PARA FİNANS/ AYFER ARSLAN Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yüzde 40’ların üzerine yükselen mevduat faizleri son haftalarda hızla düşüşe geçti. Haziran ayında yüzde 42 ortalama faiz ile 23 yılın zirvesini gören mevduat faizleri, son bir ayda 12 puan birden düştü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, bir-üç ay vadeli mevduatlarda ortalama faiz 21 Temmuz haftası itibarıyla yüzde 30.4 seviyesine geriledi.

Yeni ekonomi yönetiminin belirlenmesinin ardından ekonomide rasyonel ve Ortodoks politikalara dönüş çerçevesinde atılan adımlar ilk etkisini mevduat faizlerinde göstermeye başladı. Merkez Bankası, enflasyonla mücadele kapsamında son iki ayda politika faizini yüzde 8.5’ten 17.5’e çıkarırken, enflasyonu kalıcı olarak düşürene kadar parasal sıkılaştırma önlemlerine devam edileceği mesajını verdi. Diğer yandan menkul kıymet tesis oranını da yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürerek makro ihtiyati tedbirlerde sadeleşme sürecini başlatan TCMB, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına ise yüzde 15 oranında zorunlu karşılık getirdi. Yeni düzenlemeyle birlikte KKM faizleri, yüzde 50’lerden yüzde 36’lara kadar gerilerken, bu düşüş, TL mevduat faizlerine de yansıdı.

MB: FARKI AZALTACAĞIZ

Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan da geçtiğimiz hafta düzenlenen enflasyon raporu sunumunda, mevduat faizlerinde yaşanan düşüş trendine şu sözleriyle dikkat çekmişti:

“Piyasa faizleri ile politika faizi arasındaki farkı azaltmayı hedefliyoruz. Haziran’daki ilk PPK kararımızdan evvel, politika faizi yüzde 8.5 iken mevduat faizi ortalamada yüzde 40’ın üzerine çıkmıştı. Haziran PPK kararının parçası olarak, faiz artırımının yanı sıra, makro ihtiyati çerçevede sadeleşme sürecinin ilk adımını mevduatlarda, menkul kıymet tesisi uygulaması ile devreye aldık. Bu adımların hemen akabinde aç aya kadar vadeli mevduat faizi yaklaşık 12 puan gerileyerek yüzde 30 seviyelerine geldi.”

Peki, Merkez Bankası politika faizini artırırken, mevduat faizlerindeki düşüşü tek başına sadeleşme adımları ile açıklamak mümkün mü? Makro ihtiyati tedbirlerin bir miktar gevşetilmesi ve KKM hesaplarına getirilen zorunlu karşılıklar bu düşüş trendinin başlangıcını oluştursa da uzmanlar, bankalardaki bol likidite ortamının da bu düşüşte etkili olduğunu belirtiyor.

LİKİDİTE BOLLAŞTI

Bankacılık çevrelerine göre, bankalar fonlama ihtiyaçlarının önemli bir kısmını mevduat ile sağlıyor ve politika faizi de bunun maliyetini göstermesi açısından önemli bir unsur. Ayrıca likidite sıkışıklığı olduğu durumlarda ise TCMB haftalık repo ihaleleri ile piyasaları fonluyor. Seçim sürecinde piyasalara dolar satıp TL toplayan Merkez Bankası, seçim sonrası dövize müdahaleyi durdurunca, Türk Lirası’nda likidite bolluğu yaşanmaya başladı. Açık piyasa işlemleri ile gerçekleştirilen repo işlemleri yaklaşık bir ay önce 60 milyar liraya dayanırken, 1 Ağustos itibariyle 1 milyar liraya geriledi. Bu değişim de likidite bolluğuna işaret ederken, piyasada TL’nin çok olması da mevduat faizlerini aşağı çekiyor. HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı’ya göre likidite ihtiyaçları azalınca bankalar mevduatta daha az rekabetçi olmaya başladı.

Ancak aynı düşüşün kredi faizlerine yansıyıp yansımayacağı konusunda ise sektör biraz temkinli. Çünkü makro ihtiyati tedbirlerde bir miktar gevşeme olsa da hala kredi kullandırımı konusunda bankaların eli çok rahat değil. Kredi büyümesini frenlemek amacıyla daha önce Merkez Bankası tarafından getirilen belirli oranda tahvil alma zorunluluğu devam ediyor. Yani mevduat faizlerindeki düşüşün, kısa vadede de kredi faizlerine yansıması zor görünüyor.

KREDİLERE HEMEN YANSIMAZ

Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın yine Enflasyon Raporu ile ilgili sunumundan buna ilişkin ipuçlarını okumak mümkün. Erkan, enflasyonla mücadele kapsamında faiz artırımlarını miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla güçlendirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Bireysel kredilerin yüzde 40 artışla 2 trilyon liranın üzerine çıktığına dikkat çeken Erkan, “Kararlarımızla kredi genişlemesinin enflasyon üzerindeki etkilerini kontrol etmekteyiz. Mevduat faizinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede bulunmasını önemsiyoruz. Taşıt kredilerinde büyümeyi yüzde 3’ten 2’ye indirdik. Ticari kredilerde büyümeyi yüzde 3’ten 2.5’e çektik. Zorunlu karşılık uygulamasıyla piyasadan 450-500 milyar TL likidite çekilecek” diye konuştu.

HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı da mevduat faizlerindeki sınırlı azalışın kredi faizlerini düşürmeye yeterli olmayacağının altını çizerken, bankaların kredi verme iştahının ise bir miktar iyileşeceğini öngördü. Kervancı, ayrıca cari açık tarafındaki gelişmelere bağlı olarak mevduat faizlerinin orta vadede tekrar yükselmesinin söz konusu olabileceğini ifade etti.

DOLARİZASYON TEHLİKESİNE DİKKAT!

Peki bu düşüş trendi daha ne kadar devam eder? Bankacılar ve ekonomistler, mevduat faizlerindeki düşüş trendinin çok uzun süreli olmayacağını düşüyor. Çünkü yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 58 olarak güncellendiği bir ortamda yüzde 30’lar civarındaki bir mevduat faizi tasarruf sahiplerini memnun etmeyecek. Bu trendin devam etmesi ise dolarizasyon riskine yol açabilir. İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, faizler daha fazla düşerse TL mevduata para yatırmanın cazibesinin kalmayacağını belirtirken, ekonomist ve Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu Murat Sağman da dolarizasyon riskine dikkat çekti. Mevduat faizlerinin dip seviyelere geldiğini ve enflasyona göre çok düşük kaldığını savunan Sağman, aynı seviyelerde kalması halinde tasarrufların dolar ve borsa gibi alternatif yatırım araçlarına kayabileceğini düşünüyor.

“Orta vadede mevduat faizleri yükselir”

Selim KERVANCI / HSBC Türkiye Genel Müdürü

Mevduat faizlerindeki düşüş için üç sebepten bahsedebiliriz. Birincisi, bankaların kredi büyümelerindeki yavaşlama likidite ihtiyaçlarını azalttı ve mevduatta daha az rekabetçi olmalarına sebep oldu. İkincisi, bankaların çoğu merkez bankasının koyduğu mevduatın tüm mevduat içinde yüzde 57’lik kısmın TL olması kuralını tutturdu ve rekabet azaldı. Üçüncüsü, merkez bankasının rezerv pozisyonundaki iyileşmeye paralel olarak piyasada TL likidite arttı ve mevduat ihtiyacını azalttı. KKM’ye getirilen yüzde 15 rezerv uygulaması ile bu düşüşün sonlanabileceği düşünülebilir.

Kredilerde de Merkez Bankası tarafından uygulanan bir fiyat sınırı olduğundan dolayı, kredi faizlerinin bu sınırın altına düşeceğini düşünmüyoruz. Mevduat faizindeki sınırlı azalış kredi faizlerini düşürmeye yeterli olmaz.

Kredi mevduat makası tekrar makul seviyelere gelmiş durumda. Bankaların kredi verme iştahının bir miktar iyileşmesini bekleriz. Cari açık tarafındaki gelişmelere bağlı olarak mevduat faizlerinin orta vadede tekrar yükselmesi söz konusu olabilir.

“Faiz çok düşerse mevduatın cazibesi kalmaz”

Prof. Dr. Emre ALKİN / İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü

TBMM’ye sunulan teklifle Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) Hazine desteği uygulamasının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) devredilecek. Merkez Bankası’nın KKM’nin yükünü tamamen üzerine alması halinde ise bankalar da o zaman ‘Biz niye bu kadar KKM’ye yüksek faiz veriyoruz, faizleri düşürelim’ diye sorgulamaya başladı. KKM faizleri düşürülünce otomatikman tasarruf sahiplerinin TL mevduata geçmesi bekleniyordu. Ancak beklenen geçiş olmadı. Kur korumalı mevduatın cazibesi azalırken, döviz tevdiat hesaplarına ilgi artabilir. Ekonomide yeniden eski rasyonele doğru gidiyoruz. Mevduat faizleri yükseldikçe kredi faizleri de anormal hale geliyor. Şimdi yavaş yavaş bankalar eski normale getirmeye çalışıyor ancak mevduat faizlerindeki düşüş trendinin daha fazla devam etmesini beklemiyorum. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 58’lerde. O zaman mevduat faizlerinin de yüzde 24’lerde kalmasını beklemek hayal olur. Faizler daha fazla düşerse mevduata para yatırmanın cazibesi kalmaz. Mevduat faizlerindeki düşüşün kısa süreli olacağını tahmin ediyorum.

“Faizler diplerde, dolarizasyona dikkat!”

Murat SAĞMAN / Ekonomist, Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu

Mevduat faizleri düştü ama diplere geldi. Ancak bu düşüşün çok uzun süreli olacağını düşünmüyorum. Mevduat faizlerindeki düşüş, biraz Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabından kaynaklanıyor. Önceden KKM faizleri çok yükseldiği için mevduat faizlerini de yukarı itmişti. Ancak yapılan düzenleme ile KKM hesapları için yüzde 15 zorunlu karşılık getirilince faiz oranları da çok düştü ama ben bunun çok kalıcı olacağını sanmıyorum. Çünkü enflasyona göre faizler çok düşük kaldı. Bu da borsadaki ilgiyi artırıyor ileride dolarizasyona yol açabilir. Bu düşüş kredi faizlerine yansır mı? Açıkçası çok fazla yansımıyor. Kredi maliyetleri düştü ama aynı oranda kredi faizleri düşmedi. Tabii mevduat faizlerinin düşmesi ekonomi için pozitif ama burada en büyük sorun enflasyon. Enflasyon çok yüksek olduğu için TCMB faizleri artırmaya devam edecek. Ayrıca Merkez Bankası gelecek dönemde piyasadan TL çekilmesinden bahsediyor. Politika faizleri 5 ile 10 puan arasında çıksa, bu da önümüzdeki dönemde mevduat faizlerine yansıyacaktır.

“Bankalarda likidite bollaştı”

Prof. Dr. Şenol BABUŞÇU / Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı

Banka mevduat faizlerindeki düşüşün çeşitli nedenleri var. Öncelikle piyasalarda likidite bolluğu söz konusu. Bankalar, makro ihtiyati tedbirler nedeniyle çok rahat kredi veremiyorlar. Geçtiğimiz aylarda yapılan düzenlemeler ile bu alanda bir miktar gevşeme oldu ama bankalar açısından yeterli olmadı. Bankalar, makro ihtiyati tedbirler nedeniyle kredi kullandıramayınca ellerinde likidite kaldığı için mevduat faizlerini düşürmek zorunda kalıyorlar. Faizlerdeki düşüş trendinin devam edeceğini tahmin ediyorum. Çünkü Merkez Bankası Başkanı, ‘Politika faizi ile mevduat faizlerini birbirine yakınlaştırdık ve yakınlaştırmaya devam edeceğiz’ dedi. Dolayısıyla mevduat faizlerinin yüzde 25’lere kadar geri çekileceğini düşünüyorum. Bu düşüşün kredi faizlerine aynı oranda yansıyacağını tahmin etmiyorum, çünkü ekonomi yönetimi kredi faizlerinin yüksek seyretmesini istiyor.