ONURCAN BAL Merkez bankalarının sıkılaşma döngülerinde sona yaklaştığına ilişkin beklentiler ve ABD ekonomisinin gücünü korumaya devam etmesinin etkisiyle yumuşak iniş beklentilerinin güç kazanması ve resesyon endişelerinin yatışması, önceki hafta küresel risk iştahını ve hisse piyasalarını destekleyen ana gelişmeler olmuştu. Geçen hafta ise küresel risk iştahı zayıflama kaydetti. Çarşamba günü erken saatlerde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, bütçe sorunlarını gerekçe göstererek ABD’nin uzun vadeli kredi notunu AAA seviyesinden bir alt kademe olan AA+ seviyesine düşürürken not görünümünü negatif izlemeden durağana çevirdi. Fitch’in not indirim kararı, ABD’nin bütçe problemlerini yeniden gündeme taşıdı. Haftanın ikinci yarısında ABD tahvil faizlerindeki yükseliş eğilimi de dikkat çekti. ABD’de mali disiplini tartışmaları, ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna işaret eden ekonomik veri akışları ve iç borçlanma programında yukarı yönlü revizyona gidilmesi tahvil faizlerinde yükselişleri beraberinde getirdi. ABD 10 yıllık tahvil faizleri geçen hafta yüzde 4.20’nin üzerindeki seviyeleri test ederek 2022 Kasım’dan bu yana ki en yüksek seviyelere ulaştı. Fitch’in not indirim kararı ve tahvil faizlerindeki yükseliş geçen hafta içerisinde küresel risk iştahı üzerinde baskı oluştururken, hisse piyasalarında satıcılı bir fiyatlama etkili oldu.

Geçen haftanın en önemli ekonomik veri akışını ise cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi oluşturdu. Tarım dışı istihdam temmuz ayında 200 bin olan piyasa beklentilerinin bir miktar altında 187 bin kişi artış kaydetti. Önceki ay 209 bin olarak açıklanan veri de 185 bine revize edildi. İşsizlik oranı yüzde 3.6 seviyesinden yüzde 3.5’e geriledi. Ortalama saatlik kazançlar aylık bazda yüzde 0,3 olan beklentinin üzerinde yüzde 0,4; yıllık bazda ise yüzde 4.2 olan beklentinin üzerinde yüzde 4.4 oranında artış kaydetti. Beklentilerin altında kalan istihdam verisi sonrasında risk iştahında bir miktar toparlanma gözlenirken, tahvil faizlerinde de geri çekilmeler kaydedildi. İstihdam verisinin ardından FED’in sıkılaşma döngüsünün sonuna gelindiğine ilişkin beklentiler de korunmaya devam etti. Önümüzdeki süreçte ekonomik veriler ve özellikle enflasyonun seyri merkez bankalarının kararları üzerinde belirleyici olmaya ve dolayısıyla risk iştahını şekillendirmeye devam edecektir.

ABD’DE ENFLASYON RAKAMLARI KRİTİK OLACAK

Piyasalar 2023 yılının kalan bölümünde FED’den faiz artışı beklemezken, 2024 Mart ayından itibaren kademeli faiz indirimlerinin başlayabileceğini fiyatlıyor. Biz de enflasyon görünümde ek bir baskı görülmediği sürece FED’in sıkılaşma döngüsünün sonuna geldiği kanısındayız. Ancak çekirdek TÜFE’nin yüzde 4.8 ile yüzde 2 olan uzun vadeli hedefin üzerinde seyretmeye devam etmesi faizlerin piyasanın düşündüğünden daha uzun bir süre yüksek seviyelerde kalmasına neden olabilir. Yeni haftada 10 Ağustos Perşembe günü temmuz ayı TÜFE ve 11 Ağustos Cuma günü ÜFE rakamları piyasaların yakın takibinde yer alacaktır. Özellikle çekirdek TÜFE verisi FED’e yönelik beklentiler ve risk iştahının seyri üzerinde belirleyici olacaktır. ABD ekonomisine ilişkin yatışan resesyon endişeleri, Çin’deki teşvik adımları, küresel talebin genel olarak gücünü koruması, OPEC+’ın üretim kesintileri ve ek olarak Rusya ve Suudi Arabistan’ın gönüllü ek üretim kesintileriyle sıkılaşan arz koşulları gibi gelişmelerin etkisiyle son haftalarda petrol fiyatlarında yaşanan yükselişler öne çıkıyor. Suudi Arabistan ve Rusya’nın gönüllü üretim kesintilerini eylül ayında da sürdüreceklerine ilişkin haber akışları ve ABD stoklarının rekor seviyede düşmesi geçen hafta da petrol fiyatlarını destekledi. Enerji maliyetlerindeki yükseliş eğilimi ile Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesi sonrasında gıda fiyatlarında artan oynaklık ilerleyen süreçte küresel çapta manşet enflasyonda yeniden yükselişleri beraberinde getirebilir ve merkez bankalarının işini biraz daha zorlaştırabilir. Önümüzdeki aylarda enerji ve gıda fiyatlarının izleyeceği seyrin ve bu taraftaki gelişmelerin temmuz ayı verileri başta olmak üzere enflasyona etkileri yakından takip edilmelidir.

İNGİLTERE MERKEZ BANKASI 25 BAZ PUAN ARTIRDI

Haziran toplantısında 50 baz puan faiz artırımına giden İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) son açıklanan enflasyon verisinin beklentilerden daha iyi gelmesinin ardından temmuz ayı toplantısında 25 baz puan faiz artırımına gitmesi öngörülüyordu. Geçen hafta çarşamba günkü toplantısında İngiltere Merkez Bankası piyasadaki beklentilerle uyumlu olarak 25 baz puan faiz artırımına gitti ve politika faizini yüzde 5.25 seviyesine çıkardı. Yapılan faiz artışıyla İngiltere’de politika faizi 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Para Politikası Kurulu’nda yetkililerin üç farklı karar arasında bölündüğü görüldü. İki yetkili yarım puanlık faiz artışından yana oy kullanırken, bir yetkili ise faizin sabit tutulmasından yana oy kullandı. Karar metninde fiyat baskılarının kalıcı olması durumunda daha fazla sıkılaşmaya gidilebileceğine ilişkin yönlendirme korundu. İngiltere’de son dönemde açıklanan verilerin ve öncü sektör göstergelerinin giderek zayıflaması ülke ekonomisinin resesyona girebileceğine ilişkin endişeleri artırırken, enflasyonun izleyeceği seyir BoE’nin kararları üzerinde belirleyici olacaktır. İngiltere’de enflasyon diğer gelişmiş ülkelere kıyasla daha inatçı bir görünüm ortaya koyarken, süregelen fiyat baskıları ile artan resesyon endişeleri BoE için zorlu bir sürece işaret ediyor.

YURTİÇİNDE ENFLASYON DÜŞÜŞ SERİSİNİ SONLANDIRDI

Perşembe günü açıklanan temmuz ayı TÜFE rakamı aylık bazda piyasadaki beklentilerin (yüzde 9.20) bir miktar üzerinde yüzde 9.49 oranında artış kaydetti. Temmuz ayında enflasyonda gözlenen sert yükselişte ücret ve vergi ayarlamaları ile akaryakıt fiyatlarında yaşanan artış etkili oldu. Son aylarda baz etkisiyle yıllık TÜFE’de sekiz aydır gözlenen düşüş serisi son buldu. Yıllık TÜFE temmuz ayında yüzde 38.21’den yüzde 47.83 seviyesine yükseldi. Temmuz ayı ÜFE verisi de önceki aya göre yüzde 8.23 artış kaydetti ve yıllık bazda yüzde 44.50 seviyesine yükseldi. Üç yıl sonra ilk kez yıllık ÜFE, tüketici enflasyonunun altına geldi. TÜİK verilerine göre Temmuz’da aylık en yüksek artış gösteren harcama grubu yüzde 17.75 ile ulaştırma grubu oldu. Ulaştırmayı yüzde 13.61 ile sağlık; yüzde 11.92 ile lokanta ve oteller grubu izledi. Hatırlanacak olursa önceki hafta TCMB Enflasyon Raporu toplantısında yılsonu enflasyon tahminini yüzde 22.3’ten yüzde 58 seviyesine yükseltmişti. Seçim sonrasında kur cephesinde gözlenen yükseliş, vergi ve maaş ayarlamaları ile olumlu baz etkisinin azalmasının etkisiyle enflasyonda 2023 yılının ikinci yarısında yukarı yönlü bir seyrin kaydedilmesi bekleniyor. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyon raporu toplantısında öngörülen dezenflasyon süreci öncesi geçiş süreci içerisinde bulunulduğu ve enflasyonda zirvenin yüzde 60 civarı ile 2024 ikinci çeyrekte görüleceğini tahmin ettiklerini ifade etmişti. Enflasyon verisi sonrasında açıklamada bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyon ile fiyat istikrarının hedeflendiği bir süreçten geçildiğini ve 2024 yılı ortasından itibaren yıllık enflasyonun düşmesini beklediklerini belirtti.