PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI Geçen hafta vergilendirme üzerinden şans ve bahis oyunlarına dair çeşitli endişelere sahip olan ülkelerin kaydettikleri gelişmelere değinmiştik. Oyunların eğlence endüstrisi içinde pek çok farklı kanal ile birlikte değerlendirilmeye başladığı, kesin ayrımın yapılmasının oldukça güçleştiğinin gözlemlendiğinden bahsetmiştik. Bu işin bir de şans ve bahis ortamı dışında kalan bağımlılık süreci var. Kaldı ki, halihazırda tez ve antitez olarak birbirlerine karşı sunulan çok sayıda akademik faaliyetin sürdürüldüğünü de belirtmeden geçmemeliyiz. Birleşik Krallık, bu anlamda zihinsel hastalıklar ile mücadele anlamında bir bağlam oluşturarak yoluna devam etme sürecine gidiyor gibi görünüyor.

ULUSAL MERKEZ VE ÖZEL HASTANELER

The Guardian’dan Tobi Thomas’ın geçtiğimiz günlerde köşesinde ele aldığı konudan gördüğümüz kadarıyla Birleşik Krallık bünyesindeki oyun bağımlılığına yönelik ortaya çıkan sorunlar, geçtiğimiz yıla oranla üçe katlanmış (belirtilen vaka sayısı 17’den 56’ya çıkmış). Haberde, uzmanların bunu pandemi dönemi etkisi olarak yorumladığı belirtiliyor. Ayrıca The Nightingale isimli bir özel hastane, doğrudan oyun bağımlılığına yönelik bir girişimde bulunmuş. Thomas’a konuşan bağımlılık terapisti Patrick Maxwell, okulun eve geçmesi üzerine uzaktan eğitim kaynaklı ekrana bağlı hale gelme sürecini temel sebepler arasında sıralamış. Buradan yola çıkarak biraz daha araştırma yaptığımda çok daha ilginç bir konuyla karşılaşıyoruz. Geçmişte acaba hiç rastladım mı diye bir kontrol ettim ancak bulamadım. The Guardian’a bir yazı kaleme almış olan Prof. Dr. Henrietta Bowden-Jones, Birleşik Krallık’taki Ulusal Sağlık Merkezi’ne bağlı bir merkezin yürütücülüğünü yapıyor. Sıkı durun… Merkezin adı “National Centre for Gaming Disorders”… Yani Oyun Oynama Bozuklukları Ulusal Merkezi. Doğrudan akademik ve tedavi anlamında faaliyet gösteriyorlar. Prof. Dr. Bowden-Jones’un aktardıklarına göre sadece bağımlılık gibi süreçlerle değil, şans ve bahis türünden oluşan oyuna dayalı bağımlılıklarla ilgili de çalıştıkları anlaşılıyor. İki yazı arasında birer hafta var. Ve biraz daha arama geçmişi tarandığında Birleşik Krallık kaynaklı daha birçok haber çıkıyor. Süreç, oyun endüstrisinin farklı pencerelerden ve açılardan da olsa bir anlamda dolaylı denetim mekanizmasına dahil edilmeye başladığını işaret ediyor. Ben de konuyu detayları ve bakış açısıyla Dijital Oyun ve Tutundurma (s. 11-12) isimli kitabımda işlemiştim çok az bir noktasında olsa da. Hatta orada da Birleşik Krallık parlamentosuna dahi konunun uzandığını belirtmiştim. Ancak görünen o ki, bu süreci daha da ileriye taşıyacak araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Psychology Today’den Dr. Eunice Yuen’in geçtiğimiz hafta yazdığı bir yazıda, Kangwon Ulusal Üniversitesinde öğretim üyesi olan Dr. Gihwan Byeon ve arkadaşlarının 2022’de yazdığı bir makaleye atıf verilmiş. Makale oldukça aydınlatıcı. Belki okumak isteyenler olur diyerek açık yayın formunda okunabilecek makalenin başlığını paylaşmak istiyorum: “Risk factors and outcomes of internet gaming disorder identified in Korean prospective adolescent cohort study”. Konu uçsuz bucaksız ve sürekli yeni bilgilerle genişleyen bir alan olduğu için farklı bağlamlarını önümüzdeki haftalara saklayalım.

OYUN ENDÜSTRİSİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Evet sorunlar yok mu, var. Peki bu sorunlar ya da endişeler, endüstrinin büyümesinde ne denli bir çarpan etkisi oluşturuyor? Bunun doğrudan bir yanıtı olmasa da Çin ve Hindistan gibi ülkelerin doğrudan ya da dolaylı anlamda uyguladıkları tedbirler, birer ipucu olarak bizlere sunuluyor. Aslında tüm ülkeler, büyüyen pazarın farkında ve doğrudan kontrol edilemeyecek derecede güçlü bir yapıya ulaşmaya başladığını görüyor. Dolayısıyla önünü kesmektense, kontrol etmeyi ve yön vermeyi tercih ediyor olmaları oldukça akıllıca duruyor. Bunu yerine göre iç denetim mekanizmaları ile yaparken; kimi zaman da vergilendirme üzerinden kısıtlayıcı faktörlere dönüştürebiliyorsunuz. Şu andaki büyüklüğü yine minimum 200 milyar dolar seviyelerinde seyreden bir endüstrinin tüm kolları baz alındığında, çok keskin hareketlere rastlamak da gerçekçi durmuyor. Ancak her endüstride olduğu gibi, değer büyüdükçe, çevresinde yayılan etkilerinin de o denli büyüyeceği göz ardı edilmemeli. Ayrıca, tıbbın oyunlarla yaptığı kesişim sadece burası da değil. Hem simülasyon anlamında eğitim materyali olarak hem de tedavi aracı olarak oyun endüstrisinin ortaya koyduğu teknolojilerden faydalanıldığını biliyoruz. Önümüzdeki hafta, bu örneklere değinmeye çalışacağız.