ONURCAN BAL Önceki hafta düşüş kaydeden ticaret verileri ile yıllık bazda düşüş kaydeden enflasyon rakamları sonrasında geçen hafta içerisinde Çin’de açıklanan ekonomik veriler de zayıf bir görünüm ortaya koydu. Çin’de temmuz ayında başlıca sanayi hammaddelerinin ithalatında düşüş yaşanması ve temmuz ayında banka kredilerinin 14 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşmesi, Çin ekonomisinde kırılganlığın ve zayıf seyreden talebin bir başka göstergesi oldu. Salı günü Çin’de açıklanan temmuz ayı perakende satış rakamları yıllık bazda yüzde 2.5 ve temmuz ayı sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 3.7 oranında artış kaydederek piyasa beklentilerinin altında kaldı. Son dönemde zayıf gelen verilerin ardından Çin Merkez Bankası (PBOC) ekonominin desteğe ihtiyacı olduğunu değerlendirerek sürpriz bir faiz indirimine gitti. Bir yıl vadeli krediler için referans oranı olan orta vadeli borç verme faizi 15 baz puan indirilerek yüzde 2.65’ten yüzde 2.5’e çekildi. Medyan beklenti faizin sabit tutulması yönündeydi. Bu karar 2020 yılından bu yana yapılan en büyük faiz indirimi oldu.

Çin ekonomisinin temellerinden birini oluşturan gayrimenkul sektörü satışlardaki düşüş, likidite darlığı ve 2021’den beri bir dizi gayrimenkul geliştirme şirketinin temerrüde düşmesinin etkisiyle oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Sıkıntıların devam ettiği gayrimenkul sektöründe geçen hafta yaşanan gelişmeler de sektördeki problemlerin sürdüğüne ve sıkıntıların derinleşebileceğine işaret etti. Çin’in en büyük özel gayrimenkul geliştirme şirketi Country Garden’ın borç problemleri, şirketin tahvil işlemlerinin durdurulmasıyla birlikte derinleşirken, şirket hisselerinde geçen hafta sert düşüşler gündeme geldi. Mali destek sağlanmadığı takdirde daha fazla gayrimenkul şirketinin iflasın eşiğine gelebileceğine dair endişeler de artış kaydetti. Çin’de konut fiyatlarının temmuz ayında yüzde 0,23 oranında düşüş kaydetmesi de sektördeki olası toparlanmanın zorlu ve meşakkatli olacağına işaret etti. Özetle, zayıf gelen ekonomik veriler ve gayrimenkul sektöründe devam eden sorunlar Çin ekonomisine ilişkin endişeleri artıran gelişmeler oldu.

FED’E İLİŞKİN SIKILAŞMA ENDİŞELERİ

Son haftalarda ABD ekonomisine ilişkin resesyon endişeleri yatışırken, yumuşak iniş senaryoları güç kazandı. ABD’de geçen hafta açıklanan ekonomik veriler de beklentilerin üzerinde güçlü bir görünüme işaret ederken, ABD ekonomisinin gücünü koruması, FED’in önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde faiz indirimlerine başlayacağına ilişkin beklentilerin zayıflamasına neden oldu. Aynı zamanda FED’in nihai faiz oranının ne olacağı ve faizlerin ne kadar süre yüksek seviyelerini koruyacağına ilişkin belirsizlik ve tartışmalar da risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. Minneapolis FED Başkanı Neel Kashkari, enflasyonun son dönemde görülen yavaşlamaya rağmen hala yüksek olduğunu belirterek faiz artışlarının bittiğini söylemeyeceklerini ifade etti. Çarşamba günü temmuz ayına ilişkin yayınlanan FOMC toplantı tutanaklarında da enflasyonda yukarı yönlü risklerin devam ettiği ve bu durumun daha fazla faiz artışını gerektirebileceği mesajı verildi. Çoğu üyenin enflasyonla mücadelenin henüz bitmediği konusunda hemfikir olduğu görüldü. FOMC tutanakları ve ABD’de güçlü gelen verilerin etkisiyle FED’e yönelik sıkılaşma endişeleri yeniden gündeme gelirken, faiz indirim beklentileri zayıflama kaydetti. Piyasalar eylül ayında FED’in faiz oranlarında değişime gitmeyeceğini fiyatlamaya devam ederken, kasım ya da aralık toplantısında faiz artışına ilişkin olasılık yüzde 30 dolaylarında seyrediyor. Daha önceki yazılarımızda FED’in sıkılaşma döngüsünde sona gelindiğini ancak piyasaların faiz indirimleri konusunda fazla iyimser olduğunu sıkça belirtmiştik. Bu yıl içinde ek bir faiz artışı gelip gelmeyeceği ABD ekonomisinin genel gidişatına ve enflasyonun seyrine bağlı olacaktır. Önümüzdeki süreçte piyasaların asıl odaklanacağı konu ve FED üyelerinin tartışacakları ana gündem faiz oranlarının ne kadar süre yüksek tutulacağı olacaktır. FED’in 2024 yılının ikinci yarısından önce faiz indirimlerine başlamasının zor olduğunu ve bu indirimlerin de son derece kademeli olacağını düşünüyoruz. Enflasyon başta olmak üzere ekonomik veriler ve merkez bankalarının atacakları adımlar küresel risk iştahının seyri ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir. Ayrıca yeni haftada 24-26 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek ve dünyanın en önemli merkez bankacılığı konferanslarından olan Jackson Hole toplantıları da yakından izlenecektir. Jackson Hole’de FED Başkanı Powell’ın açıklamaları ve ileriye dönük vereceği mesajlar küresel çaptaki fiyatlamalar üzerinde etkili olacaktır.

KÜRESEL RİSK İŞTAHINDA ZAYIF SEYİR ETKİSİ

Çin ekonomisine ilişkin zayıflayan görünüm, enflasyon ve resesyon kaynaklı belirsizlikler ve FED’e ilişkin sıkılaşma endişeleri, geçen hafta da küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturmaya devam etti. Özellikle, FED’e ilişkin belirsizlikler ve zayıflayan faiz indirim beklentileri ABD Doları ve ABD tahvil faizlerinde yükselişleri gündeme getirirken, küresel hisse piyasalarında ve emtialarda satıcılı bir seyrin yaşanmasına neden oldu. Ağustos ayı başından itibaren küresel risk iştahındaki zayıflama ve hisse piyasalarında satıcılı fiyatlama ön plana çıkıyor. Geçen hafta ABD, iki yıllık tahvil faizleri yüzde 5’in ve 10 yıllık tahvil faizleri de yüzde 4.30’un üzerindeki seviyeleri test etti. ABD 10 yıllıkları yüzde 4.20’lerin üzerinde kaldığı sürece riskli varlıklardaki zayıflama eğiliminin devamı beklenebilir. Enflasyonun hala çok yüksek olduğu gerekçesiyle faiz artışlarının sürebileceğine dair endişeler ons altında 200 günlük üssel ortalamanın (Bin 907 Amerikan doları) ve bin 900 Amerikan doları seviyesinin kırılmasına neden oldu. 200 günlük ortalama altında kalındığı sürece ons altında teknik görünüm zayıf seyrini sürdürebilir. Son aylarda arz koşullarındaki sıkılaşma ve talebin güçlü kalmasının etkisiyle yükselişlerin öne çıktığı petrol fiyatlarında da geçen hafta Çin ekonomisine ilişkin endişeler geri çekilmelere neden oldu.

BIST-100 Endeksi’nde cuma günü satışlar derinleşti

Son aylarda güçlü yükselişlerin yaşandığı BIST-100 Endeksi’nde geçen hafta dalgalı bir seyirle birlikte cuma günü hız kazanan satışlar dikkat çekti. Bir önceki yazımızda endekste 7.800 – 8.000 bölgesinin güçlü bir direnç bölgesi olduğunu ve bu bölge üzerinde kalıcılık sağlanamaması halinde olası düzeltmelere karşı dikkatli olunması gerektiğini söylemiştik. Geçen haftaya yükselişle başlayan ve tarihi zirvesini 7.869 puana taşıyan BIST-100 Endeksi, haftanın kalan bölümünde 22 Haziran’dan itibaren etkili olan yükseliş kanalının alt bandını test etti. Hafta içerisinde yorulma emarelerinin öne çıktığı ve 7.800 direncinin aşılamadığı endekste cuma günü yükseliş kanalının alt bandının (7.742) ve devamında son dönemde güçlü bir destek olarak çalışan 10 günlük hareketli ortalamanın (7.600) kırılmasıyla satışların derinleştiği görüldü. Cuma günkü satışlarla teknik görünümün zayıflama kaydettiği BIST-100 Endeksi haftayı yüzde 2.61 oranında kayıpla 7.513 puandan tamamladı. Endekste 7.500 altında 7.400 ve 22 Haziran’dan sonraki yükselişlere çekilen fibo seviyelerinin yüzde 23.6’lık kısmına denk gelen 7.228 seviyesi destek olarak takip edilecektir. 7.228 fibo seviyesi altındaki kapanışlarda 7.000 puana doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Psikolojik öneme sahip 7.000 seviyesi kırılacak olursa satışlar derinleşebilir. Endekste 7.500 üzerinde tutunmanın korunması ve yeniden alımların gözlenmesi halinde ise 7.600 ve 7.700 seviyeleri kısa vadeli ilk direnç noktalarıdır. Endekste teknik görünümün yeniden güç kazanabilmesi için yeni haftada 7.800’lü seviyelerden geçecek olan yükseliş trendi üzerinde kapanışların yaşanması gerekmektedir. Bu durumda 8.000 seviyesi ilk hedef noktası olacaktır. Psikolojik öneme sahip 8.000 puan üzerinde 8.200 – 8.250 bölgesine doğru hareketler yaşanabilir. Endekste yüksek seyreden volatilite ve sert fiyatlamalar nedeniyle mevcut durumda kredili/kaldıraçlı işlemlere mümkün olduğunca temkinli yaklaşılmalıdır.