Son yıllarda, data teknolojilerinin ve dijitalleşmenin değişik sektörlerle bütünleştiğini ve “büyük veri” analizinin artan önemini deneyim ediyoruz. Birçok sektörü derinden etkileyen yıkıcı teknoloji dalgaları gayrimenkul sektörünü de etkileyerek yeni bir stratejik etkinlik alanı oluşturuyor. Söz mevzusu değişiklik, şirketlerin sürdürülebilir büyümelerini desteklemek adına farklılaştırıcı yeniliklerden ve teknolojik çözümlerden yararlanmalarını kaçınılmaz hale getiriyor. Gayrimenkul endüstrisinde iş yapma şeklini kökten değiştiren bu teknolojik gelişmeler, süreçlerin daha işlevsel ve daha yenilikçi bir hale getirilmesine olanak sağlıyor.

Bu kapsamda, gayrimenkul sektöründeki gelişmelerle ortaya çıkan “Proptech” (gayrimenkul teknolojisi) terimi da mühim bir sektör halini alıyor. Bu yeni kavramın detaylarını ve sektöre tesirini değerlendiren KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektör Lideri Görkem Meydana getiren, “Proptech, gayrimenkul yönetimi ve emlak işlemlerindeki verimliliği, şeffaflığı ve kullanıcı için kolaylığı artırmayı amaçlamakla beraber sektördeki teknolojik yenilikleri ve dijital çözümleri kullanarak süreçleri optimize etmeyi ve paydaşlar arasındaki iletişimi güçlendirmeyi hedeflemektedir. Hepsi hem bireylere hem de şirketlere gayrimenkul piyasasında daha etkili, güvenilir ve kullanıcı odaklı bir edinim sunmakla her iki tarafında gayrimenkul araştırma, satın alma, satma, kiralama, değerleme, pazarlama, finansal kaynak temini, tadilat, geliştirme ve yönetim şeklinde süreçlerinde etkin ve konforlu bir hizmet almasını amaçlamaktadır.” dedi.

“Proptech girişmelerine ABD liderlik ediyor”

Öte taraftan, bilhassa pandemi ile artan dijitalleşme ve son tüketiciye direkt hizmet sunma teriminin ehemmiyet kazanılmış olduğu dönemde gayrimenkul sektöründe bulunan internasyonal ve mahalli birçok firmanın bu dönüşüme ayak uydurduğunun gözlemlendiğini söyleyen Meydana getiren, “Teknoloji alanının genelinde olduğu şeklinde, küresel ölçekte Proptech girişmelerine de ortalama yüzde 60’lık pazar oranı ile ABD’nin liderlik ettiğini, Avrupa’nın ise yüzde 27’lik hisse ile takipte bulunduğunu görmekteyiz. Asya’nın ise pazardan düşük bir hisse (yüzde 3-4) aldığını sadece Hintli ve Çinli firmaların bu alandaki girişimlerinin hızlandığı görülmektedir1,2. Meydana getirilen çeşitli araştırmalara gore, 2023 yılı itibarıyla toplam pazar büyüklüğünün ortalama 30 milyar dolara ulaşmış olduğu ve önümüzdeki 10 yıl içinde de pazarın 3-4 kat gelişme potansiyeline haiz olduğu tahmin edilmektedir3.” bilgisini paylaştı.

“Dolayısıyla, klasik gayrimenkul sektörü anlayışından Proptech’e geçiş sürecinde, bilhassa girişim ve risk sermayesi fonları yatırımlarının göstereceği eğilim ile sektör paydaşlarının tekrardan şekillenen taleplerinin belirleyici olacağı düşünülmektedir.” diyen Meydana getiren, açıklamasının devamında şunları söylemiş oldu:

PropTech’in alanları ve avantajları

“Tasarımdan inşaata, inşaattan paylaşım ekonomisine kadar oldukça geniş bir yelpazede oyun alanı sunan Proptech’te esas amaç kullanıcının/tüketicinin yaşamını kolaylaştırmaktır. Günlük hayatta kullandığımız pek oldukça ürün, hizmet, mobil uygulama vb. ile esasen bu teknolojilerin kullanıcısı haline geliyoruz. Proptech için daha stratejik olan bazı alanları aşağıda sizler için özetledik.

Akıllı Gayrimenkul: Akıllı mülk teknolojileri, gayrimenkul varlıklarının takibinden yönetilmesi ve işletilmesine kadar teknoloji tabanlı platform ve sistemlerin tümünü içermektedir. Bu teknolojiler, sistemlerin performansı hakkında data sağlarken dijital olarak anlık yönetimi de uygulamalar ile büyük seviyede kolaylaştırmaktadır.

Gayrimenkul Paylaşımı: Proptech araziler, ofisler, mağazalar, depolar ve konutlar şeklinde dönemlik gayrimenkul varlıklarının ortak kullanımı yada kiralanmasıyla ilgili prosedürlerin teknoloji bazlı platformları ile akışını kolaylaştırarak mühim bir iyileşme sağlamaktadır.

Proptech & Fintech: Teknoloji ile finans ve gayrimenkul sektörlerinin paralel ilerleyişi öteki tüm sektörlerde olduğu şeklinde Proptech sektöründe de büyük bir dönüşüm yaratmıştır. Bunlara kapsamlı örnekler olarak4,

  • Iyelik İşlemlerini Basitleştirme: Geleneksel anlamda herhangi bir mülkün satın alınması, elden çıkarılması, ipotek başvuruları, kredi onayları, ödeme sürecindeki transferleri ve tüm yasal evraklar dahil olmak suretiyle uzun, üçüncü partilerin dahil olduğu ve devamlı denetim ihtiyacı doğuran finansal süreçleri ihtiva eder. Fintech sektörünün, Proptech girişimlerine entegre edilmesiyle tüm bu karmaşık ve klasik süreçler dijital ortama aktarılarak yalınlaştırılmış, işlemler arası evrak işleri azaltılmış ve üçüncü partiler yerine direkt son kullanıcı ile ivme kazanmıştır.

  • Finansal Kaynaklara Daha Geniş Erişim: Fintech, gayrimenkul sektörü için kitlesel fonlama ve dijital kredilendirme platformları şeklinde yenilikçi finansman modelleri geliştirerek gayrimenkul sektöründeki firmalar ve girişimler için finansmana erişim sağlama zorluğunun önüne geçmiştir. Gene Fintech’in sunmuş olduğu imkanlar yardımıyla Proptech sektöründeki işletmeler potansiyel yatırımcılar ve alıcılar alternatifli finansman seçeneklerine ulaşılabilir konuma gelmişlerdir. Bunlara ek olarak, Proptech ve Fintech iş birliği, ana paraya erişimini hepimiz için daha saydam ve erişilir kılarak daha çok sayıda gayrimenkul yatırımlarına ve projelerine katkı sağlamayı hedeflemektedir.
  • Veriye Dayalı Stratejik Karar Vermeyi Güçlendirme: Proptech ve Fintech’in iş birliği, oldukça sayıda gayrimenkul ve finansal verinin analizini kullanıcılar için mümkün hale getirmektedir. Algoritmaların da dahil olduğu bu değerlemeler, kira getirileri, pazar trendleri ve risk yönetimi hakkında tüm paydaşlara dayanağı olan bilgiler vermektedir. Veri bazlı strateji belirleme, yatırımların güvenilirliğini arttırırken tüm paydaşlara doğru, riski minimize edilmiş ve bu doğrultuda getirileri tutarlı opsiyonları değerlendirme imkânı sunmaktadır.
  • Emlak Yönetimi ve Kiracı Memnuniyetinin Artırılması: Proptech platformları, kullanıcılara finans teknolojisi yardımıyla kira ödemelerinde daha rahat, kira sözleşmelerinde daha otomatik ve çeşitli esnek ödeme seçenekleri sunmaktadır. Gayrimenkul operasyon yönetiminde kullanıcılar, Fintech destekli platformlar yolu ile tüm taleplerini otomatikleştirebilir, enerji yönetimini sağlayabilir ve güvenlik sistemlerini denetim edebilmektedirler. Tüm bu çözümler operasyonel verimliliği arttırmakla beraber, maliyetlerin düşmesi mevzusunda kiracılara olanak sunmaktadır.”

Geleceğe dair öngörüler

Görkem Meydana getiren, geleceğe dair öngörülerini ise şu şekilde özetledi: “Küresel ve mahalli ölçekte Proptech girişimleri değişik seviyelerde olsa da sektördeki gelişme eğilimi paralel bir halde devam etmekte ve artık gayrimenkul ekosistemi için Proptech girişimleri stratejik bir alan haline geldiği yadsınamaz bir gerçektir. Geçtiğimiz yıllarda, daha oldukça veriyi toplama, işleme ve çözümleme etme ile teknoloji süreçlerine dâhil olan girişimler artık üretici suni zekâ, robotik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti şeklinde teknolojilerin oldukça daha yoğun olarak geliştirileceği eşiğe gelmiş durumdalar. Türkiye’de ise daha popüler olan ve öne çıkan girişimler özetle pazaryerleri, ortak ofis kullanım uygulamaları, veri & analitik, inşaat teknolojileri vb. alanlarda yer aldığını görmekteyiz. Pek oldukça teknoloji yatırımının naturel döngüsünde olduğu şeklinde, gelişme hızının her geçen gün katlanarak artacağını ve devamlı farklılaşan ve gelişen gayrimenkul teknolojileri platformlarının karşımıza çıkacağını bekliyoruz. Zira vatanımızda ortalama 150-200 civarı girişimle bu alanda büyük gelişim potansiyeline haiz bulunduğunu söyleyebiliriz.”

2024’ten beklentiler

Tüm bunlarla beraber içinde bulunduğumuz 2024 senesinde sektörü şekillendirecek bazı ana başlıklar ehemmiyet kazanmaya devam ettiğini belirten Meydana getiren beklentilerini de deklare etti:

“Bunlardan ilki, suni zekâ ve makine öğreniminin daha etken olarak kullanılması olarak belirtilmektedir. Verilere dayanarak, küresel gayrimenkul sektöründe suni zekâ pazar büyüklüğünün 2027 senesinde 737 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmekte olup, toplam suni zekâ yatımlarının ise 2023 yılı itibarıyla 97,9 milyar dolara yetişmesi öngörülmektedir5. Bunun en mühim sebepleri, suni zekâ (AI) ve makine öğreniminin, gayrimenkul operasyonlarında yeni bir verimlilik periyodu başlatması ve gayrimenkul yönetimini optimize ederken enerji verimliliğini de desteklemesi olarak görülmektedir.

Öte taraftan, mülk görselleştirmesinde, artırılmış gerçeklik (AR) gerçek dünyayı dijital olarak daha zenginleştirirken, sanal gerçeklik (VR) ise kullanıcıyı tamamen sanal bir ortama taşıyacak ve bunların kullanımı oldukça daha yaygın hale gelecek. Sanal takip edilebilen rotalar, etkileşimli 3D modeller ve artırılmış gerçeklik (AR) ile güçlendirilmiş ön izlemeler, paydaşlar için rutin araçlar haline gelmiş olarak mülk araştırmalarını daha verimli hale getirecektir. Ek olarak, Goldman Sachs’ın analizine gore, VR ve AR pazarının 2025 yılına kadar 2,6 milyar dolar seviyesine çıkması öngörülmektedir 6.

Bunların yanı sıra, bir öteki sektör eğilimi olarak, en gündemde olan konulardan önde gelen ‘sürdürülebilirlik’ terimi ile gayrimenkul teknolojileri arasındaki uygulamaların daha güçlü olacağı yönünde karşımıza çıkmaktadır. Tüm sektörlerde olduğu şeklinde Proptech adına da görülmektedir ki gayrimenkul sektörü ve sürdürülebilir uygulamalar arasındaki uyum, karbon ayak izini azaltan teknolojilerin, akıllı HVAC (Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme) sistemlerin, enerji tasarruflu aydınlatma ve akıllı su yönetimi şeklinde, sanayi genelinde yaygınlaşması yönünde ilerlemektedir. Bu kapsamda, endüstride çevre dostu inşaat malzemelerin kullanımına ve enerji tasarruflu tasarımların uygulamalarına her geçen gün daha çok ağırlık verildiği gözlemlenmektedir. Öte taraftan, yatırımcılar, geliştiriciler ve tüketicilerde çevreye duyarlı seçimleri ön planda tutarak sürdürülebilir bir gayrimenkul ekosistemine katkıda bulunmak adına teşviklerini ölçülebilir bir halde ortaya koymaktadırlar.

Netice itibarıyla, Proptech 2024 senesinde da gayrimenkul sektörünü derinden şekillendirmeye devam edecektir. Proptech sektörü kendi içinde gelişmeye ve değişen teknolojinin değişik kollarıyla entegrasyonu devam ettirdikçe ticari gayrimenkulün geleceği her zamankinden daha parlak olacaktır. Proptech sektörünün gelişiminde ve gayrimenkul sektöründeki konvansiyonel bakış açısının değişmesinde bilhassa kaliteli teknoloji altyapısının, yatırımcıların & girişimcilerin iştahının, nitelikli işgücünün ve mevzuat elverişliliğinin de önemini unutmamak gerekir.”