Erken aşama teknoloji yatırımcılığına olan ilgi son zamanlarda yükselişe geçti. Girişimcilik dünyasının ortaya koyduğu başarı hikayeleri, bu ilginin en büyük sebeplerinden biri. 1997’den beri teknoloji yatırımı icra eden, 212 Kurucu Ortağı Numan Numan, erken aşama teknoloji yatırımcılığında öne çıkanları paradergi için kaleme aldı.

“Başarıya ulaşan firmalar için en mühim unsurlardan biri doğru finansman kaynaklarına erişebilmeleri. Bu süreçte yatırımcılar için de fırsatlar bulunuyor. Yatırımcılar, risk alarak geleceğin teknoloji liderlerine finansal destek ve rehberlik sağlıyor. Böylece yeni teknolojilerin ortaya çıkmasına ve ekonomik büyümeye katkı sunuyor. Bu yatırımlar, teknoloji alanında coşku verici fırsatlar sunmanın yanında gelecekteki büyük başarıların da temelini oluşturabiliyor. Dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyleki sıralayabiliriz…

1. Riskler ve vade: Girişim sermayesi fonlarında erken aşama teknoloji yatırımcılığı uzun vadeli bir yatırım aracı. Girişimin gelişmesi, potansiyelini gerçekleştirebilmesi ve teknolojilerinin ilerleyebilmesi için şirketlere süre vermek gerekiyor. Bu aşamada yatırımcıların borsa kadar süratli geri dönüşler beklememesi koşul. Unutulmaması ihtiyaç duyulan bir başka nokta; bu firmalar, gelişimlerinin erken aşamalarında oldukları için başarıları güvence değil. Pazar rekabeti, regülasyonların getirmiş olduğu zorluklar, teknoloji riskleri ve uygulama engelleri benzer biçimde faktörler startup’ların gelişme yolculuğunu etkileyebiliyor. Bu aşamada yatırımcıların ihtimaller içinde dezavantajları azaltmak için riskleri dikkatlice değerlendirmesi ve detaylı bir araştırma yapması gerekiyor.

2. Küresel amaçlar: Ölçeklenme ve gelişme hikayeleri için ilk günden küresel düşünen girişimcileri bulmak son aşama ehemmiyet taşıyor. İleriye dönük olarak ölçeklenmeye ve internasyonal pazarlarda büyümeye uygun olan firmalar, küresel çapta rekabetçi bir avantaj elde etme şansı da yakalıyor. Bu sayede tek bir pazara bağlı kalmanın getirmiş olduğu olumsuzlardan daha azca etkilenerek daha sürdürülebilir firmalar olabiliyorlar.

3. Fırsatlar ve boşluklar: Bilhassa oldukca daha erken aşama girişimler birçok fırsat barındırırken, Türkiye’de bu aşamada oldukca yakın zamana kadar nitelikli yatırımcı boşluğu bulunuyordu. Sadece son dönemde erken aşama girişimlere yatırım yapma hedefi doğrultusunda bilhassa girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF’ler) büyük rol oynadı. Tam da bu aşamada 212’nin erken aşama girişimlere yatırım yapma hedefi doğrultusunda Neo Portföy ve dünyanın en iyi hızlandırma programlarından kabul edilen Alchemist Accelerator ile birlikte hayata geçirdiği Simya VC, bu boşluğu dolduran oluşumlar içinde içeriyor. Simya VC’nin ana hedefi startup’lara bir tek finansman sağlamanın oldukca daha ötesinde bir kaynak yaratmak. Şu şekilde ki Simya VC yatırımcı ağına erişim, stratejik yönlendirme, sektör uzmanlığı ve networking fırsatları benzer biçimde mevzularda etken olarak startup’ların başarı yolculuğuna katkı sağlıyor. Bu bağlamda startup’ın yönetim ekibiyle yakın temasta kontakt kurarak mentorluk sağlamak, firmanın başarı şansını artırmaya destek olabiliyor.

4. Portföy çeşitlendirmesi: Startup yatırımcılığına olan ilginin yükselen trendiyle beraber erken aşama yatırımlarda bazı risklerin daha yüksek olması sebebiyle yatırımcıların portföyünde çeşitlendirme yapması gerekiyor. Bu riski dağıtmak için birden fazla erken aşama teknoloji startup’larından oluşan bir portföy oluşturmak büyük ehemmiyet taşıyor. Bu çeşitlendirme yardımıyla başarısız girişimlerden meydana gelen kayıplar, başarıya ulaşmış olanlardan elde edilmiş kazançlarla dengelenirken, genel olarak pozitif yönde getiri elde etme olasılığı da artabiliyor. Bu aşamada potansiyel yatırımcıların bilinçlenmesi için 212 ile Startupfon teknoloji ekosistemini geliştirebilmek adına ‘TechInvestor Academy’yi hayata geçirdi. Türkiye’de teknoloji girişimciliği üstüne data edinmek ve yatırım halletmeye adım atmak isteyenler için meydana gelen eğitim serisinde teknoloji yatırımcılığına olan ilginin mühim düzeyde arttığını gözlemliyoruz.”