PARA RÖPORTAJ/ İDRİZ ÇOKAL Dr. Sadık Ahmet, 24 Temmuz 1995 yılında şüpheli bir trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği güne kadar Batı Trakya’da yaşayan Türklerin haklarını savunan bir lider. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Dr. Sadık Ahmet, Yunanistan’ın Gümülcine şehrinde yıllarca milletvekilliği de yaptı. Ülke içinde ve uluslararası alanda Batı Trakya Türklerinin sorunlarını dile getirmek için öncülük eden bir isimdi. Sadık Ahmet’in vefatından sonra Türk devleti; eşi, kızı ve oğlunu hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Oğlu Levent Sadık Ahmet, eğitimini Türkiye’de tamamladı. Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme mezunu olan Ahmet, bugün uluslararası pamuk ve pirinç ticaretinde önemli atılımlar gerçekleştiriyor. Türkiye’nin en büyük pamuk tüccarlarından biri desek de abartmış olmayız. Türkiye’deki ve dünyadaki birçok tekstil, hazır giyim devinin pamuk tedarikçisi konumunda. Türkiye, Yunanistan başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden tedarik ettiği pamuğu tekstil sektörü ile buluşturuyor. Pamuğun yanı sıra, Yunanistan’ın Gümülcine şehrinde 200 dönümlük yaban mersini üretimi de gerçekleştiren Levent Sadık Ahmet’in iş hayatına giriş sermayesi ise annesinin verdiği 10 bin dolar olmuş. Bugün DCT Trading Dış Ticaret Anonim Şirketi, bu yıl sonunda 100 milyon doların üzerinde ciroya ulaşacak.

İlk röportajını PARA’ya veren DCT Trading Dış Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Levent Sadık Ahmet, İstanbul’da sorularımızı cevapladı, gelecek planlarını ve hedeflerini anlattı.

-Türkiye, babanız Dr. Sadık Ahmet’i çok yakından tanır. Oğlu Levent Sadık Ahmet’i de tanıyalım. Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1979, Gümülcine doğumluyum. Ortaokul ve lise 1’e kadar eğitimime Gümülcine’de devam ettim. Babamın vefatının ardından ailece Türkiye’ye geldik. Liseyi burada tamamladım. Daha sonra üniversiteyi Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nü okudum. ABD’de UCI University of California da pazarlama dersleri aldım.

-Eğitiminiz bitince hemen çalışmaya başladınız mı? İlk işiniz neydi?

İlk işim babamın çıkardığı gazetenin dağıtımını yapmak oldu. Henüz 13 yaşındaydım. Burada gazeteleri dağıtırken, tahsilat ile birlikte ilk işime de adım atmış oldum.

-Bu, çocukluğunuzda yaptığınız bir işti. Asıl iş hayatına atılmanız nasıl oldu?

Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra başladım. Babamın vefatından sonra ailemin tüm sorumluluğunu üstlenerek hızlıca iş hayatına atıldım. Dayım, Çalık Grubu’nun bir şirketi olan GAP Pazarlama’ya Yunanistan’dan mermer satışı gerçekleştiriyordu. Ahmet Çalık Bey’e pamuk tedarik etmek istediğimi söyleyince hemen talimat verdi, pamuk işine başladım.

-İlk Çalık’ta mı başladınız?

Ahmet Bey’e pamuk tedariki konusunda aracılık yapmak istediğimi aktardım ve bana büyük destek oldu. Küçük bir miktarla Yunanistan’dan pamuk tedarik ettik. İlk kontratımızı Gümülcine Kooperatifi ile yaparak, ticaretimize 2 bin ton olarak başladık. Ardından tonajlar büyümeye başladı ve Yunanistan pamuk piyasasında önemli bir tedarikçi olarak önemli alımlara imza attık.

-Pamuk ticaretinde sadece Çalık ile mi çalışıyorsunuz? İşleri nasıl büyüttünüz?

Ülkemizin önde gelen gruplarından Sanko Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ile görüştük. Adil Bey ile yaptığımız sohbette 1980’den beri Yunanistan’dan pamuk almamışlardı. Adil Bey bana çok güvendi, bir gün bile onun güvenini boşa çıkarmadım. 20 yıldır Sanko’nun ana tedarikçilerinden biri konumundayız. Bu 20 yıllık sürede sektörün birçok firmasının da pamuk ihtiyacını karşılamaya devam ettik. Son 15 yıldır ise Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm iplik fabrikalarına hammadde tedarik ediyoruz. İşimizi iyi yaptık, gerçekten çok çalıştık. Gece gündüz demeden yaptığımız bu işi, bugün çok iyi yerlere getirdik.

-Peki ticarete başladığınızda bir şirketiniz var mıydı? Şirketin büyüme sürecini anlatır mısınız?

Annemden aldığımız 10 bin dolar sermaye ile tam 21 yıl önce DCT Trading Dış Ticaret şirketini kurdum. Profesyonel iş hayatım böylece başlamış oldu. Zamanla tonaj artmaya başladı. İlk yıl 10 bin ton, sonra 50 bin ton, 60 bin tonlara çıktık. Aracılık piyasasında gerçekten söz sahibi olan bir firma olarak anılmaya başladık.

-Uluslararası piyasalara, Türkiye dışındaki şirketlere pamuk tedarik ediyor musunuz?

İşlem hacmimiz büyümeye başlayınca, uluslararası borsalardan da pamuk tedarikini gündemimize aldık. Bu anlamda ICA Liverpool üyesi olduk akabinde New York Pamuk Borsası’nda işlem yapmaya başladık. Orada da işlem yaptığımız için uluslararası alanda çevremiz gelişmeye başladı. Japonya’nın en büyük ticaret gruplarından Toyoshima’ya 14 yıldır pamuk veriyoruz. Ayrıca birçok ünlü markanın pamuk tedarikini de biz sağlıyoruz. Örneğin, yüz yıldır pamuk işi yapan birçok dünya devi ile hacimli işlemler yapıyoruz. Toplam 30 milyon dolarlık ihracatımız bulunuyor.

-Yıllık ne kadarlık pamuk satıyorsunuz, cironuz ne kadar, şirkette kaç kişi istihdam ediliyor?

Şirket merkezimiz İstanbul’da. Biz bir dış ticaret şirketi olduğumuz için istihdamımız da bir üretim firması kadar değil elbette. Toplam 12 kişilik bir ekibiz. 2 bin ton ile başladığımız pamuk ticareti, bugün yıllık 130 bin tona ulaştı. 2022 yılında 80 milyon dolarlık ciro yaptık. Son beş yılda dikey büyüyoruz. Bu yıl sonu 100 milyon dolar, 2024’te 125 milyon dolarlık ciro öngörüyoruz. Pamukta Türkiye’nin en büyük ihracatçısı olmayı hedefliyoruz.

-Rakamlar oldukça iyi, şirkete hiç ortaklık teklifi gelmedi mi?

Ulusal ve uluslararası fonlardan kapımızı çalanlar oluyor. Görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bir yandan hedeflerimizi gerçekleştirirken, bu gibi girişim sermayesi fonlarının yatırımlarını da değerlendirmeyi sürdürüyoruz. Uzun vadede de halka açılmayı gündemimize aldık.

-Pirinç ticaretinde ne durumdasınız? Biraz da pirinç ticaretinden bahseder misiniz?

Pirinç ticaretinde de önemli atılımlarımız var. Bugün TMO’ya ve piyasaya pirinç satışı yapıyoruz. Pamuk ana ürünümüz fakat pirinç ticaretinde de 10-15 bin ton civarında satış hacmine sahibiz.

-Türkiye’de pamuk üretimi geriliyor. Eskiden ihracatçıydık, şimdi ithalatçıyız. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı bölgelerde pamuk üretimi eskisi gibi yapılmıyor. En büyük pamuk ithalatçılarından biri olduk. Bundan 15 yıl önce Türkiye’nin pamuk tüketimi bir milyon tonun altındaydı ve 650-700 bin ton ortalama bir üretimi vardı. İthalat daha azdı. Tekstil sektörü o kadar büyüdü ki; şu an, eğer bu son bir yıldaki dünyadaki resesyon, enflasyonun getirmiş olduğu sıkıntılar olmasaydı, 2024 yarı yılında, Türkiye ikinci çeyreğinde 2 milyon ton pamuk tüketecekti. Eski üretim olsa bile yetmezdi. Evet, Türk üreticisini koruyalım, kendi üreticimizi koruyalım ama sanayici de sonuçta bu hammaddeyi bulmak zorunda. Yani sadece üretim değil, doğru üretim yapalım. Üretici para kazansın, tekstilcinin hammaddesi elinin altında olsun ama yetmediğinde ise alternatiflerden çok hızlı bir şekilde yararlansın.

“Çırçırcıdan alıp iplikçiye satıyoruz”

Türkiye, Yunanistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Afrika’nın birçok ülkesinden pamuk alımı yapıyoruz. Pamuğu çırçırcıdan alıp iplikçiye, tüccarlara satıyoruz. Tüm bu aracılık hizmetlerimiz içinde iki İsviçreli, iki Fransız ve Japon firmanın yabancı temsilciliğini üstlendik. Böylece transit iş yapmaya başladık. Yani DCT Trading olarak Yunanistan’dan aldığımız pamuğu İsviçreli firmaya satıyoruz. Onların üzerinden de Çin’e yükleme yapılıyor. Örneğin 2011’de bu şekilde Çin’e en çok tedariki biz sağladık.

“New York Pamuk Borsası’nda aktifiz”

New York Pamuk Borsası’nda neredeyse 24 saat işlem yapılıyor. Orada sürekli mal alıp satabilirsiniz. Buradaki işlemler büyümemizde çarpan etkisi yarattı, diyebilirim. Bu işlemler için aldığımız danışmanlıklar sonucu edindiğimiz bilgi birikimi önemli oldu. Elbette Türkiye’de de çalıştığımız bankaların da verdiği danışmanlık hizmetlerinin çok kıymetli olduğunu söyleyebilirim. Kontrat bazında pozisyon alıyoruz ve duruma göre kesinlikle ama her pozisyonumuzu kendi üzerimize olan pozisyonu, duruma göre kesinlikle ‘hedge’ ediyoruz. 24 saat New York Pamuk Borsası’nda aktif bir şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Bunun yanında, emtia borsalarını sürekli takip ederim.

“Gümülcine’de yaban mersini bahçemiz var”

Doğduğum şehir Gümülcine’de 200 dönüm üzerine yaban mersini üretimi gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda kiraz ve yaban mersinlerini alıp paketleyip Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Almanya, İngiltere, İsviçre ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa’ya sezonda 80 bin ton kiraz gönderiyoruz. Meyve paketleme, şoklama tesisi de kurduk. Yaban mersinlerini Avrupa pazarlarına göndereceğiz. Bugün yatırımımız 200 dönüm üzerinde ama yabancı yatırımcılar ile görüşmelerimiz devam ediyor. Yatırımı 500 dönüme çıkarmak gibi bir hedefimiz de bulunuyor. Yaban mersininde Yunanistan’ın en büyük ihracatçısıyız. Meyve bahçelerimiz ve paketleme tesislerimizde hasat döneminde 110 kişi çalışıyor. Yaban mersinini Yaka Cherry & Berry markasıyla ihraç ediyoruz.

“Borsada iyi bir yatırımcıyım”

İstanbul Borsası’ndan biriktirdiğim hisse senetleri var. Rahmetli babamdan hisse senedi kalmıştı. Topluyormuş ufak ufak alıyormuş, öyle bir miras kaldı. Ben de biriktiriyorum. Türkiye’nin 500 büyük sanayi şirketlerinin hisselerine yatırım yapıyorum. Genelde orta ve uzun vadeli bir yatırımcıyım. Kulaktan dolma al-sat bilgileriyle hareket etmeyi tercih etmiyorum.