PARA FİNANS/ BARIŞ ERGİN Türkiye’de son dönemde Kur Korumalı Mevduata (KKM) olan ilginin artması, bu alanda yeni rekorların gelmesini sağlarken, mevduat faizlerinde de mühim seviyeler dikkat çekiyor. Mevduat faizlerinde artış eğilimi, uzun süredir görülmeyen bir sınırın aşılmasına niçin oldu. Bankalardaki mevduatların mühim kısmını oluşturan bir-üç ay arası doğrusu kısa vadeli olarak tanımlanan faiz oranı 20 senenin en yüksek düzeyine ulaştı. Son olarak 2003’te yüzde 30’un üstüne çıkan mevduat faizi ilk kez bu seviyeyi geride bıraktı.

Merkez Bankası verilerine gore mevduatta ağırlıklı kısmı oluşturan bir-üç ay arası mevduatlarda faiz, 12 Mayıs haftası itibarıyla yüzde 30’un üstüne çıktı. Bu rakamla beraber Ekim 2003’ten bu yana ilk kez yüzde 30 seviyesinin üstü görüldü. Mevduat faizlerinin grafiğine bakınca 2003 yılından bu yana düşüş ivmesi görülüyor. Tek istisnai durum, küresel finans kriz döneminde yaşanmıştı. O dönemde küresel krizin Türkiye’ye minimum tesir etmesini sağlama adına alınan önlemler ile beraber faiz oranları artmış, sadece ondan sonra tekrardan aşağı yönlü ivmesine devam etmişti. Hatta yüzde 6’lar seviyesi de görülmüştü. Kısa vadeli mevduatlarda 2018 Eylül ayında yüzde 27’ler görülmüştü.

TL MEVDUAT ORANI YÜZDE 60’LARDA

BDDK verilerine gore yurtiçi yerleşiklerin TL mevduatlarının yüzde 37’si bir-üç ay arası vadeli mevduatlarda. 12 Mayıs itibarı ile mevduat bankaları genelinde TL mevduat oranı yüzde 60 seviyesinde. Bu oran kamu mevduat bankaları için yüzde 65.4 düzeyindeyken, hususi mevduat bankaları için yüzde 57.1 ve yabancı mevduat bankaları için yüzde 63.6 oldu. TL mevduatların toplam mevduatlar içindeki oranı için 2023 senesinde yüzde 60 hedeflediğini açıklamış, bu seviyeye yaklaşılması sonrası 7 Nisan’da açıklamış olduğu yeni düzenlemelerle bu oranı yüzde 60-70 aralığında tutmayı hedeflediğini işaret etmişti.

KUR KORUMALI MEVDUATTA REKOR

Son dönemde düzenlemelerle cazibesi artırılan Kur Korumalı Mevduatta (KKM) da haftalık üstün dereceli artışlar sürüyor. 12 Mayıs haftasında KKM hesapları 2.34 trilyon TL’ye çıktı. KKM hesaplarının toplamı böylece bugünkü kurla 120 milyar doları aştı.18 Mayıs haftasında KKM’de 51 milyar 414 milyon liralık artış yaşandı. 12 Mayıs haftasında 143 milyar 631 milyon lira ile üstün dereceli düzeyde bir artış kaydedilmişti. Geçen yıl sonundan bu yana 931 milyar 452 milyon liralık artış yaşandı. KKM ile yabancı para mevduatın toplam mevduatın yüzde 62.7’sine kadar gelmiş oldu. Gömü ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçtiğimiz hafta kur korumalı mevduat hesaplarının uygulamaya alındığı 2021 senesinde döviz kurlarında istikrara katkı sağladığını belirterek, “KKM uygulaması devreye alınmamış olsaydı ve döviz kurundaki artış ve dalgalanma aynen devam etseydi; bunun ülkemiz dış borç stoku üstündeki negatif tesiri yüksek olurdu ve gerçek piyasaların gelişimi de mühim seviyede sekteye uğrardı” dedi. KKM’nin TL mevduatların averaj vadesinin uzamasına katkı sağlamasıyla bankacılık sektöründe vade uyumsuzluğunun da azaldı. KKM uygulamasının bütçeye maliyeti de giderek azalmaya devam ediyor. Toplamda 95.3 milyar liralık bir tesiri oldu.

KKM’DE TALEP ARTIŞ EĞİLİMİNDE

Bundan sonrası için uzmanların görüşü; KKM’de talebin artış eğilimini sürdüreceği ve bununla birlikte faiz oranlarının da artacağı yönünde. Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “Seçim sonrası durum tamamen uygulanan politikalar ve bunların amacına bakar. Siyaset faizi kullanılmamaya devam edilir, döviz de baskılanmak istenirse bu tip önlemler ve bankaların buna karşı mevduata yüksek faiz vermesi ortamı devam eder. KKM faiz oranları daha da terfi edecektir. Hem yüksek getiri fırsatı hem de dövize karşı garantili bir enstrüman olmasından dolayı yatırımcı eğiliminin de buraya yönleneceğini düşünebiliriz. Burada banka bilanço riskleri de devreye girer, zira bankalar vazife zararı dokunan kredi vermek istemedikleri ve tahvil almak istemedikleri için kredileri kısıyorlar ve mevduat faizlerini yükseltiyorlar. Uzun soluklu olarak devam ettirilmesi bilançoları zorlar” dedi.

VATANDAŞIN TL MEVDUAT PAYI YÜZDE 56

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine gore, bankacılık sektöründe gerçek kişilerde TL mevduat oranı yüzde 56.75 seviyesinde. Tüzel kişilerde ise bu oran yüzde 57 olarak hesaplandı. Yerli hususi mevduat bankalarında gerçek kişilerde TL mevduat oranı yüzde 53 iken tüzel kişilerde yüzde 57 seviyesinde. Yabancı mevduat bankalarında ise gerçek kişilerde TL mevduat oranı yüzde 62, tüzel kişilerde yüzde 60 seviyesinde bulunuyor.

“TÜM VADELİ ÜRÜNLERDE ARTIŞ EĞİLİMİ DEVAM EDEBİLİR”

Enver ERKAN / Dinamik Yatırım Başekonomisti

Türkiye, son iki yıla yakın dönemde 400 civarında regülasyon yapmış oldu. Bu regülasyonların genel amacı, liralaşmayı teşvik ve bunu da faiz aracını kullanmadan gerçekleştirmekti. Bankacılık düzenlemeleri ve önlemleri burada başı çekiyor. Mevduat faizlerindeki artışı getiren ana olgu da döviz mevduattan daha çok dönüşümün gerçekleştirilmesini sağlamak. Merkez Bankası, alışılmışın haricinde para politikası çerçevesi kapsamında, kredi arzını ve liralaşmayı yönetmek için bankaların düşük getirili devlet tahvili almalarını koşul koşuyor. Kısaca yeterince düşük faizli kredi vermezlerse ve döviz mevduatlarını yeterince TL’ye dönüştüremezlerse tahvil almak zorundalar. Enflasyonun oldukça altında durağan(durgun) getiri sunan ve ihtimaller içinde bir faiz yükselişinde kıymet kaybı riskine maruz duracak bir portföyü de bankalar yüklenmek istemiyor. KKM, bağlanan vadelerin kısaltılması da dövize yönlenecek talebin TL cinsel bir opsiyon sunan bu üründe kalması amacıyla yapılıyor. Vadeler ise ağırlıklı olarak bir ve üç ay tiplerinde. Faiz tavanı kalktığına, vadeler kısaldığına ve dövizde bir yükseliş beklendiğine gore bu ürün stoku artacaktır. Bu uygulanan faizlerde mevduat TL bazında da dövize endeksli KKM bazında da DTH bazında da artış eğilimi izah edebilir. Sadece oldukça karmaşa bir yapı ve birçok bilinmeyen var. Seçim sonrası iktisat politikaları odağını görmemiz gerekiyor.

“YIL SONU YÜZDE 37-40 ARALIĞINA DOĞRU TIRMANIŞ SÜREBİLİR”

Uğur AYDIN / ALB Yatırım Araştırma Yönetmeni

Son dönemde gerek yüksek enflasyon gerekse de TCMB’nin bankacılık sistemine yönelik düzenlemeleri ile mevduat faizlerinde süratli bir yükseliş görmekteyiz. Mevduat faizlerinde yükseliş, aslen Ekim 2022’de yüzde 19 seviyelerinin aşılması ile başladı ve aralıksız halde ortalama yedi aydır yükseliş eğilimini koruyor. Son haftalarda hızlanan yükselişte TCMB’nin liralaşma stratejisi kapsamında TL mevduatların toplam mevduatlar içindeki payını artırmaya yönelik düzenlemelerin tesirinin büyük bulunduğunu söyleyebiliriz. TCMB 7 Nisan’da yapmış olduğu izahat ile mevduatta yüzde 60 oranında TL payını sağlayamayan bankalara ilave menkul kıymet tesisi ve mecburi karşılık yükümlülükleri getirmişti. Mevcutta yüzde 10-11 oranında bulunan ve enflasyona gore oldukça düşük seyreden gösterge faizlerden Gömü kağıdı almaktansa, mevduat ve KKM faiz oranını artırarak lüzumlu yüzde 60 oranını sağlamaya çalışmak, şu an bankalar açısından daha rasyonel görünüyor. Bu yüzden mevduat faizlerinde tırmanış görüyoruz. Seçim sonrası süreçte artan cari açık ve dış borç ödemelerinin yol açacağı dış finansman gereksiniminin döviz talebini artırıcı tesiri, TL mevduat oranını yükseltmeye çalışan bankalarda, mevduat faizlerinin yüksek seyrinin devamını sağlayabilir. Öteki taraftan artan bütçe açığının finansmanı açısından da yeni tahvil ve bono ihraçlarının gelmesi, piyasa ve mevduat faizlerini artırabilecek bir öteki unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden bir-üç ay arası mevduat faizlerinde yıl sonu enflasyon beklentilerine uyumlu olarak, yüzde 37-40 aralığına doğru tırmanış sürebilir.