“Ailenin yemekle olan ilişkisi, çocuğun hayatında belirleyicidir”

Yeme bozukluğunun, çocukluk çağından başlayıp ergenlik dönemi, okul ya da iş değiştirme, farklı bir ülkeye taşınma, evlenme, boşanma ve hayata dair her türlü deneyim esnasında devam edebileceğini söyleyen Bayraktar, özellikle duyguların sağlıklı ifade edilemediği, ifade edilmesine izin verilmediği ve yargılandığı aile ortamlarında büyüyen kişilerde, yeme bozuklukları görülme oranının oldukça yüksek olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Aile içinde sürekli diyet, kilo ve yemek konuşulması da yeme bozukluklarına sebep olabilir. Sınavda başarılı olan ya da olumsuz bir olayla karşılaşan çocuğa çikolata, şeker gibi ödüller vermek, çocuğun hayatı boyunca kendisini her ödüllendirmek istediğinde ya da her üzüldüğünde yemeğe yönelmesine sebep olabilir. Özetle; ailenin yemekle olan ilişkisi, çocuğun yemekle olan ilişkisinde belirleyicidir.”