Uluslararası işe alım danışmanlığı şirketi PageGroup tarafından dünya genelinde yaptırılan 2023 Yetenek Trendleri Araştırması; internetin hayatımıza girmesinden bu yana, işyerlerinde görünmez bir devrimin ve çalışma kültüründe tüm zamanların en derin dönüşümünün yaşandığını gösteriyor.

Pandemi sonrasında tüm dünyada minimum çaba ile sadece gerektiği kadar çalışma akımı (Quiet Quitting ) iş yeri dinamiklerinde bir dönüşüme yol açtı. Bu dönüşümle birlikte dünya genelinde bugüne kadar hiç bir sektörün deneyimlemediği bir “Görünmez Devrim” su yüzüne çıktı.

Çalışanların tutum ve motivasyonunda büyük boyuttaki değişimler, yetenek konusunda ise yepyeni bir manzara ortaya koyuyor. Bu değişimle birlikte, istihdam piyasasında uzun soluklu bir dönüşümün ayak sesleri duyuluyor. Maaş, kariyerde ilerleme, yeteneklerin geliştirilmesi ve esneklik, sürdürülebilir ve başarılı yetenek stratejisi, çalışan ve işverenin birbirini seçebilmesinde büyük önem taşıyor.

PageGroup Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, Türkiye’nin de dahil olduğu 36 pazarda yaklaşık 70 bin işveren ve iş arayanın görüşlerine dayanan 2023 Yetenek Trendleri Araştırması’nın, genç yeteneklerin sadakat, iş tatmini, maaş, iş-yaşam dengesi ve çeşitlilik, kapsayıcılık, esneklik gibi kriterle üzerinden görüşlerini yansıtmak amacıyla tasarlanan türünün en kapsamlı çalışması olduğunu vurguluyor. Global pazarda en önemli işgücü piyasası eğilimlerini ve iş arayan adayların tutum ve motivasyonlarındaki değişiklikleri belirlemek amacıyla, Kasım 2022 ile Ocak 2023 ortası arasında gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, çalışanların beklentilerinde dramatik değişimlerin olduğunu gösteriyor.

Cömert, araştırma sonuçları ile ilgili olarak, Türkiye’deki eğilimlerin küresel yetenek pazarıyla paralellik gösterdiğini ifade ederek, yeni nesil yetenekler için iş- özel yaşam dengesi, rekabetçi bir maaş ve güçlü kariyerle ilerleme beklentilerinin pazarlık edilemez hale geldiğine dikkat çekiyor. Cömert “İş ve özel yaşamdaki köklü değişime her yaş grubu, ülke ve sektör uyum sağlamak durumunda kalacak. İnsanların işleriyle ilişkilerinde evrensel bir sıfırlama olduğu açıktır. Bu değişimlerin kalıcılığını kabullenmek gerekiyor.” diyor.

Çalışan bağlılığı kural değil, sıra dışı bir durum halini aldı. İstifalar döngüsü ise hız kesmezken değişim yeni statükoyu temsil ediyor. Rekabet avantajı elde etmek isteyen işverenler, artık genç yeteneklerin önceliklerine odaklanarak, bu yeni gerçeklikle yüzleşmek zorundalar.

Araştırmadan çıkan büyük resme göre; iş yerinde bütünsel bir kültürel devrimle, yetenek-değer denklemi kalıcı olarak sıfırlandı. Yetenek unsuru, güç dinamiğinde bütünsel bir değişimle, artık kesin bir şekilde kontrolü ele geçirdi.

Araştırma sonuçlarını Fatih Cömert şöyle özetliyor;

Türkiye’de çalışanlar değişime açık: sadakat cazibesini kaybetti

Araştırmaya katılanların neredeyse yüzde 97’si iş değiştirmeye sıcak bakarken, yüzde 57’si aktif olarak iş arıyor. Çoğu çalışanın, yaş, cinsiyet, şu anda tutulan pozisyon ve sektörden bağımsız olarak, yeni kariyer zorluklarına açık olduğu gözlemleniyor. Pandeminin başlangıcından beri çalışanların yüzde 60’ı pozisyon değiştirmiş. Uzun süre tek bir şirkette çalışma kültürünün demode duruma gelerek, işten işe geçiş yeni bir norm olmaya başladı. Özel hayata gösterilen ilgi ve özen ile esneklik ihtiyacı arttı. Bu, işverenlere karşı sadakatin azalmasına neden oldu. Güç dengesi şirketlerden adaylara kayıyor ve yeteneklerin artık ellerinde birçok teklif var. Bu durum münferit değil, adeta evrensel bir akım haline geldi.

Ekonomik zorluk arttıkça, iş değiştirme hevesi de artıyor

Yeni fırsatlara açığım diyenlerin oranı, dünyadaki zorlayıcı ekonomik tabloya rağmen azalmıyor. Aslında ekonomik performans zorluğu ile yeni bir iş arama hevesindeki artış arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor. Yani ekonomik ortam kişileri zorladıkça, Türkiye’deki iş gücünün yüzde 82 si tedbirli olmaktansa, daha çok iş aramaya koyuluyor. Bu oran Polonya’da yüzde 74, Portekiz’de yüzde 67, İngiltere’de yüzde 53, Almanya’da yüzde 43 olarak görülüyor.

İş tatmini artık her şeyden önce gelmiyor

Türkiye’de araştırmaya katılanların yüzde 28’i maaşlarından memnun olsalar bile, kendileri için daha iyi seçenekler aramaya istekliler. Bu durum işverenler için önemli bir sinyal. Yetenekleri çekmek ve elde tutmak zorlaşıyor. Kolektif bilinçte işle ilişkinin artık bir öncelik ve yaşam doyumu kaynağı olmaması dikkat çekici bir boyuta ulaşıyor. Yeni nesil yetenekler ‘proje modunda’ iş yapmayı ve çoğunlukla, uzun vadeli bir işten ziyade, beceri kazanabilecekleri deneyim ve fırsatları tercih ediyor.

Para yoksa ben de yokum

Türkiye’deki genç yeteneklerin yüzde 72’si aldıkları ücreti emekleri için yeterli bulmazken, yüzde 61’i maaşın bir iş ilanında en etkileyici bilgi olduğunu söylüyor. İşverenler ise, maaşın öneminin farkında olmakla birlikte, yüzde 87 si maaş beklentilerinin karşılanmasını, işe alımlarda karşılaştıkları en büyük zorluk olarak görüyor. Bu yeni gerçeklikte, ücretlendirme, işleri değiştirmek için daha da güçlü bir motivasyon oluyor. İş arayan adaylar, harcadıkları zaman ve enerji için adil bir maaş bekliyor. Yeni bir pozisyonu kabul etmek söz konusu olduğunda maaş hala bir numaralı faktördür. Araştırmaya göre enflasyonun etkisini dengeleyecek bir maaş arayışının öne çıktığını söyleyen Cömert, işverenler en değerli yeteneklerin maaşlarını sürekli olarak izlemelerini tavsiye ediyor. Çünkü Türkiye’de çalışanların yüzde 75’i iş yerlerini değiştirmeden önce ücret artışı talep etmiyor. Bu, maaşları rol ve sektör ortalamalarıyla uyumlu hale getirmek için sürekli olarak gözden geçirmenin gerekli olduğu anlamına geliyor. Fatih Cömert, bunun için, referans bir bilgi kaynağı olarak, rol ve sektör başına ortalama maaşı gösteren Maaş Rehberini her yıl güncellediklerini belirtiyor.

İş ve özel yaşam dengesi ayrıcalık değil, artık evrensel bir hak

Türkiye’den araştırmaya katılanların yüzde 50’si için iş ve özel yaşam dengesi, iş memnuniyetine katkıda bulunuyor. Her 10 kişiden 6’sı iş-yaşam dengesine kariyer başarısına göre öncelik veriyor ve yüzde 23’ü, refahları üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini düşündükleri takdirde terfi etmeyi reddediyor. Diğer Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 54’lere ulaşıyor.

Esneklik bir fayda değil, gereklilik oldu

Bir şirketin çalışanları için iş-yaşam dengesi kavramını tanımlama şekli, görünmez devrimden sağ çıkıp çıkmayacağını belirleyecek. Esneklik, pandeminin ve dijital devrimin doğrudan bir sonucu olan temel unsurların başında geliyor. Esnek çalışma saatleri katılımcıların yüzde 67’sı için ve hibrit çalışma sistemi ise katılımcılardan yüzde 75’ü için temelde önem taşıyor. Fatih Cömert, esnekliğin artık bir işverenin isteğe bağlı olarak verebileceği bir fayda olmadığını, aksine, temel bir beklenti haline geldiği için şirketlerin de bu konuda esnek olmalarını öneriyor ve ekliyor: ” Çalışanların her gün deneyimledikleri konular üzerinde anlamlı bir etki yaratmak için basmakalıp olmayan bir düşünce tarzı edinmek gerekiyor.”

Yeni denklem: maaş + kariyer gelişimi + esneklik

İnsanlar kendi değerlerini merkeze alıyor ve daha iyi gördükleri bir iş teklifini tercih ediyorlar. Artık neredeyse hiç kimse iş-yaşam dengesinden ödün vermeye istekli değil. Ancak işlerine başka bir net değer denklemi temelinde değer veriyor: maaş + kariyer gelişimi + esneklik. Artık istihdam temellerinin vazgeçilmez olan bu üç sütun üzerinde atılması gerekiyor.

2023 Yetenek Trendleri raporunun bu önemli sonuçları, görünmez bir devrimi açıkça gözler önüne seriyor. Bu durum, geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında çalışma kültürüne yaklaşımdaki en derin değişiklik olarak yorumlanıyor. Bu nedenle, etkili ve sürdürülebilir bir yetenek çekme stratejisi oluşturmak, şirketler için kritik önem taşıyor. 2023 Yetenek Trendleri Raporu, işverenlerin bu yıl ve sonrasında karşılaşmakta oldukları zorluklara doğru yanıtı formüle etmek için daha fazla veri sağlamaya yardımcı oluyor.

2023 Yetenek Trendleri Araştırması Hakkında:

2023 Yetenek Trendleri Araştırması, uluslararası işe alım danışmanlığı şirketi PageGroup tarafından yaptırılan, yetenekli ve becerikli beyaz yaka çalışanlarla ilgili dünya çapında yapılan türünün en kapsamlı ve sağlıklı araştırması olma özelliği taşıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu 36 pazarda yaklaşık 70 bin işveren ve iş arayanın görüşlerine dayanan araştırma, genç yeteneklerin sadakat, iş tatmini, maaş, iş-yaşam dengesi ve çeşitlilik, kapsayıcılık esneklik kriterleri üzerinden görüşlerini yansıtmak amacıyla tasarlandı.

Araştırmaya katılanların özellikleri:

Yaş: 20 li yaşlar (yüzde 21), 30’lu yaşlar ( yüzde 38), 40’lı yaşlar(yüzde 31), 50’li Yaşlar (yüzde 9) , 60’lı yaşlar (yüzde 1)

Yönetim Sorumlulukları: Üst Düzey (yüzde 10), Orta Düzey (yüzde 45), Alt Düzey ( yüzde 22), Yönetimsel Sorumluluğu Olmayan ( yüzde 23)

yüzde 4 Engelli

İstihdam Statüsü: Tam zamanlı çalışan ( yüzde 77), İşsiz ve iş aramakta olan ( yüzde 15) Yarı zamanlı çalışan ( yüzde 3), serbest meslek (yüzde 4)

Çalışma Süresi: 2019 öncesi yeni işe başlayan (yüzde 33), Yakın zamanda işe başlayan (yüzde 32), Pandemi sırasında işe başlayan ( yüzde 28), 2019 da işe başlayan (yüzde 7)

Aile demografisi: Evli veya birlikte yaşayan (yüzde 62), Çocuk sahibi ( yüzde 42), bekar (yüzde 36)