ONURCAN BAL 2022 yılının Ekim ayına kadar agresif sıkılaşma endişeleri ve resesyon korkularıyla riskli varlıklarda satış baskının öne çıkmış olduğu ve dolarda rallinin yaşandığı bir süreci takip ettik. Sadece ekim ayının ikinci yarısından itibaren riskli varlıklarda kuvvetli bir toparlanma öne çıktı. Yaşanmış olan bu toparlanmada agresif sıkılaşma endişelerinin yatışması ve enerji ile emtia fiyatlarında zirvelerden yaşanmış olan geri çekilmeler etkili oldu. 2022 yılının kalan bölümünde ve 2023 yılının ilk aylarında ek bir gelişme yaşanmazsa küresel piyasalarda dalgalı bir seyirle beraber toparlanma eğiliminin genel olarak korunduğu görülebilir. Sadece bu tarafta son aylarda piyasaları destekleyen gelişmelerin büyük oranda fiyatlamalara yansıtıldığını değerlendirirken, riskli varlıklarda yükseliş trendinin başladığını söylemek için oldukça erken bulunduğunu ve ilerleyen süreçte tekrardan satıcılı bir fiyatlamanın yaşanabileceğini göz ardı etmemek icap ettiğini de vurgulamak istiyoruz. Merkez bankaları faiz artırım hızlarını azaltarak da olsa 2023 yılının ilk yarısında sıkılaşma adımlarını sürdüreceklerdir.

Öte taraftan FED’in devam eden bilanço küçültmesi ve küresel ekonomilerdeki yavaşlama, risk iştahı üstünde baskı oluşturabilecek mühim risk başlıkları olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Bundan dolayı küresel piyasalarda önümüzdeki süreçte yaşanabilecek satıcılı fiyatlamalara karşı da hazırlıklı olunması gerektiği görüşümüzü koruyoruz. Dolarda ekim ayından beri küresel çaptaki kıymet kayıpları dikkat çekerken, doların bir süre mevcut seviyelerde konsolide olabileceğini sadece 2023 senesinde ABD ekonomisinde gözlenecek yavaşlama ve FED’in faiz artırımlarının sonuna yaklaştıkça dolardaki kıymet kayıplarının devam edebileceğini düşünüyoruz. Dolarda 2022 yılı içindeki kuvvetli ralli sebebiyle baskı altında kalan emtialarda (altın, gümüş vb.) 2023 yılı toparlanmanın gözlendiği bir yıl olabilir. Önümüzdeki süreçte enerji fiyatlarındaki seyir yakından takip edilerek küresel enflasyonist görünüm, merkez bankalarının sıkılaşma adımları ve ekonomik verilerdeki zayıflamanın boyutu küresel risk iştahını ve fiyatlamaları şekillendirecek.

ÇİN’DEKİ TEDBİRLERDE GEVŞEME BEKLENİYOR

Kasım ayının son bölümünde Çin’de süregelen katı Kovid politikalarına yönelik artan protestolar öne çıkarken, bu durum ilk fiyatlamalarda riskli varlıklar üstünde baskı oluşturdu. Çin izlediği katı Kovid politikaları sebebiyle 2022 senesinde dünyanın kalanından ayrışma gösterirken, izlenen sıkı politikaların iktisat üstündeki negatif tesirleri de hissedilmeye devam ediyor. Sadece son dönemde Çin otoritelerinden katı politikalara yönelik yumuşama mesajları öne çıkarken, tedbirlerin uygulanmasından görevli olan Başbakan Yardımcısı Sun Chunlan mücadelede yeni bir aşamaya girildiğini belirtirken dinamik sıfır olay stratejisine vurgu yapmadı. İlerleyen süreçte Çin’in bu mevzuda izleyeceği politikalar ve atacağı adımlar, küresel piyasalar açısından da mühim olacaktır. Çin’in izlediği katı politikaları kademeli olarak yumuşatması, Çin ekonomisindeki zayıflamanın hız kesmesine katkı sağlayacak ve küresel talep üstünde de pozitif tesirleri olacaktır. Bundan dolayı Çin’deki tedbirlerde gevşemeye yönelik adımlar yakından izlenecek olup, bu taraftaki gelişmeler başta Çin piyasaları olmak suretiyle küresel piyasaları belirli seviyede destekleyebilir.

MERKEZ BANKALARININ ARALIK TOPLANTILARI

ABD’de ekim ayı enflasyon rakamlarının beklentilerin altında kalması ve çekirdek enflasyon göstergelerindeki düşüş, FED’in elini bir miktar rahatlatan gelişmeler oldu. FED Başkanı Powell ile FED üyelerinden gelen açıklamalarda faiz artırım büyüklüğünün aralık ayından itibaren azaltılmasının uygun olacağı yönlendirmesi de piyasalar tarafınca pozitif karşılandı. 13 – 14 Aralık tarihinde gerçekleşecek FED toplantısında piyasalar oldukça büyük bir ihtimalle 50 baz puanlık faiz artırımına gidilmesini beklerken, bizim beklentimiz de bu yönde şekilleniyor. FED’in aralık ayı faiz sonucu ile yayınlanacak ekonomik projeksiyonlar ve FED Başkanı Powell’ın mesajları, risk iştahı ve fiyatlamalar açısından mühim olacaktır. FED’in yayınlayacağı projeksiyonlar ve Powell’ın mesajları 2023 yılı beklentilerini de şekillendirecektir. Halihazırda piyasadaki genel beklentiler ve bizim beklentimiz, aralık ayındaki 50 baz puanlık artırımın peşinden 2023 senesinde Şubat, Mart ve Mayıs aylarında 25 baz puanlık faiz artırımlarının devam etmesi ve siyaset faizinin yüzde 5 – 5.25 aralığına yükseltilmesi yönünde şekilleniyor. Elbet bu süreçte başta enflasyon olmak suretiyle açıklanacak ekonomik veriler, FED’in kararları üstünde etkili olacaktır. FED toplantısının peşinden 15 Aralık’ta Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz sonucu açıklanacak. Avrupa’da kasım ayı enflasyon verilerinde zirve seviyelerinden geri çekilmeler takip edilirken, piyasadaki beklentiler son iki toplantısında 75’şer baz puanlık faiz artırımına giden ECB’nin aralık ayı toplantısında 50 baz puanlık bir faiz artırımına gitmesi yönünde şekilleniyor. 16 Aralık’ta faiz kararını açıklayacak İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) da faiz artırımlarını sürdürmesi beklenirken, İngiltere ekonomisine dair karamsar beklentiler BoE’nin işini zorlaştırıyor. Toparlayacak olursak, aralık ayındaki merkez bankalarının faiz kararları ve 2023 yılına dair faiz artırım patikası piyasaların seyri üstünde belirleyici olacak.

ENFLASYON RAKAMLARI İZLENECEK

Yurtiçinde 5 Aralık Pazartesi günü kasım ayı enflasyon sayıları açıklanacak. Ekim ayında TÜFE verisi piyasa beklentilerine paralel aylık bazda yüzde 3.54 artış kaydetmiş ve senelik TÜFE yüzde 85.5 seviyesine yükselmişti. ÜFE enflasyonu da ekim ayında aylık yüzde 7.83 yükseliş göstererek senelik bazda yüzde 157.7 seviyesine ulaşmıştı. TÜFE’nin kasım ayında aylık bazda yüzde 3.10 oranında artış kaydetmesini, senelik TÜFE’nin ise yüzde 85.5 seviyesinden yüzde 84.77 seviyesine gerilemesini bekliyoruz. Piyasadaki medyan beklentiler de aylık bazda yüzde 3 oranında artış yaşanacağı yönünde şekilleniyor. TÜFE enflasyonunun aralıktan itibaren oldukça kuvvetli baz tesirinin yardımıyla düşüşe geçeceğini değerlendiriyoruz. Hatırlatmak gerekirse, TÜFE enflasyonu geçen yıl aralık ayında yüzde 13.6, ocak ayında ise yüzde 11.1 olarak gerçekleşmişti. Bu rakamların seriden çıkması, senelik enflasyonda düşüşün yaşanmasını sağlayacak. Halihazırda yıl sonu TÜFE enflasyonunun yüzde 70 bandında gerçekleşmesini öngörüyoruz.

BIST-100 Endeksi’nde ihtimaller içinde düzeltmelere karşı hazırlıklı olunmalı

Kasım ayı başlangıcında 4.000 puan seviyesinin aşılmasıyla alımların güç kazanılmış olduğu ve zamanı zirvelerin yenilendiği BIST-100 Endeksi’nde son dönemde ise ana hisselerde gözlenen yorulma emareleri ve teknik indikatörlerdeki negatif uyuşmazlıklar dikkat çekiyor. Kasım ayını yüzde 25.1 oranında oldukça kuvvetli bir yükselişle tamamlayan BIST-100 Endeksi, aralık ayının ilk gününde ruhsal olarak ehemmiyet taşıyan 5.000 seviyesini aşarken, cuma günü endekste satıcılı bir fiyatlama etkili oldu. Ana sektör ve hisselerde gözlenen yorulma ve son aylardaki soluksuz yükselişi dikkate aldığımızda, endekse dair orta vadede pozitif görüşümüzü korumamıza rağmen kısa vadeli düzeltmelere karşı hazırlıklı olunması icap ettiğini değerlendiriyoruz. Cuma günü yaşanmış olan düzeltmenin peşinden satış baskısının devam etmesi durumunda 4.900 seviyesi ile eylül sonundan itibaren takip ettiğimiz ve hafta başlangıcında 4.826 seviyesinden geçecek olan yükseliş trendi kısa vadede destek olarak takip edilecek. Yükseliş trendi altına sarkmalarda satışların hız kazanabileceği endekste 4.686 – 4.610 ve 4.446 seviyeleri kademeli olarak gündeme gelebilir. Yükseliş kanalı içindeki seyrin korunması durumunda ise 5.000 puan seviyesi yakından izlenecektir. 5.000 puan üstündeki tutunmalarda yükselişlerin devam edebileceği endekste ilk olarak zamanı zirvenin bulunmuş olduğu 5.091,68 ile devamında 5.200 ve yükseliş kanalının üst bandına denk gelen 5.275 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Bu seviyelerin üstünde ise 5.300 – 5.500 bandı takip edilebilir.