PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Bilgisayar ve interneti kullanarak evden çabalama, başka şehir ya da ülkeden çabalama benzer biçimde kolaylıkların bir sınırı olduğu ortaya çıktı. Dünyanın en büyük oldukca uluslu teknoloji şirketlerinden IBM, başta yöneticileri olmak suretiyle çalışan tüm elemanlarına bir ultimatom verdi ve “Ya işe gelirsiniz ya da çekilme etmiş sayılırsınız” dedi.

Ultimatom, firmanın başkan yardımcısı John Granger’dan geldi. Granger, departman müdürlerinden en kısa zamanda yanıt bekliyoruz. Aksi halde kendilerini çekilme etmiş sayacağız. Yerlerine, her gün bizzat işe gelen elemanlardan seçim yapacağız” dedi.

Yöneticilerin, haftada beş gün işe gelmesi hala gerekmiyor. Fakat en azından üç gün, şirkette bulunmak zorundalar. Şirket binasına 50 milden (80 km) daha uzakta oturan elemanların ise ağustos ayına kadar yakın bir adrese yerleşmeleri gerekecek. Askeri hizmette olanlar ve bulundukları yerin yakınında olan hastanelere bağımlı olanlar, bu uygulamadan muaf tutulacak.

Karara gerekçe olarak ülkenin Covid-19 pandemisinden çıkması ve firmanın bazı bürolarını kapatma sonucu almasının görevi olduğu belirtiliyor. IBM’in CEO’su Arvind Krishna, suni zeka kullanımı sebebiyle önümüzdeki beş yıl içinde şirket personelinden 7 bin 800 kişinin işten çıkarılacağını söylemiş oldu. Krishna, geçen senenin ocak ayında 3 bin 900 çalışanın iş akdinin feshedildiğini, yeni uygulamanın ise bir tek IBM’e özgü olmadığını, pek oldukca teknoloji şirketinin suni zekayı giderek daha büyük oranlarda iş yaşamına kattığını belirtti. IBM’in 177 ülkede 288 bin 300 mensubu var. ABD’de ve dünya genelinde etkinlik gösteren şirketlerin yüzde 4’ünün IBM benzeri uygulamalar içinde olduğu ifade ediliyor. Bu oran, sayısal olarak binlerle anlatılan şirket anlamına geliyor.

Amazon’un CEO’su Andy Jassy de benzer bir uygulamaya gitmişti. Şirketten meydana getirilen açıklamada, haftada üç gün işinin başlangıcında olmayan Amazon çalışanının günlerinin sayılı olacağı mevzusunda ikazda bulunulmuştu.

KIDEMLİLER DAHA ÇOK ŞİRKETTE

Meydana getirilen anketlerde C süit şirket liderlerinin “full-time” uzaktan çabalama oranları 2022’de yüzde 34, 2024’te ise yüzde 1 oranlarında düştü. Bu anketten anlaşılan netice ise şirketlerin kıdemli çalışanlarının, şirkette daha sık bulunmuş olduğu yönünde. C süit yöneticiler; icra kurulu başkanı (chief executive officer – CEO), mali işler müdürü (chief financial officer – CFO), baş işletme görevlisi (chief operating officer – COO), bilişim kurulu başkanı (chief information officer – CIO) benzer biçimde makamları kapsıyor.

Bilgisayarın ve on-line bağlantıların gelişmesiyle beraber 1970’lerde ortaya çıkan evden çabalama modası, pek oldukca firmanın işine gelmişti. Jack Nilles’in “Telework” (Tele-çalışma) adını verdiği sistem, hem çalışanlara hem de işverenlere avantaj sağlıyordu. 1979’da ilk gerçek uygulamayı IBM başlattı. Beş elemanına evden çabalama izni verdi. 1983’te ABD’de evden çalışanların sayısı iki bini geçmişti. 1992’de Amerikalı teknoloji yazarı Carl Malamud, lap-top bilgisayarıyla dünyayı dolaşan fakat her yerde işiyle ve eviyle bağlantı kurabilen kişileri “dijital nomadlar (göçebeler)” olarak adlandırdı.

1995’te uygulamaya bir çarpıcı söz buldular: “İş, sizin yaptığınız bir şeydir, gezi ettiğiniz bir şey değil”. Bu çarpıcı söz hemen sonra şu şekilde değişti: “İş bizim yaptığımız bir şeydir, nerede olduğumuzla ilgili değildir.”

2000’lerde uzaktan çabalama ve tahsil için teknolojiler geliştirildi. “İşbirlikçi yazılımlar”, “hususi şebekeler”, “konuşma sistemleri”, “video telefonlar”, “web girişleri”, “bulut bilgisayarcılığı”, “mobil telekomünikasyon” vs benzer biçimde. Laptoplar, tablet bilgisayarlar, akıllı telefonlar, masa üstü bilgisayarları, web erişimi için Wi-Fi sistemleriyle donatıldı. İletişimi kolaylaştırmak için de Zoom, Webex, Microsoft Teams, Google Meet, Slack, WhatsApp benzer biçimde yazılımlar kullanıldı.

2003’te ABD’de dört milyon şahıs evinden çalışıyordu. 2010’da bu çabalama yöntemiyle ilgili kurallar koyan bir yasa kabul edildi. 2019’un sonlarında Covid pandemisi geldi. Evden çalışanların sayısı, adeta patladı.

Avrupa’ya bakacak olursak. 2020’de AB üyesi ülkelerde, hanımefendilerin yüzde 13.2’si, adamların yüzde 11.5’i evden çalıştı. Hanım/adam averajına nazaran üstün dereceli, yüzde 25.1 ile Finlandiya’ya aitti. Bu ülkeyi yüzde 23.1 ile Lüksemburg, yüzde 21.5 ile İrlanda, yüzde 18.1 ile Avusturya, yüzde 17.8 ile Hollanda takip etti. Evden çalışanların yaş averajı, 15-64 arasıydı.

Stanford Üniversitesi’nden iktisat profesörü ve uzaktan çabalama uzmanı Nicholas Bloom 2023’te, bu yöntemin hem işçiye hem işverene avantajlarının yanı sıra sakıncaları da olabileceği mevzusunda uyarıda bulunmuş oldu. Bunların ne olduğuna bakalım.

AVANTAJLARI

* İşverene maliyet azalıyor. Çalışanın otomobilini park etmiş olduğu alandan, aydınlatma, ısıtma, klima harcamalarına, bilgisayar ekipmanı ve mobilyadan, öğle yemeğine kadar pek oldukca kalemde tutum sağlanıyor. Çalışanların işe gidiş geliş harcaması sıfırlanıyor.

* 1976’da ortaya çıkan “İş Karakteristiği Teorisi”ne nazaran çalışanlara sağlanmış olan otonomi; daha yüksek motivasyona, yapmış olduğu işten duyduğu memnuniyete, yüksek iş performansına yol açıyor. Hastalık ve değişik aileyle ilgili sebepler ileri sürülerek işe olan devamsızlık da ortadan kalkmış oluyor.

* Uzaktan çabalama, trafikte daha azca motorlu vasıta, daha azca çevre kirliliği anlamına geliyor. Covid-19 döneminde on milyonlarca şahıs evden çalışmış, bu da küresel karbondioksit salımının ciddi oranlarda düşmesini sağlamıştı.

* Üretkenlik arttı. Çalışanlar, başlarında müdür baskısı olmadan, daha sakin ortamlarda işlerini yürüttüler ve kendi performanslarının arttığına şahit oldular. Bu zamanda ev satın alırken ya da kiralarken minik de olsa ofis yapacakları bir odanın olup olmaması büyük ehemmiyet kazanmıştır.

* 2020’de meydana getirilen bir ankette 4.9 milyon Amerikalının, iş yerinden minimum 20 mil (32 km) uzağa taşındığı ortaya çıktı. Böylece kentte ya da kente yakın yerlerde bulunan meskenlerin pahalı kiralarından kurtulmuş oldular.

DEZAVANTAJLARI

* Çalışanlar, ofis ruhundan uzak kaldılar. “Yoksun kaldılar” demek daha doğru olacak. İnsanlar, daima için birbirleriyle diyalog kurma, karşılıklı birer kahve içme, şakalaşma benzer biçimde etkinliklere sıcak baktılar. Psikologlar buna, yüzyüze etkileşim (face-to-face interaction) diyor. Evde bu tür sosyalleşmeler olmuyor. Tam tersi, çocuklarınızın gelip sizi meşgul etmesi, hatta eşinizin iyi niyetle bir kahve getirmesi bile dikkatinizi dağıtabilir. Yaptığınız işin üstünden bir kez daha geçmek zorunda kalabilirsiniz. 2012’de meydana getirilen bir ankette, evde çalışanların yüzde 54’ü, toplumsal ve ustalaşmış etkileşimi kaybettiklerini belirtmişti.

* İş motivasyonunun da evde yüksek olduğu söylenemez. İş yerinde ekranı başlangıcında çalışanları görmek, müdürlerin/şeflerin varlığını bilmek, işin yetiştirilmesi için üstünde baskı sezmek, size maksimum motivasyon sunar.

* Evde çalışırken enformasyon güvenliği ile ilgili kaygı duymanız normaldir. 2020’de meydana getirilen ankette, evde çalışanların yüzde 59’u, iş yerinde çalışırken siber-güvenliği daha kuvvetli bir halde hissettiklerini açıklamışlardı.

* İş yerinde çalışırken bilgisayarınız arıza yaptığında, ilgili departmanı ararsınız. Onlar da gelir sorununuzu çözer. Evde bir arıza olduğunda tamamen tek başınızasınız. Size yardım edecek asla kimse olmaz.

* İşte iken yönetimsel sorunlarla uğraşmazsınız. Evde, vergilendirme meselesiyle bir tek siz uğraşırsınız. İş yerindeki personel servisinden yardım alamazsınız. Ne yapacağınızı bilemediğiniz zamanlarda da başınıza bela açılabilir.

* İşyerinde haftada beş gün, 35-40 saat arası mesai yaparsınız. Evde çalıştığınızda bu sürenin 55 saate kadar çıkmış olduğu tespit edilmiş. Dünya Sıhhat Örgütü ve Internasyonal Emek verme Örgütü, evden çalışanların bundan dolayı mühim sıhhat riskleri taşımış olduğu mevzusunda uyarıda bulunmuş oldu. Bir tek sağlığınız bozulmuyor. Kendinizi rahatsız hissediyorsunuz, uyku düzeniniz bozuluyor, yaşantınızın günlük rutinleri aksıyor, anksiyete benzer biçimde negatif durumlar ortaya çıkıyor, hem iş hem aile stresiniz artıyor, ekran başlangıcında gereğinden fazla kalıyorsunuz. İyisi mi, siz işinize gidin.

TEMBELLİK HAKKI

Aslına bakarsak bilgisayarlarda çalışmaktan oldukca ilkin insanların çabalama hakkı olup olmadığı tartışılıyordu. Küba asıllı Fransız yazar Paul Lafargue (1842-1911), yazıya döktüğü “Le Droit a la Paresse” (Tembellik Hakkı) adlı kitabında, işçilerin ücretli emeğinin, daha oldukca iş imkanı adına genişletmeye çalışılmasına karşıydı. Lafargue, çabalama hakkının aksine tembellik hakkını savundu. 69 yaşlarındayken intihar eden yazar, geride bıraktığı mektupta şu şekilde yazmıştı: “Yaşlılığımın beni, fiziki ve mental güçlerden soyutlamasına, enerjimi paralize edip irademi kırmasına ve bana yük olmasına izin vermeyeceğim. Yaşamdan ayrılmak için 70 yaşımı seçtim.”