Türk-İslâm dünyasının yetiştirdiği büyük astronomi bilgini ve devlet adamlarındandır.
Meşhur Timurlenk’in torunu olup, babası Şahruh’un vefatı üzerine Doğu Türk İmparatorluğu’nun başına geçmiştir.
Dönemi bir çok siyasî ve askerî karışıklıklarla geçen Uluğ Bey 1449 yılında, kendisinin yerine geçmek isteyen oğlu ile giriştiği mücadeleyi kaybedince savaş meydanından kaçıp Semerkant’a sığınmak istemiş, bir süre önce koruması için şehri kendisine teslim ettiği komutan eski hükümdarı şehre kabul etmemiş, bunun üzerine oğlu tarafından kovalanan Uluğ Bey, esir düşmemek için, Türkistan sınırlarına kaçmıştır.
Bu maceranın sonunun gelmeyeceğini anlayınca oğlunun merhametine sığınan büyük hükümdar ne yazık ki, oğlunun yakınlarından ve daha önce bir suçu sebebiyle babasını katlettirdiği Abbas adlı bir kimseye teslim edilmiştir. Abbas, Uluğ Bey’in öldürülme müsadesini alınca onu Semarkant yakınlarındaki Bağrin Köyü’ne götürmek ve bir takım işkencelerden sonra başını kılıçla kesmek suretiyle şehid etmiştir.
Babasının öldürülmesi emrini veren yeni hükümdar Abdüllatif Mirza ise, altı ay kadar saltanat sürdükten sonra bir suikasta kurban gitmiş, onun da kesik başı babası Uluğ Bey’in kabri önünde teşhir edilmiştir.