PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Dünyada 900 bin kadar ada var. Bunun ortalama 16 bininde insanoğlu yaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 11’i. Bu anlama gelir ki, 730 milyon şahıs adalarda yaşamlarını sürdürüyor. Bunların bazıları kalabalık, gezinsel, günlük aktiviteleri canlı. Bazıları ise dünyadan soyutlanmış. Bir tek 30-40 şahıs yaşıyor. En oldukça adaya haiz ülkenin Endonezya bulunduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır. 267 bin 570 ada ile İsveç. Daha sonraki sıralarda Norveç, Kanada, Finlandiya ve ABD var.

Yaz diyince akla ada turizmi geliyor. O şekilde adalar var ki, mahalli nüfuslarının birkaç katını gezgin olarak ağırlıyor. İstanbul’un Prens Adaları’nın bir parçası olan Büyükada şeklinde. Fakat bu kadar oldukça rağbet görmenin bedeli var. Mesela anne-baba ve iki çocuğunun Büyükada’yı günlük ziyaret ettiğini varsayalım. Bostancı’dan Büyükada’ya motor seferi, şahıs başı 50 lira. Örnek ailemiz 200 liraya, adaya ayak basıyor. Üstelik hepimiz Bostancı’da oturmuyor. Öteki semtlerden adaya gelene kadar epey bir yol harcaması yapıyor. Adada, üç top dondurma 50 lira. 200 lira damak zevkine ve “ön” serinlemeye gidiyor. Plajlara giriş 400 lira. Ailemiz, bin 600 lirayı da “gerçek serinleme” için ödüyor (Belediye plajına giriş 200 lira). Deniz ise temiz değil (Geçen yıl pislikten dolayı müsilaj olmuştu. Şu demek oluyor ki nebat ve bazı mikroorganizmaların oluşturduğu, su yüzeyindeki yapışkan salya tabakası). Tüm gün adada kalacaksanız bir şeyler yemeniz gerek. En ucuz salata tabağı 90 lira. Balığın tabağı 950 lira ile bin 150 lira içinde değişiyor. (İstanbul’daki restoranlarda balık tabağının fiyatı 250 lirayı aşmıyor. Lüks restoranlardan bahsetmiyoruz.) Otobüs ya da taksi kullanmak isteyen yerli yabancı misafirler, ada halkından dört kat fazla ödeme yapıyor. Adalar taksileri, golf otomobili şeklinde.

EN PAHALI ADA

Şimdi Büyükada’yı, Yunanistan’ın Santorini adasıyla kıyaslayalım. Şundan dolayı Avrupa’nın belli başlı tur şirketleri, Santorini’yi, “en pahalı ada” seçmiş. Ufak boy şişe su (0.33 litre), 34 lira. Kapuçino, 134 lira. Çizburger, 80 lira. Orta halli restoranda iki kişilik mütevazı yiyecek, bin 300 lira. Fast food restoranlarda en ucuz sini (hamburgeri, içeceği, patates kızartmasıyla), 265 lira. Bir litre süt, 75 lira. Bir düzine yumurta, 97 lira. Bir somun ekmek, 29 lira. Tavuğun kilosu, 221 lira. Bir kilo portakal, elma, patates, domates, soğan aynı fiyatta: 59 lira. Bir kilo sosis 448 lira. Bir kilo peynir 141 lira. Takside saat açma fiyatı 118 lira. Her kilometre 29 lira (Yunanistan, euro kullanıyor. Biz tüm sayıları TL’ye çevirdik. Santorini fiyatlarının, Büyükada’dan 1.5 ile 3.5 kat arası daha çok bulunduğunu gördük. Fakat euro, siz bu satırları okuyana kadar yerinde durmadı).

Biz mevzumuz olan gezinsel adaları tanıtmaya devam edelim. Türkiye’ye oldukça uzak olan adaları tercih etmedik.

Santorini

Yunanistan’ın 200 km güneydoğusunda yer edinen volkanik adalar grubu. Ülkenin gezim tanıtımlarında görüntüleri en oldukça kullanılan ada. MÖ 1650’de olan Minos yanardağ patlaması, adanın büyük bölümünü sular altında bırakmıştı. Nüfusu 15 binden birazcık fazla. Fakat her yıl talibi iki milyon gezgin ziyaret ediyor. Zamanı kaleleri, kuleleri, turistlerin ilgi odağı. Verimli volkanik toprağı sebebiyle adada her tür ürün yetişiyor.

Korsika

Akdeniz’de Fransa’ya bağlı ada. Sardinya adasının kuzeyinde. Bin kilometre uzunluğunda sahil şeridine ve 200’den fazla plaja haiz. Akdeniz ikliminde olmanın avantajını yaşıyor. Hem Fransızlar hem de Batı Avrupalılar için cazip bir gezim merkezi. Bir tek sahilleri değil, yüksek dağlarıyla da turistlerin ilgisini çekiyor. Kestane, zeytin, incir ve dut ağaçlarıyla meşhur. Şundan dolayı 1584’te Ceneviz Valisi, adada yalnız bu ağaçların yetiştirilmesini emretmiş.

Sardinya

İtalya’ya ilişkin ada. Korsika’nın derhal güneyinde. Akdeniz’in Sicilya’dan sonrasında ikinci büyük adası. En pahalı adalardan biri. Hem de dünyanın beş “mavi bölgesi”nden biri. Bu anlama gelir ki, mahalli halk içinde nüfusa oranla, yaşı 100’ü geçen oldukça fazla şahıs var. Gezgin olarak her yeri gezemiyorsunuz. Adanın yüzde 25’i koruma altında ve yerli halkın girmesi bile yasak. Adada koruma altında olan ve dünyanın en talihli hayvanları olarak gösterilen bir tür var: Albino (beyaz) eşekler. Sayıları 120 kadar. İşe koşulmaları da yasak.

Balear Adaları

İspanya’ya bağlı beş büyük ve birkaç ufak adadan oluşuyor. Gezinsel olanları; Mayorka, Minorka, İbiza ve Formentera. İklimin oldukça elverişli olması sebebiyle İngiliz ve Alman turistler tarafınca oldukça rağbet görüyor. En garip özelliği, diskoları. Dünyanın meşhur diskjokeyleri, bu adalarda çalışıyor. Ne vakit gitseniz bir festivale rastlarsınız. Gezim geliri o denli yüksek ki, ülkenin gayrisafi iç hasılası, 27 üyeli Avrupa Birliği’nin iç hasıla averajının yüzde 98’ine karşılık geliyor.

Kanarya Adaları

Akdeniz’den çıktık. Fas’ın 100 kilometre batısında, İspanya’ya bağlı bir başka gezinsel adalar topluluğu. 1982’den beri Avrupa Birliği’nin hususi statüye haiz toprakları. İspanya’nın ABD’daki kolonileştirme hareketlerinde kalyonların durak noktasıydı. Adalarda toplam iki milyondan fazla insan yaşıyor. Fakat her yıl 12 milyon gezgin ağırlıyor. Adaları hepimiz, Kanarya adaları olarak biliyor. Fakat bir tek kanarya bile yaşamıyor. Şundan dolayı adaların Latince adı “Canariae Insulae”, Köpek Adaları demek. Adalarda, devasa köpekler yaşıyor da ondan.

Rodos

Yunanistan’ın Meis’ten sonrasında Türkiye’ye en yakın adası. Bozburun yarımadasından yalnız 11 mil uzakta. Mahalli yemekleriyle meşhur. O denli oldukça var ki, hepsini tatmaya zamanınız yetmeyebilir. Adı, eski Yunanca “Rhodon”dan geliyor. “Gül” anlamında. Dünyanın yedi harikasından önde gelen Rodos Heykeli, liman girişindeymiş. Fakat tarihçilerin abarttığı şeklinde bacaklarının arasından gemiler geçmiyordu. Bilim adamlarına gore böyle bir durum mümkün değil.

Azor Adaları

Bu adalar, Atlas Okyanusu’nun neredeyse tam ortasında. Portekiz’e ilişkin. Fakat Portekiz’den bin 400 km uzakta. Ziraat, hayvancılık ve balıkçılığın yanı sıra gezim de en büyük gelirlerinden. “Sao Jorge peyniri” oldukça meşhur. Fakat Türk beyaz peynirinden, hele “Ezine” peynirinden sonrasında bu peyniri beğenmeyebilirsiniz. 236 bin kişinin yaşamış olduğu bu adalar, zamanı süresince ABD ve Avrupa içinde bir mola yeri olmuş. Adalar volkanik topraklardan oluştuğu için son aşama verimli. Fakat denize girecek sahillere haiz değil. Balıkçılar bile kayıklarını, dik yamaçlara halatlarla asmak zorunda.

Karayipler

Orta ABD’nın doğusunda, 700’den fazla adadan oluşmuş bir takımada. Turistlerin gözdesi fakat. En uzun tayyare pisti, 400 metre. Hem pilotlar hem yolcular için cesaret işi. Jamaikalı atlet Usain Bolt bile, bu pisti 40 saniyenin birazcık üstünde koşabilir. Bu adalara giden turistler, iki mevsimden birini seçmeli. Kuru mevsim yada ıslak mevsim. Islak mevsim, nisan-aralık arası. Tereyağ, bir zamanlar kaşiflerin olmazsa olmaz, seyrüsefer aletiydi. Kuzeyden bölgeye doğru Atlantik aşırı seyreden kaptanlar, güneye yönelir, tereyağ eriyince Karayiplere geldiklerini anlardı.

Singapur

Uzakdoğu’da şehir-devlet bir ada. Çevresindeki 64 adacıkla beraber turistlerin albeni merkezi. 5.7 milyon sözü geçen ada, 1960’larda yoksul bir balıkçı köyüydü. Bugün şahıs başına düşen gelir, 100 bin 500 doların üstünde. Fazlaca süratli bir sanayileşme devri geçirdiğinden, “Asya Kaplanı” unvanını almış. Derhal güneyindeki Sentosa adasından denize girdiğinizde, limana yanaşmayı bekleyen yüzlerce vapur görürsünüz. Fakat deniz suyu, adeta içilecek kadar temizdir. Şundan dolayı kurallar o denli katı, cezalar o denli ağırdır ki, kaptan gemisini satsa, sintine suyunu denize dökme cezasını ödeyemeyeceğini iyi bilir.