Maniheizm adıyla bilinen bir dinin kurucusudur.
M.S. 215 veya 216 yılında Irak’ta doğduğu, kendisinin Hazreti Isa tarafından müjdelenen son peygamber olduğunu iddia ettiği bilinmektedir. Kaynaklarımızda eski İran, Mazdekizm, Süryanilik, Hıristiyanlık, Yahudilik ve Budizm karışımı ve güya bütün cihana şâmil, universal bir din ortaya koymak istediği nakledilmiştir. Mani, bunun için muhtelif kavimlerin dinî fikirlerini ve teolojik ıstılahlarını kullanmıştır.Kısa zamanda etrafına büyük kalabalıklar toplamaya başaran bu yalancı peygamber, 26 Şubat 277 yılında, derisi yüzülerek öldürülmesine rağmen öğretilerinin tesiri devam etmiş; hatta aradan asırlar geçmesine rağmen 759 yılında tahta çıkan bir Uygur hakanı Manihei/mi resmî din olarak kabul ve ilân etmiştir. Yine kaynaklarımıza göre bu dinin üç büyük esası “elin, dilin ve belin muhafaza edilmesi” tarzında ifade edilen ahlâkî bir telakkidir.
İslâm dünyasında dalâlete sapmış fırkalara, yani Mani akidelerine kapılan kimselere “zındık” veya “mülhid” denilir.
Islamın Irak, Suriye, İran ve Türkistan topraklarına yayıldığı sıralarda burada yaşayan kimselerin pek çoğunun mani akidesine bağlı kimseler olduğu bilinmektedir. Bunların çoğunluğu İslâm’ı kabul etmişlerse de içlerinden bir kısmı, eski inançlarından kopamayıp, yeni dine bu batıl fikirleri bulaştırmayı istemişlerdir.
Bu hususta bir çok yalan yani (mevzu) hadis uydurulmuştur. Müslüman idarecilerin “zındık” adı verilen bu gruplarla uzun mücadeleleri tarih sayfalarını doldurmaktadır. Büyük hadis alimleri zındık ve mülhidlerin İslâm’a sokmak istediği batıl itikatları yıkarak, uydurdukları hadisleri ortaya çıkarmış, Mani akidesini kökünden yıkmayı başarmışlardır.