PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Milli Teknoloji Hamlesi” ile kritik teknolojileri Türkiye’de geliştirmeyi, yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunmayı hedeflediklerini söyledi. Sanayi ve teknolojide köklü değişimlerin yaşandığı alanların Türkiye için potansiyel fırsat alanları olduğuna işaret eden Bakan Kacır, bu alanlarda “milli lider markalar” çıkarmak istediklerinin altını çizdi. “Togg, bizim için savunma sanayiindeki yaklaşımımızı nasıl sivil alanlara taşıyabiliriz sorusuna verdiğimiz cevabın bir örneği oldu” diyen Bakan Kacır, önümüzdeki dönemde Togg ayarında en az 12 girişime daha imza atmak arzusunda olduklarını, dört alanda da uluslararası iş birliğine gitmeyi öngördüklerini açıkladı. Bakan Kacır, lider milli teknoloji girişim alanlarını “5G haberleşme teknolojileri, batarya, güneş enerjisi teknolojisi, rüzgar türbinleri, yüksek hızlı tren, uçan akıllı mobilite, biyoteknolojik ilaçlar, akıllı tıbbi cihazlar, endüstriyel robotlar, yeni nesil uydu girişimi, teknolojik gıda girişimi ve finansal teknolojiler” olarak sıraladı.

Paradigma değişimi olan bu alanların Türkiye için potansiyel fırsat alanları olduğuna işaret eden Kacır, Türkiye’nin lider milli teknolojilerini çıkaracağı bu alanlarda rakiplerinin önüne geçebileceğinin altını çizdi. “Bu yatırımları devlet olarak yapmayacağız, girişimcinin önünü açacağız, önündeki engelleri kaldıracağız” diyen Kacır, kamu alımları ile Türkiye’nin iç pazar ölçeğiyle bu işlerin ölçeklenmesine, hızlanmasına öncülük edeceklerini aktardı.

ÇİP SEKTÖRÜNDE YENİ İŞ BİRLİKLERİNE GİDECEĞİZ

PARA Dergisi’nin sorularını yanıtlayan Bakan Kacır, hem milli girişimlerin önünü açacaklarını hem de Türkiye’yi küresel teknoloji yatırımların adresi yapacaklarını vurgulayarak, uluslararası yatırımcı çekilmek istenen kilit teknolojileri ise “çip, veri merkezi, petrokimya ve elektrikli araçları OEM (orijinal ürün üreticisi)” olarak ifade etti. Bakan Kacır, önümüzdeki dönemde “bulut teknolojileri ve veri merkezi” alanında büyük uluslararası yatırımların müjdesini vermeye hazırlandıklarını açıkladı.

Küresel pazar büyüklüğü 600 milyar dolar olan çip endüstrisinin milli güvenlik açısından da kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Kacır, mevcutta savunma sanayinin ihtiyacı olan akıllı mühimmat fotodedektör çiplerini yerli ve milli imkanlarla yurtiçinde ürettiklerini kaydetti. Kacır, “Bu kazanımlarla birlikte kritik öneme sahip çip sektöründe de Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde doğru teknolojilere tam zamanında yatırımlar yapıyoruz. Bu kapsamda ‘TÜBİTAK Çip Üretim Tesisi Yatırımı’nı’ kamuoyu ile paylaştık. Bu tesiste 65 nanometrelik kimlik kartı çiplerini, özel işlemcileri, yerli sanayimizin ihtiyaç duyup temin etmekte güçlük yaşadığı tüm devreleri üreteceğiz. Önümüzdeki dönemde bu yatırım ile çip sektöründe artıracağımız üretim yetkinliğini ve deneyiminin ölçeğini büyütmek için yeni iş birliklerine de gideceğiz” dedi.

YENİ NESİL ENDÜSTRİ POLİTİKASI DEVREDE…

Bakan Kacır’ın açıklamalarına göre, yatırım teşvikleriyle millileşme politikaları eşgüdümle sürdürülecek. Yüksek Ar-Ge gerektiren, küresel rekabetin zorlu olduğu bir alanda özel sektör teşebbüsleri kamunun himayesiyle hayata geçirilecek. Türkiye’nin önemli girişimlerine, yatırımlarına daha spesifik bir yol haritası hazırlanacak. O yol haritasının en önemli unsurunun Ar-Ge, teknoloji geliştirme, nitelikli insan kaynağı geliştirme faaliyetleri olacağını söyleyen Kacır, şunları kaydetti:

“Bu, savunma sanayinde elde ettiğimiz bir tecrübe. Ar-Ge ve yatırım süreçlerini bir arada değerlendirerek, savunma sanayinde büyük projeler ortaya koyduk. Şimdi burada da yatırım ve Ar-Ge’yi birbirine daha yakın hale getireceğiz. Malum yatırım teşvikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeniden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlandı. Hatırlanacağı üzere, yatırım teşvikleri 1970’li yıllarda bir dönem yine Sanayi Bakanlığı’ndaydı. Yatırım teşvikleriyle Türkiye’nin milli teknoloji hamlesinin bir arada uygulanmasını çok önemli görüyorum.”

Yeni nesil endüstri politikası örneği olarak hayata geçirilen Togg ile sivil alanda bir millileşme programı yürütüldüğüne işaret eden Bakan Kacır, Togg’un teknoloji yol haritasının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile hazırlandığını, bu yol haritasının devreye alınan teşvikler ve 30 bin araçlık kamu alım garantisiyle gerçekleştirildiğini ifade etti. Togg’da yerlileşme oranı ilk başta yüzde 51 ile başlayacak olsa da üç yıl içerisinde yüzde 68 yerliliğe ulaşılmasını öngördüklerini, donanım ve yazılım tarafından hangi bileşenlerinin yerlileşeceğine dair yol haritaları olduğunu kaydeden Kacır, Togg’da yerlileşme oranını yüzde 68’lere çıkarırken, yerli tedarikçi sayısını da yerli tedarikçilerin Togg’daki payını da artıracaklarını aktardı. Togg’u dünyanın en rekabetçi markalarından biri haline getirirken, bütün ekosistemi geliştirecek adımlarının da atıldığını dile getiren Kacır, “Şu anda bir start-up ekosistemi, bir mobilite ekosistemi doğuyor. Çok büyük start-up’ların, teknoloji girişimlerinin doğacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

BATARYA ÜRETİMİ İÇİN GEREKLİ ADIMLARI ATTIK

Milli Teknoloji Hamlesi’nde üzerinde durdukları en önemli hususlardan birinin paradigma değişimleri olduğunu söyleyen Kacır, sanayi ve teknolojide yaşanan köklü değişimlere doğru zamanda yatırım yaparak başta savunma sanayi olmak üzere muhteşem bir başarı yakaladıklarını belirtti. Aynı minvalde bu başarıyı Togg’da da sürdürdüklerini ifade eden Kacır, şunları kaydetti:

“Elektrikli araçların dünya otomotiv pazarında artış gösteren trendine uyum sağlayarak yerli otomobilimiz ile öncelikle yerli pazarda yer aldık. Bu projenin devamlılığı ve uzun vadeli başarısı için hayati olan gerekli batarya üretimi yatırımı için de gerekli adımı attık. 24 Nisan’da Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla temel atma töreni gerçekleştirilen Siro Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü ile elektrikli araçların en büyük maliyet kalemi olan bataryayı ülkemizde üretme imkanına kavuşacağız” dedi.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE FIRSATLAR VAR!..

Lider milli teknolojileri geliştirmesi noktasında Türkiye’nin önündeki başka fırsatlar olduğuna dikkat çeken Bakan Kacır, uzay teknolojilerinin bu alanlardan sadece biri olduğunu kaydetti. Aynı şekilde enerji sektöründe de önemli fırsatlar bulunduğunu dile getiren Kacır, “Türkiye yenilenebilir enerjide büyük adımlar attı. Ülkemiz, rüzgar enerjisi bileşen üretiminde Avrupa’nın bazı yıllar dördüncü, bazı yıllar beşinci büyük üreticisi. Türbinlerin kanatları, kuleleri, jeneratörleri Türkiye’de üretiliyor ancak bir milli marka eksiğimiz var burada. Yaklaşık 10 gigawatt (GW) seviyesinde bir rüzgar enerjisi altyapımız var. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız 2035’lere geldiğimizde bunu 35 GW seviyelerine çıkaracağımızı ilan etti. Bu, yaklaşık yurtiçinde 20 milyar dolara yakın bir yatırım ölçeği oluşması demek. Off-shore Avrupa’da hızla büyüyor. Orada da yeni bir ihracat pazarı doğuyor. Görüldüğü üzere önümüzde bir fırsat penceresi var. Mevcut kabiliyetlerimizi hizalayabilirsek, kamu bütün bu yatırımlarda artık bir milli markanın doğmasına, büyümesine destek verirse, buradan en az Togg büyüklüğünde bir marka çıkarırız” dedi.

Bakan Kacır, güneş enerjisinde benzer bir fırsat penceresi olduğunu dile getirdi. Yapılan YEKA yarışmaları, bu yarışmalar kapsamında atılan yerlileşme adımlarıyla sektörün belli bir noktaya geldiğine değinen Kacır, panel üretiminde yerlileşmenin büyük bir ekosistemin doğmasına vesile olduğunu kaydetti. Kacır, “Şimdi bu doğmakta olan markalarımızı bir global marka haline getirmeliyiz. Yine iç pazarda önümüzde büyük yatırımlar var. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız 2035’lere geldiğimizde güneş enerjisinde 50 GW seviyelerinin geçilmesinin hedeflendiği ilan etti. Şimdi teknoloji tarafında atacağımız bazı adımlar var. Onları tamamlamalıyız ve bir milli markayı bu sektörde de ortaya çıkarmalıyız” diye konuştu.

YENİ ÇAĞRIYA ÇIKILACAK

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında; bu yıl “Yenilikçi/Yıkıcı Teknolojiler” başlığında yeni bir çağrıya çıkılmasını planladıklarını açıkladı. Yenilikçi/Yıkıcı Teknolojiler Çağrısı ekinde yer alacak öncelikli ürün listesinin oluşturulması için gerekli analiz çalışmalarını tamamladıklarını söyleyen Kacır, listeye son halinin verilmesinin ardından Öncelikli Ürün Listesi Tebliği’nin güncelleneceğini ve ilgili çağrıyı ilan edeceklerini belirtti. Bakan Kacır, ayrıca daha önceden üç kez güncellenen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Uygulama Esasları Tebliği’nin çağrı öncesinde özellikle proje süreçlerinde ortaya çıkan ihtiyaçlara göre güncellenmesini planladıklarını kaydetti.

Kacır, Bakanlık desteklerinin kapsam ve limitini artırma çalışmaları ile yeni destek mekanizmalarına yönelik çalışmaların devam ettiğini vurguladı. Kacır, yeşil dönüşüm, deprem bölgesine yönelik uygulama ve teşvikler, gençlere, girişimcilere, akademisyenlere verilen destekler, KOBİ ve sanayicilere uyguladıkları destek ve teşvik mekanizmalarının 2023 ve sonraki yıllarda devam edeceğini açıkladı.

“KÜRESEL DEĞER ZİNCİRLERİNDEKİ PAYIMIZI ARTIRACAĞIZ”

Bakan Kacır, Türkiye’nin kalkınma stratejisi için ortaya koydukları Milli Teknoloji Hamlesi ile birlikte, kritik teknolojileri ülkede geliştirmeyi ve yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunmayı hedeflediklerini söyledi. “Böylelikle; özgün ve yenilikçi üretim imkanına kavuşarak küresel değer zincirlerindeki payımızı artıracağız, ülkemizi teknoloji ve sanayi alanında küresel bir aktör haline getireceğiz” diyen Kacır, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ile ortaya koydukları önemli adımlardan birinin de Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı olduğunu söyledi. Ar-Ge’den seri üretime uçtan uca destek sunan ve Bakanlık bünyesindeki TÜBİTAK ve KOSGEB gibi farklı yapıların sunduğu teşviklere tek penceren erişim imkanı sağlayan bu program ile yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli sektörlerde Türkiye’nin üretim kabiliyetini güçlendirmeyi ve cari açığa uzun vadeli bir çözüm bulmayı amaçladıklarını belirten Kacır, destek programı kapsamına 51 milyar dolar düzeyinde cari açığa neden olan veya ülkede üretim kabiliyeti oluşturulmadığı takdirde önümüzdeki dönemde cari açığı büyütecek 919 ürünü dahil ettiklerini kaydetti. Bakan Kacır, “Programın pilot çağrısını 2020 yılında makine sektöründe gerçekleştirdik. Makine Sektörü Çağrısı kapsamında destek kararı verdiğimiz projelerden 18 tanesi için destek süreçleri sürdürülüyor. Desteklenmekte olan 18 projenin tamamı da ülkemiz açısından stratejik öneme sahip ürünlerin yerli ve milli imkânlarla üretilmesini hedefliyoruz. Bu projeler kapsamında 2023 yılı fiyatlarıyla Ar-Ge faaliyetleri dahil 277.2 milyon dolar düzeyinde yatırım gerçekleştirilmiş olacak. Makine Sektörü Çağrısından aldığımız dönüşlerle birlikte 2021 yılı içerisinde Mobilite, Üretimde Yapısal Dönüşüm, Sağlık ve Kimya Ürünleri ile Dijital Dönüşüm çağrılarına çıktık. Bu dört çağrı kapsamında da 156 projede 1.8 milyar dolar yatırımın önünü açtık. Bu projelerin hayata geçmesiyle yıllık 7.1 milyar dolar cari açığı azaltıcı etki yaratacak. Hem ülkemizin yapısal cari açığının azaltılması noktasında önemli ölçüde ilerleme sağlayacağı hem de Ar-Ge ve yüksek teknoloji odaklı üretim kabiliyetimizi güçlendirmiş olacağız” diye konuştu.

“BİZE MİLLİ HIZLI TREN MARKASI LAZIM”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin raylı sistem yatırımlarına devam edeceğini vurguladı. Raylı sistem araçlarını üretme konusunda devlette ve özel sektörde birtakım kabiliyetler olduğunu belirten Kacır, şunları söyledi:

“Bize bir milli hızlı tren markası lazım. İnanıyoruz ki; dünya ölçeğinde rekabet edebilecek bir milli hızlı tren markası ortaya çıkarabiliriz. Milli marka çıkarılırsa, Türkiye’de 2040’a kadar 50 milyar dolara yakın raylı sistem yatırımı yapılacak. Ayrıca; araç üstü sinyalizasyonda ASELSAN’ın, hat sinyalizasyonunda TÜBİTAK’ın kabiliyeti var. Bunları markalaştırmamız, ticarileştirmemiz lazım. Bu alanlar da bizim için önümüzdeki dönemin öncelikleri olacak.”

“ASLOLAN BİYOÜSTÜN İLAÇLAR GELİŞTİRMEK”

Türkiye’nin biyoteknolojik ilaçların neredeyse tamamına yakınını halihazırda ithal ettiğine dikkat çeken Bakan Kacır, sağlık sektöründe kamu alım garantileri olmadan büyük ölçekli Ar-Ge çalışmaları yapmanın çok kolay olmadığını kaydetti. Kacır, “Biz biyoteknolojik ilaç sektörüne, belki biyobenzer ilaçlarda girebiliriz ama aslolan biyoüstün ilaçlar geliştirmek. Bunların Ar-Ge’lerini yapmak. Bunun için de kamu alım garantilerini devreye almalıyız. Savunma sanayinde olduğu gibi, Togg’da olduğu gibi burada da milli kabiliyetleri ölçeklendirmeli ve uzun vadeli üretim planı ortaya koymalıyız. İşte o zaman Türkiye’nin önüne büyük bir fırsat penceresi açılacak. Çünkü bu alan, dünyada ilaç pazarında hızla büyüyen bir alan” dedi.

İKİ YENİ DESTEK PROGRAMI İLAN EDİLECEK

Dijital dönüşüm denildiğinde akla gelmesi gereken unsurun sayıları hızla artan endüstriyel robotlar olduğuna dikkat çeken Bakan Kacır, Türkiye’nin bu konuda hızlanması gerektiğini kaydetti. Önümüzdeki günlerde bakanlık olarak “Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm” başlıklarında iki yeni destek programı ilan edeceklerini söyleyen Bakan Kacır, şunları kaydetti:

“Dijital dönüşüm yatırımlarına daha güçlü destekler vereceğiz. Bu yatırımlar büyürken Türkiye’nin dijital dönüşüm altyapılarını da yerli teknolojiyle geliştirmesini arzu ediyoruz. Kore gibi ülkelerde 10 bin çalışana bin endüstriyel robot düşüyor. Dünya ortalaması 140’larda. Bu noktada hızlanmak zorundayız. Hem Türkiye’nin dijital dönüşümüne hız katmak hem de dünyada yılda 50 milyar dolarlara gelen endüstriyel robot pazarından pay almak zorundayız.”

MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI 2024’TE BAŞLAYACAK

Beşeri sermayeyi Milli Teknoloji Hamlesi’nin temel bileşeni olarak gördüklerini vurgulayan Bakan Kacır, TEKNOFEST, Bilim Merkezleri DENEYAP Teknoloji Atölyeleri, 42 Okulları, Gözlem Şenlikleri gibi faaliyetlerle gençlerin ve çocukların bilim, teknoloji ve girişimcilik alanındaki heyecanını zirvede tutmaya devam ettiklerini kaydetti. Milli Teknoloji Staj Programı’nı 2024’te başlatacaklarını söyleyen Bakan Kacır, milli teknoloji hamlesinin öncü kurumlarının kapılarını daha büyük ölçekte gençlere açacaklarını kaydetti. Bin 500’e yakın Ar-Ge tasarım merkezi, 90’dan fazla teknopark, 9 binden fazla teknoloji girişimi olduğuna dikkat çeken Kacır, “Buraların kapılarını gençlere ardına kadar açacağız. Ulusal bir programla, hem üniversite hem lise seviyesinde gençlerin buralarda staj yapmasını sağlayacağız” dedi.

Bakan Kacır, geçtiğimiz akademik dönemde ilk adımını attıkları “Sektör Kampüste Programı”nı bu dönem genişleteceklerini belirtti.