Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklarından birini kurmuş olan Cengiz Han’ın en yakın arkadaşı, kan kardeşi ve komutanlarından biriydi. Daha sonra kendisinden ayrılıp düşmanları safına geçmiş; hatta onları kışkırtıp Cengiz üzerine saldırmalarını sağlamıştı. Uzun mücadelelerden sonra mağlup edilen ve yakalanarak Cengiz’in huzuruna getirilen Camuka, eski arkadaşından, kanının yere dökülmeden öldürülmesini rica etti. Şaman inancına göre “insanın ruhu kanında Nasıl olduğu için” bir soylunun, kanının dökülerek
öldürülmesi ona yapılmış en büyük hakaret ve kötülük sayılırdı. Bu inancın daha sonraki asırlarda, hatta Osmanlılar döneminde de devam ettiği görülmüştür. Düzmece Mustafa’nın, II. Murad’a, kendisinin bir şehzade gibi kanının dökülmeden öldürülmesi gerektiğini söylediği kaynaklarımızda yazılıdır. Anadolu Selçukluları dönemi boyunca sultan ve şehzadeler hep yay kirişiyle boğulmak suretiyle kanları dökülmeden öldürülmüşlerdir.
Cengiz, eski arkadaşının teklifini kabul ederek onun öldürülmesine yeğeni Alçıday’ı memur etti. Alçıday, yaptığı hataların ve ihanetenin cezası olmak üzere Camuka’nın bütün mafsallarını birer birer kırıp dayanılmaz işkencelere uğrattıktan sonra, özel olarak hazırlanan tahta bir alet üzerine yatırıp bel kemiklerini de kırarak öldürdü.