünya, öğütleri öğütecek kadar süratli dönüyor. Fazlaca rasyonel görünen bir sözün hızlıca son kullanma zamanı geçebiliyor. Biz çocukken “TV’ye yakından bakma gözün bozulur” lafını her duyduğumuzda kenara bir çeyrek altın koysak, 20 yaşlarında emekli olabilirdik. Fakat bugün evlatların eline bir ekran verip gözlerine sokmak bir ebeveynlik ritüeli. En ‘Biz onu öyleki yapmıyoruz amcası’ anneler bile “Eğer iPad’iniz var ise çocuk yapın. Tabletin yoksa girme bu işlere” diyen Cem Yılmaz’a gizli saklı gizli saklı hak vermiştir.

Kodlama öğrenmek gereksiz mi?

İşte, “Kodlama öğrenin” nasihati de son dönemde böylesine bir münakaşanın bir parçası oldu. Birkaç hafta ilkin Nvidia CEO’su Jensen Huang, gençlerin kodlama öğrenmekle uğraşmamalarını söylemiş oldu. Huang’e nazaran suni zekanın (Ve dolayısıyla Nvidia’nın) yükselişi ile beraber yazılım ‘fazlaca eleştiri’ bir kabiliyet olmaktan çıktı. Huang, YZ’nin gelişmeye devam ettikçe kodlama mevzusunda fazlaca daha mahir hale geleceğini, insanların teknik detaylara kafa yormak yerine sorun çözme ve yaratıcılık alanlarına yönelmesi icap ettiğini düşünüyor.

Öte taraftan ‘kod öğrenmeyin’ önermesinin evlatların analitik düşünme yeteneklerinin gelişmesine darbe olacağını düşünenler de var. Sadece Nvidia CEO’su yeni teknolojilere adapte olmanın daha eleştiri bulunduğunu öne sürüyor. Huang’e nazaran YZ ile onun muhteşem yapacağı işlerde rekabet etmek yerine suni zekayı tamamlayacak informasyon ve kabiliyetlerini geliştirmeye odaklanmalı. Eğitim ve kariyer seçimlerimiz bununla paralel olmalı.

YZ çalışanları niçin kapışılıyor?

Bu da bizi gündemdeki bir başka sıcak mevzuya YZ alanındaki çalışanların kapışılmasına getirmekte. Teknoloji devleri söz mevzusu kabiliyetleri kendilerine çekmek için milyon dolarlık paketler öneriyor, hatta kimi vakit bir ekibin tamamını geçirme ediyor. Bu alandaki yetişmiş yeteneklerin azlığı sebebiyle maaş ve yan hakların seviyesi düzgüsel standartların fazlaca üzerine ulaşmış durumda. Ve hatta buradaki bütçeyi tutturmak için öteki departman personelinden ve projelerden vazgeçiliyor. Teknoloji şirketlerindeki işten çıkarma furyasının sebeplerinden biri de bu.

İyi firmalar yazılım mühendisi bulmak mevzusunda mesele yaşamadıklarını belirtirken, büyük dil modelleri üstünde çalışmış, YZ deneyimi yüksek kişileri istihdam etmekte zorlanıyor. Nitelikli olarak tanımlananların sayısı sektörde birkaç yüz şahıs ile ifade ediliyor.

Ek olarak YZ’nin çevresini dolduran alanlarda uzmanlaşmak hakikaten mühim. Bu durumu (Huang’i teyit edercesine) satış ekiplerinde görüyoruz. Şartların fazlaca süratli değişmiş olduğu ve teknolojik dönüşümün başlangıcında olduğumuz noktada ürünleri anlatacak derinliğe haiz satışçıları bulmak zor. Bu dostlar, düz yazılım satan meslektaşlarından iki kat daha fazlaca kazanmaya başladı bile.

Patron sizi arasın ister misiniz?

Arz ve talep arasındaki bu dengesizlik haliyle firmalar içinde devasa bir kabiliyet kapma mücadelesine dönmüş durumda. Gelin neler olduğuna bakalım:

OpenAI, Tesla’nın YZ mühendislerine kanca attı. Elon Musk da söz mevzusu çalışanların maaşlarını yükselterek bu hücumu bir miktar savuşturdu. “Suni zeka için kabiliyet savaşı, şimdiye kadar gördüğüm en deli kabiliyet savaşı!” diyen Musk’ın ‘karşı teklif’ hamlesi teknoloji sektöründe tercih edilmeyen bir yöntem. Bu sebeple karşı teklifle şirkette tutulan çalışanların bir süre sonrasında ‘gene de’ ayrıldıkları yönünde genel bir kabul mevcut.

Hakkaten de geçmişte karşı teklifle kısa bir süre işinde kalmış bir çalışan olarak, ‘Madem şartlar uygundu, niçin benim hak ettiğim tutarı zamanında vermediniz’ hissinin gerçek bulunduğunu söyleyebilirim. Ek olarak işveren, çalışanının ayrılmaya açık bulunduğunu öğrendiğinde, sadakat sorgulamaya başlayabiliyor ve bir çok vakit çalışanın yeni bir rol aramasının altında yatan temel soruna bakılmıyor.

Sadece bu YZ savaşı, geleneksel kaygıları ve işe alımın rahat kurallarını alt üst etmiş halde. Meta CEO’su Mark Zuckerberg’ün Google DeepMind çalışanlarına e-posta gönderip herhangi bir mülakat yapmadan teklifler sunmuş olduğu yönündeki iddiaları başka türlü yorumlamak zor. Peki Google ne yapıyor? Abartılacak bir şey değil. Yalnız şirketi kuran Sergey Brin, OpenAI’a katılmayı düşünen bir çalışanı bizzat arayıp kalması için zam teklif ediyor.

Uzun lafın kısası; normalde yüzlerini pek görmediğiniz patronlardan hayırlı bir telefon almak mı istiyorsunuz? Kendinizi YZ’nin yörüngesine sokun. (Sosyalcilere not: Mühendis olmak mecburi değil)