Radyo dalgalan aracılığıyla ilk ses alımı, 1902 yılında Eastern Telegraph şirketi tarafından çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilmesi için Cornwall’de, Guglielmo Marconi için kurulan istasyonda gerçekleştirildi. Birinci Dünya Savaşı sırasında, karşıt ordular, birbirlerinin radyo sinyallerini dinlemek için özel birlikler kurdular. Dinleme aletlerindeki asıl gelişme ise, transistör ve lazerin icadıyla dev boyutlara ulaştı.

Transistörlü ilk küçük casus dinleyiciler, 1950’li yıllarda yapıldı. Pille çalışan bu dinleyiciler, yaklaşık yüz metrelik menzile sahiptiler. Kül tablası, sigara kutusu ve kalem gibi küçük araçların içine kolaylıkla yerleştirilebiliyordu. Telefon dinleme araçları ise, bu alanda yeni bir çığır açtı. Casus dinleyici, telefonun ahizesine yerleştirildikten sonra yapılacak tek şey, herhangi bir yerden, dinleyicinin yerleştirildiği telefonun numarasını çevirmekti. Numara çevrildiğinde, casus alet faaliyete geçecek, ancak telefon çalmayacağından konuşmaları dinlenen kişinin hiçbir şeyden haberi olmayacaktı.

1970’lerde geliştirilen lazerli dinleme yöntemleri ise, herhangi bir pencereye gönderilen lazer ışınları, odanın içindeki sesleri ısının kaynağına geri getiriyordu. Cam ne kadar kirliyse, casusların işi o denli kolay oluyordu. Çünkü, kirli camlar, lazer ışınlarının kırılıp geri dönmesini kolaylaştırır.