Dünya tarihinin en zalim ve eli kanlı hükümdarlarından biri olan Neron, Roma imparatorlarındandı. Annesi, Agrippina isimli bir kadındı. Bu kadın, kocası öldükten sonra imparator Claidius’la evlenmiş, oğlu Neron’un imparator tarafından evlat edinilmesini sağlamıştı. Asıl maksadı ise bir yolunu bulup onu hükümdar yapmaktı. Nitekim bir süre sonra kocasını zehirleyerek öldürdü ve sentoyu da kendi safına çekip henüz 17 yaşında bulunan Neron’u imparator olarak ilan ettirdi. Acımasız bir katil olan Neron ise imparatorluğun asıl veliahdı olan üvey kardeşini hemen ortadan kaldırıp kendisini emniyete aldıktan sonra, devlet üzerindeki gücünü hazmedemediği annesini de öldürmekten öldürüldüler? kaçınmadı. Karısından boşanıp onu da 44 öldürttükten sonra safahat alemleriyle gününü gün etmeye başladı. Hakkında en küçük şüphe
duyduklarını hemen yok ediyor, evlerini ve sokaklarını beğenmediği Roma’yı yakıp yeniden inşa etmek istiyordu. Bir süre sonra bu çılgın emelini de gerçekleştirerek bütün şehri ateşe verip, evlerin ve insanların yanışını sarayının balkonunda lir veya keman çalarak seyretti. Şehir harabeye döndükten sonra yeni inşa faaliyederine girişti ve kendisi için “Alün Ev” dediği muhteşem bir saray yaptırdı. Yangının suçunu da, Petrus ve Pavlus önderliğinde gittikçe yayılmaya başlayan ilk Hıristiyanların üzerine atıp, onları da arenalarda vahşi hayvanlara parçalatarak keyifli günler geçirdi. Yakalanan asiler, geçeceği yol kenarındaki direklere sıra sıra bağlanıyor, reçine sürülmüş çıplak vücutları tutuşturulup yakılıyordu.
14 yıl kadar vahşetin her türlüsünü sergileyerek imparatorluk yapan Neron nihayet ispanya’da çıkan ve dalga dalga yayılarak bütün ülkesini kuşatan ayaklanmalar karşısında ne yapacağını şaşırdı ve kendisini hain ilan eden senatodan canını kurtarmak için Roma’yı terketti. Aldığı bütün tedbirlere rağmen yolda yakalandı ve azadlı bir köle tarafından hunharca öldürüldü.
Onun, yakalandığı sırada intiharı tercih ettiği yahut kaçtığı bir çölde vahşi hayvanlar tarafından parçalandığı da söylenmiştir.