PARA BES/ ZEYNEP CANDAN AKTAŞ Sistemde kurumların görevleri tanımlanmış, iştirakçilerin hakları belirlenmiş, fakat işin can alıcı kısmı olan getiri sağlama kısmının ucu açık. Bundan dolayı fonların getirisi, piyasaların akışına bağlı. Hisse senedi fonları, borsa yükselirken; kamu dış borçlanma araçları fonları, döviz yükselirken kazandırıyor. Durağan(durgun) getirili varlıklara yatırım icra eden fonlar, faizler düşerken; kıymetli maden fonları ise altın ons bazında yükselirken kazandırıyor. Peki, fonları kuran bireysel emeklilik şirketlerinin, fonları yönetmesi beklenen portföy yönetim şirketlerinin asla mi getiriye tesiri yok? Paramızı iyi yönetsinler diye onlara emanet ediyoruz, onlar da öylece durup piyasayı mı izliyorlar, diye düşünebilirsiniz. Gelin, bu hafta BES havuzunun, kazanması mevzusundaki kimlere iyi mi yetki ve sorumluluklar verilmiş, ona bir bakalım. Bu sistem içindeki kurumların ve iştirakçilerin neler yapabileceklerine bir göz atalım.

KAMUYA DÜŞEN SORUMLULUKLAR

Kamu; bireysel emeklilik sistemini, kurumları, mevzuatı oluşturmuş. Bu sistem içinde tüm kurumların yetki ve sorumluluklarını belirlemiş. Sadece sistemin iyi işlemesi, kamunun denetim ve nezaret görevini oldukca iyi yerine getirmesine bağlı. Oldukca şükür ki, bireysel emeklilik fonları, çoklu bir denetim mekanizmasına bağlı. Bir kurumun bakış açısından kaçan, diğer kurum tarafınca yakalanıyor ve düzeltiliyor. Öteki taraftan kamu, bireysel emeklilik sistemine hususi bir ödül mekanizması oluşturmuş. Yüzde 30 devlet katkısıyla oldukca saydam bir halde bu ödülden herkesi faydalandırıyor. Sadece devlet katkısı fonlarının getirileri maalesef oldukca düşük. Bu yüksek enflasyon ortamında devlet katkılarının cazibesini koruması, devlet katkısı fonlarının getiri sağlamasına bağlı. Devlet katkısı fonlarının getirilerinin artırılması ve OKS tarafında fon çeşitliliğinin geliştirilmesi mevzusunda kamunun desteği gerekiyor.

BİREYSEL EMEKLİLİK ŞİRKETLERE İNE DÜŞEN SORUMLULUKLAR

Fonları kuran bireysel emeklilik şirketine düşen mesuliyet; iştirakçilerin katkı paylarını fonlara yönlendirmek, sıhhatli bir kayıt sistemi oluşturmak, katılımcılarla kontakt içinde olmak, denilebilir. Ek olarak katılımcılara piyasalar hakkında bilgilendirmede bulunmak, örnek fon dağılımları hazırlamak ve isteyenlere danışmanlık hizmeti sunmak da bireysel emeklilik şirketlerinin sorumlulukları içinde.

PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETİNİN SORUMLULUKLARI

Sistemin getiri elde eden ayağı, portföy yönetim şirketleri tarafında. Portföy yönetim şirketleri fonun varlıklarının içtüzükteki stratejisine uygun yönetilmesinden görevli. Portföye meydana getirilen alım-satımlar borsada oluşan cari fiyatlardan, mevzuatın öngördüğü sınırlar içinde ve fon adına yapılmak zorunda. Fon portföyü herhangi bir halde vurgunculuk yada manipülasyon mevzusu yapılamaz. Bilhassa karma ve değişken fonlar, portföy yönetim şirketlerinin maharetini gösterebileceği fon grupları. Bu fon gruplarının getirileri iştirakçilerin sisteme itimatını de elde edecektir.

KATILIMCI VE ÇALIŞANLARIN SORUMLULUKLARI

Fonların portföyünü profesyoneller yönetiyor fakat katılımcının hangi fonlara yatırım yapacağının sorumluluğu kendisinde. Fonların getirisinden memnun olmayan katılımcılar, çoğu zaman bireysel emeklilik şirketlerini suçluyor. Oysa, katılımcının seçtiği fon dağılımını bireysel emeklilik şirketi değiştiremez. Katılımcı fonların değişiminden yada portföydeki ağırlıklarının artırılıp-azaltılmasından görevli. Peki, katılımcıya bu sorumluluğu hatırlatılmaz ise ne oluyor? Sisteme giriş aşamasında ‘zarar ettirmeyecek’ diye tavsiye edilen fonlar değiştirilmediği için, uzun seneler sonrasında birikimler enflasyona yeniliyor. Evet, bu fonlar kağıt üstünde zarar ettirmiyor, benzer biçimde görünüyor fakat enflasyon karşısında birikim eridiğinden, katılımcılarda şikayete ve güvensizliğe niçin oluyor. Iştirakçilerin bu tür fonlarda beklemesinin bir ziyanı daha var: BES havuzu da bu fonların ağırlığı yüzünden getiri üretemiyor ve sistemin topluca suçlanmasına niçin oluyor.

Ya, ne yapmalı? Gönüllü BES tarafındaki katılımcılar bilhassa sisteme ilk girdikleri yıllarda riskli denilen fonlara yatırım yapmalı. Bunlar hangi fonlar diye bakıldığında, hisse senedi fonları, kıymetli maden fonları, kamu dış borçlanma araçları fonları, endeks fonlar, karma fonlar, fon sepeti fonları ve bilhassa agresif değişken fonlar bu gruba giriyor. Otomatik katılım tarafında çalışanların fonlarının neredeyse yüzde 75’i standart fonlarda değerleniyor. Oysa otomatik katılım tarafındaki çalışanlar da ilk iki aylık başlangıç döneminden sonrasında agresif değişken fonlara yatırım yapabilirler. Portföyde yalnız bir tek firmanın agresif değişken fonu olmak zorunda da değil. BEFAS yardımıyla başka şirketlerin de kurucusu olduğu agresif değişken fonlardan tercihte bulunularak, risk birkaç fon içinde paylaştırılabilir. Katılımcılar ve çalışanlar emeklilik geçmişine en azından beş yıl kalana kadar, portföyün tamamını riskli fonlarda (erken çıkma olasılığı yok ise) değerlendirilebilir. Beşinci yıldan sonrasında her yıl riskli fonlardan yüzde 10 azaltıp, risksiz fonlardan yüzde 10 artırarak emeklilik dönemine risksiz fonlarla ‘merhaba’ diyebilirler.

Ben piyasalardan, fon dağılımından anlamam, diyenler, fon dağılımını yapma görevini portföy yönetim şirketlerine yada Robo-Danışmanlara devredebilir, bireysel emeklilik şirketinden danışmanlık hizmeti alabilir.