PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI 1990’ların sonundan bu yana oldukça popüler olan oyun fuarları ve kongreler zaman içinde kendisini sürekli geliştirmeyi başarıyor. Günümüze gelene değin pek çok yeniliğin de eklemlenmesiyle sektörler arasında bir geçiş güzergahı konumunu elde etmişe benziyor

Türkiye’de son bir ayda pek çok noktada oyuna yönelik organizasyon düzenlendi. Ticari anlamda birbirinden farklı sektörleri bir araya getirebilmiş olması yönüyle geleceğe dönük düşüncelerimizi güçlendiren etkinlikler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabii bu düzenlenen organizasyonlar, oyun ekosistemi etrafında konumlanmış tüm şirketleri içerisine adapte etmeye çalıştığından, bir noktadan sonra oyun ve teknoloji yapılarına da evrilebiliyor. Ama en nihayetinde oyun merkezinde, reklam ve pazarlama hamleleri bakımından üreticileri yakından tanımak isteyenler için çok önemli bir fırsat rüzgârıydı da diyebiliriz. Sadece üreticiyle tüketiciyi ve potansiyel yatırımcıları buluşturmakla kalmadılar. Düzenlenen turnuvalarla birlikte, genç oyun tasarımcılarına da kendilerini anlatma imkânı tanıdılar. Yani her yıl düzenlenen oyun geliştirme turnuvalarının farklı yönlerle desteklendiği festivaller havasında geçtikleri söylenebilir.

EYLÜL’DE OYUN RÜZGÂRI ESTİ

Türkiye, uluslararası alanda da ses getiren üç farklı organizasyonla Kocaeli ve İstanbul merkezli önemli etkinliklere ev sahipliği yaptı. Öncelikle İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde 5-6 Eylül arasında Mobidictum Business Conference isimli etkinlik düzenlendi. Pazarlama ve benzeri ticari süreçlerde önemli konuşmacıların sunumlarının da yer verildiği etkinlikte, geliştiricilerle oyuncuların buluşması sağlandı. Bir yaz kampı havasında geçen ve çok sayıda uluslararası ismin de ağırlandığı Oyun Geliştirme Yaz Kampı ise 1-11 Eylül arasında gerçekleştirildi. Dijital Animasyon ve Oyun Kümelenme Merkezi (DIGIAGE) tarafından Gebze’de düzenlenen etkinliğe 51 ülkeden 600 tasarımcının katıldığı söyleniyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katılım gösterdiği etkinlikte, tasarımcı adaylarının oyun geliştirme süreçlerine dahil oldukları eğitim ve yarışma süreçleri de gerçekleştirildi. Özellikle oyun ile ilgili her konuda desteğini gösteren Bakan Varank’ın yine birkaç kez daha dile getirdiği biçimde unicorn unsuruna dikkat çekerek; oyun sektörünün, Türkiye’nin önemli yatırım sahalarından biri olduğuna işaret ettiği gözlemlendi. En nihayetinde yıllardır süre gelen yatırımların da bir anlamda bu tip organizasyonlarla daha da canlı hale gelmesi, oldukça umut verici oluyor. E-spor bağlamını anlatırken de düzenli aralıklarla aynı konuyu gündeme getirmeye çalışıyorum. Alandan olmasalar dahi, pek çok firmanın ilgi göstermesi gereken çok özel bir sektör oyun pazarı. Onun tutundurma sahası olarak kullandığı e-spor gibi, farklı sektörlerden firmaların da yeni nesle ulaşmada ve onları kendi potansiyel tüketicisi olma bakımından marka imajını oluşturmada tutundurmayı deneyimleyebileceği bir alan. Bu yüzden perakendeden gıdaya kadar pek çok yerli yatırımcının sahada yerini alması gerektiğini söylüyoruz. Bu yüzden oyun içi reklamlara veya doğrudan model yapıları üzerinden entegre edilmiş sponsorluk faaliyetlerine pay ayrılması gerekiyor. Tek yönlü bir süreçten söz etmiyoruz. Oyun sektörünün kazanması, daha fazla kişiye ulaşmada, markanın uluslararası sularda yelken açmasına neden olacaktır. Buradan devam ettiğimizde Eylül’ü güzel neticelendirmemizi sağlayan üçüncü etkinlik olan GİST’e (Gaming İstanbul) geliyoruz. GİST, aktarılan bilgilere göre küresel çapta düzenlenen en geniş katılımlı oyun fuarları arasında ilk 10’da yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ana sponsorluğu, OGEM ve Medya A.Ş desteği ile 16 Eylül’de Yenikapı’da yer alan Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte hem firmalar ürünlerini tanıttı hem de tasarım ve geliştirme yarışmaları düzenlendiği bilgisi aktarılıyor. Etkinlik direktörü ise Cevher Eryürek. Kadın iş insanlarının oyun sektöründeki yükselişine yakışan bir başka örnek olması adına oldukça sevindirici.

HER ŞEY UNVANI KORUMAKTA GİZLİ

Oyun fuarlarındaki katılımdan bahsederken pek çok farklı pencere açabiliriz. Ama en önemlisi üreticinin bakış açısı. Üretici, yatırım sonrasında karşılığını hem görünürlük hem de farkındalık anlamında yeni müşteri kazanımı odaklı çabalarıyla almak istiyor. Son yıllarda hızı giderek artan fuarlardan anlaşılan, devamının da artarak geleceği yönünde. Ancak bu noktada devlet destekli süreçlerin de katkısının unutulmaması gerekiyor. Her zaman söylediğimi bir kez daha söyleyeceğim. Oyun sektörü gibi domine etmeye başladığımız bir sektörde, özel teşebbüslerin resmi karar alıcı mekanizmalarla kol kola girerek hareket sahası oluşturması gerekiyor. Ancak bu yöntemle uluslararası alanda şu an elde ettiğimiz oyunun yükselen ismi unvanımızı muhafaza edip, onun üzerine bir şeyler katabiliriz.