DAVOS’LA ONE MINUTE ile başlayan “YIRTIK” sanırım 2013’te tavan yapmış ve BÜYÜK AYRIŞMA başlatmıştı. 2013’te Erdoğan’ın OBAMA ile yolları ayıran ziyareti, GEZİ ve 17-25 Aralık Operasyonları Türkiye’nin derin sarsıntılarıdır. 15 Temmuz’a kadar giden zelzele budur. 15 Temmuz’un öncesi ise ilginçti. KALKIŞMA’ dan yaklaşık bir ay önce Muhammed Ali’nin cenaze töreni için Louisville’ e gitmiştik.. Başkan Erdoğan, ALİ’yi son yolculuğunda yalnız bırakmak istememişti. Ben cenazeden sonra otele dönmüş akşam verilecek İFTARA bir taksi ile katılmıştım. Ahıska Türkleri’nin verdiği iftara geldiğimde herkes oradaydı. Son gelen olduğum için TABLOYU daha net görmek mümkün oldu. Abartmış olmak istemem ancak gün içindeki programlar dahil TÜRK KONVOYUNU TEK BİR POLİS OTOSU izliyordu.. Güvenlik böyle sağlanıyordu! İftar masasında “BURADA İŞLER HİÇ İYİ DEĞİL! Umarım sonu hayır olur” demiştim… Neyse… Erdoğan, 2013’te ABD’den döndükten sonra GEZİ olayları başladı. 27 Mayıs 2013’te… Gezi Parkı olaylarının ardından DAVASI geldi. Devlet, olayların Türkiye geneline yayılmasıyla kaos ve kargaşa ortamı meydana getirilerek hükümetin ortadan kaldırılacağını düşündü.
Açık Toplum Vakfı, birinci derece şüpheliydi. Olayların arkasındaki güç olarak tanımlanıyordu.
Organizasyon ve para desteğinin buradan geldiği ileri sürülmekteydi. Açık Toplum Vakfı Yönetim ve Danışma Kurulu Başkanı Ali Hakan Altınay, gözaltına alınıyor sonrasında serbest kalıyordu… Ancak perde gerisinde gerilim sürdükçe sürüyordu.. Ve arka plandaki yollar SOROS’a çıkıyordu. Açık Toplum Vakıfları, Macar asıllı ABD’li işadamı George Soros tarafından 1984 yılında kuruldu ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından özellikle eski komünist ülkelerde temsilcilikler açarak hızla büyüdü. VAKIF “DEMOKRATİK HÜKÜMETLER ÇIKMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ” diyordu. Vakfın ilk kurulduğu yer Macaristan’dı. Ve 70’ten fazla ülkede faaliyet gösteriyordu. Milyarlarca DOLAR harcanıyordu.

Açık Toplum Enstitüsü, Türkiye’deki faaliyetlerine 2001 yılında temsilcilik ile başladı. VAKIF olmadan yani….
2001 ile 2006 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde Türkiye’de 86 projeye destek verildi. Vakfın 2008-2013 yılları arasındaki 5 yıllık dönemi kapsayan faaliyet raporunun girişinde İshak Alaton imzasıyla yer alan yazıda, “Açık Toplum Vakıflar ağı uluslararası ölçekte günümüzde 72 ülkede faaliyet gösteriyor.
Faaliyetleri için gerek duyduğu kaynakları çok büyük ölçüde, kurucusu olan ve Wall Street tarihinin en başarılı yatırımcısı sayılan George Soros sağlıyor…” ifadeleri yer alıyor. Bu 5 yıllık dönemde vakıftan, aralarında TOG, TESEV, DİTAM, DİSA, SALT, TÜSEV, GPOT, Anadolu Kültür, KA-MER, LGBT gibi bir çok örgütün bulunduğu 75 sivil toplum kuruluşu ile Koç, Bilgi, Kültür ve Boğaziçi Üniversitesi’nin de olduğu 15 farklı kamu kurumu yararlanıyordu..
Ve yardım edilen toplam proje sayısı 252’ye ulaşıyordu.
Soros, DEMOKRASİ getirmek isterken SEÇİLMİŞ HÜKÜMETLERİ GÖTÜRMEKLE suçlanıyordu. Sadece burada değil. Pek çok ülkede başı dertteydi. Ancak bilinmesi gereken KÜRESELCİ bu anlayışın TÜRKİYE’de çok ama çok güçlü olduğu gerçeğiydi. İsimlere, kurumlara girmek istemem. TABLO böyleydi… Soros, Erdoğan’a karşı olduğu gibi Putin’e da karşıydı. NET OLARAK! George Soros, Financial Times için kaleme aldığı yazıda, “Avrupa’nın, Rusya lideri Putin’in savaş suçlarına karşı Türkiye’nin yanında durması gerektiği” notunu düşüyordu!.. Açık Toplum Vakfı’nın başkanı olan Soros, Rusya’nın Eylül 2015’te başlattığı Suriye müdahalesiyle sadece “En sadık Arap müttefiki” diye tanımladığı Beşar Esad’ı ayakta tutmayı değil, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana yitirdiği bölgesel ve küresel nüfuzu yeniden ele geçirmeye çalıştığını” paylaşıyordu. İshak Alaton’un da belirttiği gibi SOROS, WALL STREET demekti. Trump ise Main STREET… KÜRESEL ANLAYIŞ, karşısına MİLLİ-YERLİ motivasyonuyla çıkan her olguyla kapışıyordu..
Trump’la da Putin’le de Erdoğan’la da… Öncesinde BUSH’la da… SOROS, AÇIKLIK ve PARA derken karşı çıktığı liderler ÜLKEORDU- SINIR diyordu… Bu çatışma yeni değildi…
Bu akımın karşısında şu an ERDOĞAN ve BAHÇELİ duruyordu…
15 Temmuz’dan sonra DEVLET bu noktaya gelmiş, tüm gücüyle bu noktayı savunuyordu. Bu nedenle sık sık sorulduğu için fikrimi paylaşmak istiyorum… Erdoğan günün birinde çekilse, siyaseti bıraksa “EMEKLİ OLDUM. TORUNLARIMA ZAMAN AYIRACAĞIM” dese de 15 TEMMUZ ayarlarını sarsacak bir oluşumun işi zor gibi durmakta… KÜRESEL İLİŞKİLERİ bağrında taşıyan İSTANBUL SERMAYESİ ilk kez bu kadar zorlanıyordu…
Mücadele derin ve şiddetli…

(Toplam: 1, Bugün: 1 )