Yazın deniz tatiline gidenler için denizanaları, neredeyse her gün karşılaştıkları hayvanların başlangıcında geliyor. Fazlaca yaklaşıp temas etmediğiniz sürece mesele yaratmayan, hatta kimi zaman görünüşleriyle oldukça ilgi çeken deniz canlılarıdır. Sadece şimdi gördüğünüz tüm denizanalarını unutun.

Dev hayalet denizanaları, avlarını sokmuyor, 10 metrelik kollarıyla etrafını sarıyor.

Kosta Rika açıklarında bulunan Schmidt Okyanus Enstitüsü’nün araştırma gemisi Falkor‘daki bilim adamları, ender görünen bir dev hayalet denizanasını görüntülemeyi başardı. Bu ürkütücü okyanus canlısını görüntülemek için, uzaktan denetim edilen bir vasıta kullandılar.

Kar amacı gütmeyen organizasyon, mevzuyla ilgili olarak X üstünden şöyleki bir açıklamada bulunmuş oldu: “#DevHayaletDenizanası nadiren görülüyor ve bu güzelliği Kosta Rika açıklarında görmüş olmaktan oldukca mutluyuz. Beslenme tarzıyla ve insanlardan uzak olan ve günışığı görmeyen bölgede yaşamış olduğu için bu görkemli ve duyarlı hayaletvari devden korkmaya gerek yok.

Hayalet denizanasının yaşamış olduğu yer, okyanusun güneş ışığı almayan “Alacakaranlık bölgesi” olarak nitelendiriliyor. Yüzeyden 1000 ila 4000 metre derinlikte yer edinen bu bölgede aydınlık, kendiliğinden ışık yürüyerek organizmalar (biyolüminesans) ya da gönderilen robotların suni ışığıyla mümkün oluyor.

Aşağıda dev hayalet denizanası dostumuzu, devasa şerit benzeri kollarını açarken görebilirsiniz:

Bu karanlık bölgede yaşayan ve nadiren görünen canlı, hala büyük oranda gizemini koruyor. Araştırmacılar bu türün planktonlar ve ufak balıklarla beslendiğini düşünüyorlar. Monterey Bay Akvaryumu Araştırma Enstitüsü de bu durumu doğruluyor: “Şimdi bile bilim adamları bu hayvanla ilgili oldukca azca bilgiye haiz.

Okyanusun derinleri gizemini koruyor

Okyanuslar hala gizemini korurken, bir grup araştırma kuruluşu derin denizleri dikkatli araştırıyor, belgeliyor ve haritalandırıyor. Bilim adamları aşağılarda ne işe yaradığını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Edinilecek bilgilerin etkilerinin nasıl sonuçlanacağı ise tahmin edilebilecek benzer biçimde değil. Derinliklerde maden yatakları arayanlar, tank benzeri endüstriyel ekipmanlarla deniz tabanını incelemeye hazırlanıyor. Bunun haricinde okyanustaki yaşamın, garip ilaçlar için büyük potansiyel taşıdığını ortaya koyan araştırmalar da mevcut. Mevzuyla ilgili olarak Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin yapmış olduğu açıklamanın da büyük beklentiği yarattığı ortada: “Yeni ilaçlar için meydana getirilen dizgesel araştırmalar, deniz omurgasızlarının herhangi bir karasal organizma grubundan daha çok antibiyotik, anti-kanser ve anti-inflamatuar madde ürettiğini gösteriyor.

Görünüşe gore derin deniz bulgu görevleri, hiçbir vakit hüsranla sonuçlanmıyor.

NOAA Okyanus Araştırmaları’ndan bulgu lideri Derek Sowers da, geçtiğimiz yıl Mashable’a yapmış olduğu açıklamayla bu görüşü doğrular özellikte: “Denizin derinliklerine gittiğimizde, daima yeni bir şeyler keşfediyoruz. Her seferinde daha ilkin görmediğiniz bir şeyler buluyorsunuz.


Mark Kaufmann’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.