Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Yiğit Sönmez, 1999 senesinde Eskişehir’de hayata merhaba dedi. Bir kız kardeşi olan Yiğit’in anası elektronik, babası makine mühendisiydi. Babasının internasyonal bir firmada çalışmasından dolayı Yiğit, ilköğretim 4’üncü ve 5’inci sınıfı Çin’de okudu. Bu durumun yaşamının kırılma noktası bulunduğunu söyleyen Yiğit, o günleri şöyleki söyledi:

“Oldukca minik yaşta değişik kültürlere maruz kaldım. Çin’de internasyonal bir okula gittim. Hollanda ve İspanya’dan dostlarım vardı. İngilizce ve Çince’yi orada öğrendim. İki senem oldukça güzel geçti. Sonrasında yeniden Eskişehir’e döndük. Altıncı sınıfta ise derslerimde zorlanmaya başladım. Bundan dolayı Türk eğitim sistemine dair hiçbir şey bilmiyordum. Sınavlardan düşük puanlar alıyor ve bu duruma oldukça üzülüyordum. Sonrasında bir halde toparladım ve sekizinci sınıfta SBS’ye girdim. Koç Lisesi’ni tam burslu olarak kazandım. Yatılı olarak da okuyabilirdim fakat benim için fedakârlık icra eden akrabalarım yardımıyla İstanbul’a taşındık. Lise yıllarım benim için oldukça keyifliydi. Oldukca ders çalıştığım bir dönemdi. Toplumsal hayatım ise oldukça azdı. Astrofizik alanında emek harcamalar yaptım. 2014 senesinde Christopher Nolan tarafınca yönetilen Interstellar (Yıldızlararası) filmini izledikten sonrasında beyaz perde ve astrofiziğe ilgim yoğun bir halde arttı.”

 

Çin’de 2 yıl kaldı, hayatı değişti Harvardlı Türk DJin muhteşem başarısı

 

Yiğit’in anne ve babası mühendisti sadece o ve kardeşini sanata ilgi duymaya yönlendirdiler. Çin’de yaşadıkları dönemde çocuklarıyla oyun oynamak yerine aldıkları minik ev kamerasıyla kısa filmler çektiler. Yiğit’in beyaz perdeye olan bu ilgisi günden güne katlanarak arttı. Lisede ise zirve noktasına ulaştı. Yurt içi ve haricinde beyaz perde ile ilgili eğitim programlarına katıldı. Oldukca sayıda film izleyerek bu mevzuda kendini geliştirdi ve beyaz perdeye olan merakını 12 film çekerek tecrübeye dönüştürdü. Matematiği oldukça iyi olan Yiğit’in öteki bir tutkusu astrofizikti.

DÜNYANIN EN ÖNEMİ ÜNİVERSİTELERİNDEN KABUL ALDI

Koç Lisesi’ni birincilikle bitiren Yiğit,  Stanford ve Harvard üniversitelerinden tam burslu olarak kabul aldı. Yiğit; matematik, fen ve fizikte oldukça iyiydi sadece kendini toplumsal anlamda da geliştirmek istiyordu. Felsefe, sosyoloji ve psikoloji mevzularında Harvard Üniversitesi oldukça daha donanımlıydı. Bundan dolayı toplumsal bilimler alanında daha güçlü olan Harvard’ı seçti. Böylelikle Yiğit 2018 yılının eylül ayında ilk kere ABD’ya gitti. Üniversitede ilk iki yıl esneklik tanıyorlardı. Kısaca bölüm seçme zorunluluğu yoktu. Sadece gene bir departmandan dersler almak gerekiyordu. Yiğit, görsel sanatlar ve film bölümünden dersler aldı. Bu dersler daha oldukça belgesel çekimi üzerineydi.

AKADEMİK BAŞARILARI DJ’LİK TUTKUSUNUN ÖNÜNE GEÇEMEDİ

Bu zamanda Yiğit’in kafasında ileriye dönük düşünceler yavaş yavaş belirlenmeye başladı. İleride yapacağı kariyerinde daha güvenilir bir B planına ihtiyacı olacaksa bunun daha bilim ağırlıklı olmasında yarar vardı. Bu niçin psikoloji ve nöroloji dersleri alıyordu. 2018 senesinde okuldaki öğrenciler içinde beyni idrak etmek oldukça popülerdi.  Bununla birlikte suni zeka gündemdeydi. Yiğit, bu zamanda nöroloji derslerine merak sardı ve üniversiteden nöroloji ana dal, film yan dal olacak şekilde 4 üstünden 3.94 averajla mezun oldu. Sadece bu bilimsel nitelikli başarılar Yiğit’in DJ’lik arzusunun önüne geçemeyecekti.

“Çin’e gittiğimiz dönemden doğrusu 8-9 yaşlarımdan bu yana yabancı elektronik müzik dinliyorum. Dayım benden 6 yaş büyük. O da üniversiteyi okumak için Slovenya’ya gitmişti. Bana elektronik  müzikle ilgili kasetler getirdi. Bu da benim bu müziğe karşı ilgimin günden güne artmasını sağlamış oldu. Hem dinliyor hem de bilgisayarıma programlar indirip müzik hayata geçirmeye çalışıyordum. Birazcık daha ciddileşmesi ise lise sonda oldu. Kendime minik bir ses mikseri aldım. Youtube’dan videolar seyrettim. Kendimi geliştirdim. Harvard’daki talebe etkinliklerinde, arkadaşlarımın doğum günlerinde ve çeşitli kutlamalarda sahne aldım. Kimi zaman 20 kişiye kimi zaman de 500-600 kişiye çalıyordum. Film ve nöroloji eğitimim devam ederken, müziğe tutkum giderek arttı. Bundan dolayı başarabildiği fark ettim.”

 

Çin’de 2 yıl kaldı, hayatı değişti Harvardlı Türk DJin muhteşem başarısı

 

‘HEDEFİM, KENDİ MÜZİK MARKAMI YARATMAK’

Yiğit için sahnede olmak, müziği denetim edip insanlara değişik bir tecrübe yaşatmak oldukça coşku vericiydi.  Bundan dolayı etkinlikte kim DJ arıyorsa ‘Ben varım’ dedi. Kulaktan kulağa yayılan bu durum  kampüste ününün artmasını sağlamış oldu.  Bu zamanda ek olarak müzik prodüksiyonluğu eğitimi aldı, kendini  piyanoda geliştirdi. Şu sıralarda kendi müziklerimi üretmeye çalıştığını söyleyen Yiğit, “Hedefim, kendi müzik markamı yaratmak, kendi müziklerimi yapmış olup çalmak isterim. Kağıt üstünde oldukça başarıya ulaşmış olduğum görülüyor fakat ben aslolan istediğim alanlarda doğrusu müzikte oldukça başarıya ulaşmış olduğumu düşünmüyorum. Bu mevzuda kendimi daha da geliştirmem gerekiyor. New York’a gidip çalışmaya başladığımda daha iyi fırsatlar bulabileceğime inanıyorum” dedi.

‘ÇOK YÖNLÜ BİRİ OLMAMDA AİLEMİN KATKISI ÇOK BÜYÜK’

Peki, Yiğit’in bu kadar başarıya ulaşmış olmasının sırrı ne? Bu mevzu üstüne oldukça düşündüğünü söyleyen Yiğit, sözlerine şöyleki devam etti:

“Çeşitli bir insan olmamda ailemin katkısı oldukça büyük. Bana yüksek bir özgürlük sağladılar. İkisi de mühendis. Seçimlerimi yönlendirebilirlerdi fakat yapmadılar, beni özgür bıraktılar. Bu durum değişik alanlardan kendime ilhamlar almama destek oldu. Beni tekdüze başka alanlara yönlendirselerdi filmle ve müzikle asla tanışmayacaktım. Bu biçim değişik alanlarla çalıştığınız süre değişik değişik ilhamlar alabiliyorsunuz. Bence beni başarıya ulaşmış icra eden şeylerden biri çeşitli ilgi alanlarımın olması ve buna ailemin destek vermesi. Değişik alanlardan bir şey kapmaya çalışmak beni her alanda başarıya ulaşmış yapmış oldu. Bunun yanı sıra çalışkan bir insanım. Kafama koyduğum şeyi yaparım. Planlı ve programlı çalışırım. Kendime minik hedefler serisi yapar, beni büyük hedefe götürecek planlar kurarım. Not almayı oldukça severim. Okuduğum bir kitap olsun, izlediğim bir film ya da dinlediğim bir müzikte beni etkileyebileceğini düşündüğüm emek harcamalar var ise kesinlikle bir yere not alıyorum.”