Forex Piyasası Nedir

Genel bir tanım yapmak gerekirse Forex ve oluşturulan türev piyasa bir tür döviz piyasasıdır. (forex veya FX, market), bir ülkenin para biriminin başka bir ülkenin para birimiyle değiştirilmesi için kurulmuş bir piyasa mekanizmasıdır. Döviz piyasaları aslında pek çok farklı pazardan oluşur, çünkü bireysel para birimleri (örneğin avro ve ABD doları) arasındaki ticaretin hemen her aşaması kendi içinde bir piyasa oluşturur. Döviz ( forex ) piyasaları, orijinal ve başlangıcı itibariyle en geleneksel ve eski finansal piyasalardır ve olağan durumlarda finansal yapının var olduğu ve işlem gördüğü temele sahiptirler, forex (döviz) piyasaları, tercihen istikrarlı bir şekilde uluslararası likiditeye sahiptir.

Bir döviz piyasası olan forex, 24 saat merkezi bir çalışan borsa sistemi veya (OTC) tezgah üstü piyasalar ( dealer vasıtası) ile bayi pazarının yani karşılıklı alıcı ve satıcıların emirlerin eşleştirildiği katılımcılar arasında telekomünikasyon teknolojisi ile işlemlerin tamamlandığı bir mecradır . Döviz piyasaları, belirli günlük takas işlemlerine sahip olan spot piyasalara ve forward, swap, bankalararası futures ve opsiyon piyasalarına da ayrılmıştır. Döviz ticaretinde Londra, New York ve Tokyo baskınolup kuzey yarım kürede başı çekmektedirler. Döviz piyasaları, tüm finansal piyasaların en büyük ve en paraya çevrilebilir halidir; Uluslararası Ödemeler Bankası’ndan (BIS) toplanan üç yıllık veriler ışığında ortaya çıkmıştır ki, günlük Forex döviz piyasasındaki ciro trilyonlarca dolara ulaşmıştır. 21. yüzyılın başlarında, yıllık dünya ticareti toplamına eşit dövizin Forex piyasalarında ticareti her beş güne eşdeğer ölçütte olup , daha fazla likit olarak görülen bu alanda finansal riskten korunma ve döviz alım satımının yaygınlaştırılması gibi amaçların ötesinde – böyle finansal faaliyet önlemlerinin abartılması gibi bir durum da ortaya çıkmaktadır . Riskin ve spekülatif hareketin değişimi yönüyle…

Orijinal döviz talebi, para piyasası uluslararası ticaret yapanlarca oluşan talebe cevap vermek üzere banka ve kredi kurumlarınca meydana gelen karşılıklı ilişki ve ihtiyaçtan doğdu. Bununla birlikte, günümüzde,forex piyasasında ise ticaret ve yatırım gerekliliklerinin yanı sıra, döviz de risk yönetimi (hedging), arbitraj ve spekülatif kazanç için satın alınmakta ve satılmaktadır. Dolayısıyla, döviz kurlarının temel belirleyicisi ticaretten çok finansal ağdır ; Örneğin, faiz farklılıkları verim kaynaklı sermaye için bir çekim merkezi görevi görür. Böylelikle, döviz (forex) piyasalarının hükümetin politika kararları ve ekonomisinin sağlığı üzerinde devam eden bir şekilde bir görüşmeler yapılması; piyasanın onaylayacağı ve yasal kurulların çalışmaları (Fed ve Merkez bankaları gibi)görece bağımsız kurumlarca oylanarak para arzı ,para basımı ve bir para birimi piyasaya çıkartılır. Ancak, döviz kuru hareketlerinin rasyonel, “aşırı” veya spekülatif olarak mantıksız olarak en iyi şekilde karakterize edilip edilemeyeceği gibi, sermayenin gerçek ile potansiyel hareketliliği arasındaki ilişkiye olan itirazlardan doğan tartışmalar sürmektedir.

Döviz piyasaları ile ulusal hükümetler arasındaki artan asimetrik ilişki klasik bir özerklik sorununu temsil etmektedir. Hükümetlerin kullanabileceği ekonomik politika seçeneklerinin “üçlüsü” Mundell-Fleming modeli tarafından ortaya konmuştur. Model, hükümetlerin aşağıdaki üç politik hedeften ikisini seçmek zorunda olduğunu göstermektedir: (1) yerli parasal özerklik (para arzını kontrol etme ve faiz oranlarını ayarlama ve böylece büyümeyi kontrol etme becerisi); (2) döviz kuru istikrarı (sabit, sabit veya yönetilen bir rejim aracılığıyla belirsizliği azaltma yeteneği); Ve (3) sermaye hareketliliği (yatırımın ülkenin içine ve dışına taşınmasına izin verilmesi Mal ,hizmet ve Forex piyasaları buna örnektir ).

Tarihsel olarak, farklı uluslararası para sistemleri farklı politika karışımlarını vurgulamıştır. Örneğin, Bretton Woods sistemi sermayenin serbest dolaşım ilkesi pahasına ilk iki amacı kapsayıcı şekilde politikaları vurguladı. Sistemin çökmesi, döviz piyasalarının istikrarı ve öngörülebilirliğini bozdu. Meydana gelen büyük dalgalanmalar, döviz kuru riskinde (hem de kâr imkânlarında) artış anlamına geliyordu. Hükümetler şu anda küreselleşme ya da sermaye hareketliliği terimleri altında ele geçirilen sayısız zorluklarla karşı karşıya: dalgalı döviz kurlarına geçiş, sermaye kontrollerinin politik liberalizasyonu ve teknolojik ve finansal yenilikler ortaya çıktı. Forex piyasalarında ortaya çıkan güvenli tarafı ifade eden yeni yaklaşımlar da ortaya çıkmaya başlamıştır.

Çağdaş uluslararası para sisteminde dalgalı döviz kuru ve ilgili normlar yaygınlaşmıştır. Bununla birlikte, farklı hükümetler farklı politika karışımları izlemekte ya da farklı stratejiler aracılığıyla döviz kuru dalgalanmalarını en aza indirmeye çalışmaktadırlar. Örneğin ABD, doların fiyatına müdahale etmek ve yönetmek için 1985’te Plaza Anlaşması ve 1987’de Louvre Anlaşması gibi geçici uluslararası koordinasyon için bir tercih gösterdi. Avrupa, döviz kuru riskini ortadan kaldırma isteğine dayanan bölgesel bir para birliği önermiş ve daha küçük ekonomilere sahip olan birçok gelişmekte olan hükümet, “dolarizasyon” yolunu seçmiştir; bu da doların para birimi olarak sabitlenmesi ya da dolar olarak kullanımının özendirilmesi ve seçilmesidir.

(Toplam: 35, Bugün: 1 )