Bugüne dek Ay’a iniş icra eden eski NASA araçlarının üstünde 4 tane cümle yazılı halde bulunuyor. İki tanesi Apollo 11’de ve iki tanesi de Apollo 17’de. Her ikisinde de eski ABD başkanı Richard Nixon’ın imzası var. Öteki görünen “kelimeler” içinde 1971 senesinde yerleştirilen ve üstünde o güne kadar yaşamını yitirmiş ABD ve Sovyet astronotların isimlerinin bulunmuş olduğu bir plaka ve aralarında astronot Alan Sheperd’ın golf toplarının da bulunmuş olduğu çeşitli ekipmanların üstündeki logolar bulunuyor. Astronot David Scott ise Mare Imbrium’da bulunan ve astronotların sürdüğü tekerlekli ay yüzey aracının üzerine bir İncil bıraktığını söylüyor. Sadece İncil orda olsa bile, 53 yıl süresince üstüne düşen güneş ışığı ve gama ışınlarından dolayı okunabilir durumda değildir.

Sadece geçtiğimiz şubat ayında Ay’a neredeyse 30 milyon sayfalık bir koleksiyon gönderildi. İçerisinde 25 bin şarkı ve bir sürü sanat emek vermesi da yer ediniyor. Ne şekilde mi?

İniş esnasında yana yatan Odysseus aracını hatırlıyor olmalısınız. Ay’ın cenup kutup bölgesine inen vasıta, resmi adıyla “Galaktik Miras Arşivi” isminde olan, bizim Ay Kütüphanesi diyebileceğimiz bir arşivi Ay yüzeyine bıraktı.

Bu kütüphane bildiğiniz kütüphanelere benzemiyor. Sayfalar sadece mikroskopla okunabilen ince nikel katmanlara kazınmış durumda. Arşivin büyük bir bölümüyse, dijital olarak kazınmış müzik ve görsellerden oluşuyor.

Hatta “kütüphane” o denli ufak ki, elinize sığacak bir disk kadar. Bu “kütüphane”yi üçüncü denemesinde oraya göndermeyi başaran kar gütmeyen Arch Vakfı’nın başındaki isim Nova Spivack, nikel kullanmalarının sebebini, nikelin çürümemesi ve oksitlenmemesi olarak açıklıyor.

“Tarihte ilk kez uygarlığımızın kaybolmayacağını söyleyebiliyoruz.”

Spivack, ufak disklerin bir meteor tarafınca direkt vurulmaması durumunda, kütüphanenin “Ay kadar uzun süre dayanacağını” söylüyor: (Bilim adamlarının şu anki en iyi tahmini: Ay, Güneş 5 milyar yıl içinde kırmızı bir deve dönüşene kadar Dünya yörüngesinde duracak). “Gezegenimiz nükleer bir harpte yok olsa bile, gene de orada olacak. Artık tarihte ilk kez uygarlığın kaybolmayacağını söyleyebiliriz.”

Arch Vakfı’nın daha büyük ve uzun sürecek başka bir görevi de var: Galaktik Miras Arşivleri’ni Dünya’nın ve Güneş Sistemi’nin dört bir yanına yerleştirmek. Sonuçta verileri birden fazla yedeklemek, kaybolmalarını engellemenin en iyi yolu. Sizler için bu arşivde bulunan altı mühim içinde ne olduğu listeledik. Bazıları etkisinde bırakan bazıları ise gülünç.

1. İlk sanat eserleri

El görüntülerinden oluşan bir mağara resmi.
Görsel: The Arch Foundation

Mağara resimlerinin geçmişi minimum 45.000 yıl öncesine dayanıyor. Bu erken dönem sanat biçimi, çoğu zaman aradan geçen yüzyıllardan sonrasında bile değişik nesillerin katkıda bulunmuş olduğu bir “ortak emek verme” niteliği taşıyabiliyor (yukardaki fotoğrafta Arjantin’deki Cueva de las Manos’ta bulunan ve MÖ 7.300 ile MS 400 yılları aralığında dalgalar halinde çizilen eller benzer biçimde). Arşivde yukardaki benzer biçimde yüzlerce mağara resminin kopyası şu anda Ay’da bulunuyor.

2. Wikipedia’nın bir versiyonu

Ay kütüphanesi, Wikipedia’nın gönderilmeden oldukca ilkin güncelliğini yitirmiş, son aşama çevrimdışı bir versiyonunu içeriyor. Bu İngilizce versiyonun 6 milyon makalesi 2021 senesinde Arch Foundation tarafınca indirilerek eklenmiş, sadece en oldukca okunan 10.000 girdi ise 2022 senesinde güncellenerek uzay aracına yerleştirilmiş.

Doğrusu bu versiyonda Elon Musk’ın Twitter’ı ele geçirmeden önceki hali yer ediniyor. Doğrusu arşivi kabul eden uzaylılar, Musk’ı Dünya’nın en varlıklı insanı olarak tanıyacak (şu anda üçüncü sırada).

3. Dogecoin

2021 senesinde bir şakadan kaynağını alan kripto para birimi Dogecoin’in fanatikleri, birimin değerinin fırlaması için herkesi Dogecoin almaya teşvik etmek için “To The Moon” (Dogecoin’i Ay’a çıkaralım/fiyatını yükseltelim) adıyla bir kampanya başlatmıştı. Sanırız bir nevi de olsa amaçlarına ulaşmış oldular.

Her ne kadar kripto meraklılarının istediği benzer biçimde olmasa da, Dogecoin’in kıymeti, 2021 yılındaki kadar yüksek değil. Sadece Bitcoin ve Ethereum’un yanı sıra Dogecoin’in de özellikleri ve tasarımı, gerçek anlamda Ay yüzeyinde bulunuyor. Doğrusu bundan milyarlarca yıl sonrasında insanlık yok olsa da, size yan yan bakan Shiba orada yaşamaya devam edecek.

Kripto’lardan esin alan sanat emekleri ve özellikler de kütüphanenin bir parçası.
Görsel: The Arch Foundation

4. Tam tamına 25 bin şarkı

Jimi Hendrix, Chuck Berry, Bob Marley, Janis Joplin ve The Who’nun ortak noktası nedir? Onlar bir tek rock müzik efsaneleri değil, onlar artık Ay’da olan rock müzik efsaneleri. 25 bin klasik rock şarkısının master kayıtlarının haklarına haiz olan Melody Trust’la meydana getirilen işbirliğiyle beraber, kütüphanede bilhassa Ay’a ilk kez inilen 1969 senesine odaklanan, 25 bin şarkılık bir listede Ay’da yer ediniyor.

Bununla beraber dijital arşivde Pink Floyd’un ikonik Dark Side of the Moon albüm kapağı benzer biçimde sanat emekleri da yer ediniyor.

5. David Copperfield’ın gösterilerinin sırları

Ay’dan Çin Seddi’ni göremiyor olabilirsiniz, sadece 1986’da David Copperfield’ın duvarın içinden iyi mi geçtiğini kütüphaneden öğrenebiliyorsunuz.
Görsel: CBS

Meşhur gözbağcı David Copperfield’in arşivi de kütüphanede yer ediniyor. İçinde Özgürlük Heykeli’ni yok etmiş olduğu ve Çin Seddi’nden geçmiş olduğu meşhur illüzyonlarının tüm bilgileri bulunuyor. Doğal tüm bu yapılar Ay kütüphanesi seneler sonrasında bulununca ortada olurlarsa.

6. Mukaddes metinler de yer ediniyor

Arşivde uygarlığı baştan oluşturmak için gerekecek tüm metinler de yer ediniyor. Doğrusu Rosetta Projesi’ne dahil olan tüm diller arşivde mevcut. Ek olarak dinler de temsil ediliyor: Kur’an, İncil, Tevrat, Hint Vedaları, Budist mukaddes yazıları ve dahası artık Ay’da mevcut. Ek olarak altı kıtadan yerli gelenekleriyle ilgili görsel ve hikayeler de arşivde yer ediniyor.

Bunun haricinde sevilen romanlar da arşive eklenmiş. Bunlar içinde Harry Potter serisi, Isaac Asimov’un Vakıf serisi, Yüzüklerin Efendisi ve Dune da bulunuyor. Umarız Tanrı İmparator olarak milyarlarca dünyayı fetheden genç bir aristokratın hikayesi, umarız uzaylıları düşünce vermez.


Chris Taylor’un makalesini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.