ONURCAN BAL ABD’deki borç tavanı mevzusu gündemin ön sıralarındaki yerini korumaya devam ediyor. Borç limiti ya da borç tavanı, ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para miktarının üst sınırı anlamına geliyor. ABD Hazinesi 2023 Ocak ayının ikinci yarısı itibariyle borç tavanına ulaşırken, muhteşem tedbirlerle mevcut ödemeler ve yükümlülükler aksamadan sürdürülebildi. Muhteşem önlemler, hükümete yalnız vakit kazandırıyor sadece borç limitine ulaşmayı engelleyecek kadar büyük uygulamaları içermiyor ve sınırı olan bir süre için kafi nakdi sağlıyor. ABD Gömü Bakanı Yellen, son haftalarda yapmış olduğu açıklamalarda, kafi nakdin haziran ayı itibarıyla bitebileceğini ve borç tavanının haziran ayına kadar artırılması icap ettiğini çoğunlukla altını çizdi. Mayıs ayının ikinci yarısında borç tavanı mevzusunda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler içinde meydana gelen görüşmelerde bir anlaşmaya varılamadı. Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler, borç limiti müzakerelerinde mühim harcama kesintilerinden yana tavır sergiliyor. Demokratlar ise borç limitinin artırılmasında ısrar eden oluyor ve Cumhuriyetçilerin belirli harcamaları kısma önerilerini geri çeviriyor. Haziran ayına sayılı günler kala somut bir ilerlemenin olmayışı piyasalarda endişeleri artıran bir gelişme oldu. Geçen hafta içinde borç tavanına ilişkin endişeler küresel risk iştahı üstünde baskı oluşturdu. Internasyonal kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, borç limiti açmazı sebebiyle ABD’nin kredi notunu negatif izlemeye aldı. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy borç tavanı kriziyle ilgili perşembe günü yapmış olduğu açıklamada hâlâ çözülmesi ihtiyaç duyulan mevzular bulunduğunu ve bu hususta çalışmaların sürdüğünü belirtti. Cuma günü kaynaklara dayandırılan habere gore Cumhuriyetçi ve Beyaz Saray müzakerecilerinin borç limitini yükseltmek ve federal harcamaları iki yıl süreyle sınırlamak için bir anlaşmaya yaklaştığı ifade edildi. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy cuma günü yapmış olduğu açıklamada görüşmelerde ilerleme sağlandığını ve çalışmaların devam ettiğini beyan etti.

Haziran ayına sayılı günler kalmışken, piyasaların tüm dikkati borç tavanında bir antak kalma sağlanıp sağlanamayacağı üstünde yoğunlaşmış durumda. Cuma günü gelen açıklamalar ve haber akışları haziran ayına kalmadan anlaşmanın sağlanabileceğine yönelik umutları artırdı. Borç tavanında anlaşmanın sağlanması ve temerrüt endişelerinin ortadan kalkması piyasalarda bir rahatlamayı ve risk iştahında toparlanmayı bununla beraber getirecektir. Sadece borç tavanında anlaşmanın sağlanamaması ve ABD’nin tarihinde ilk kez temerrüde düşmesinin oldukça ağır ekonomik neticeleri olacağı değerlendiriliyor. ABD Gömü Bakanı Yellen, ABD’nin ödeme yükümlülüklerini yerine getiremeyerek temerrüde düşmesinin ülkeyi ekonomik ve finansal bir felakete sürükleyebileceği ve ortaya çıkacak gelir şokunun birçok iş ve işletmeyi ciddi seviyede etkileyecek bir resesyona niçin olabileceğine dikkat çekmişti.

FED’E YÖNELİK BEKLENTİLER DEĞİŞTİ

Son haftalarda bazı FED üyelerinden faiz artışlarının devam etmesi gerektiğine yönelik gelen şahin tondaki açıklamalar dikkat çekerken, geçen hafta piyasaya sürülen FOMC tutanakları da üyeler arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya koydu. Tutanaklara gore bazı yetkililer sıkılaşma adımlarının kümülatif tesirleri ve bankacılık sektöründeki kredi sıkılaşmasının etkilerini görmek için bir süre beklemede kalınması savunurken, bazı yetkililer ise sıkılaşma adımlarının devamından yana görüş bildirdiler. ABD’de genel olarak istihdam piyasası enerjisini korurken, geçen hafta salı günü açıklanan öncü hizmet PMI sayıları da düşüş beklentisine rağmen artış kaydetti. Hizmet sektörünün enerjisini koruması enflasyonda yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor. Ek olarak cuma günü açıklanan ve FED’in enflasyona öncü mühim bir gösterge olarak izlediği kişisel tüketim harcamaları (PCE) verisi de piyasa beklentilerinin üstünde geldi. ABD’de enflasyonun inatçı bir görünüm ortaya koyması ve FED üyelerinden gelen şahin tondaki açıklamalar, FED’in faiz artırımlarını sürdürebileceğine dair endişeleri tekrardan gündeme taşıdı. FED’in haziran ya da temmuz ayında 25 baz puanlık bir faiz artırımına gidebileceğine ilişkin beklentiler güç kazanırken, 25 baz puan faiz artırım beklentileri fiyatlamaların içine girmeye başladı. Anımsanacak olursa mayıs ayı başlangıcında piyasalar FED’in faiz artış döngüsünü sonlandırdığını ve senenin ikinci yarısında faiz indirimlerinin başlayacağını fiyatlıyordu. ABD’de kuvvetli ekonomik verilerin FED’in faizleri yükseltme olasılığını çoğaltması son dönemde doların küresel çapta kıymet kazanmasına, ABD tahvil getirilerinin yükselmesine ve ons altının baskılanmasına niçin oluyor. ABD’de enflasyonun seyri ve ekonominin genel görünümü FED’in faiz kararları üstünde belirleyici olacaktır.