Dünyada yaşanan bir takım politik, ekonomik ve sosyal gelişmeler sonucu ortaya çıkan kriz ve darboğazlar ülkelerin bütçelerini ve ödemeler dengesini olumsuz yönde etkilemektedir. Ulusal ekonomiler, makro anlamda ülke genelinde, mikro anlamda ise işletme bünyelerinde bazı politikalar veyöntemler uygulayarak sorunları çözme yoluna gitmektedirler. Ancak krizin büyük ölçülerde yaşanıyor
olması, zaman zaman alınan önlemlerin ve uygulanan politikaların işe yaramamasına neden olmaktadır.
Finansal sorunların söz konusu olduğu kriz dönemlerinde nakit paraya gereksinim daha da artmaktadır.
Nakit sıkıntısı çekilmesi, olası önlemlerin alınmasında ya da yeni yöntemlerin uygulanmasında gerekli olacak maddi gücün bulunamaması, istenilen adımların atılamamasına yol açmaktadır.
Bir taraftan ekonomik darboğaz, diğer taraftan nakit sıkıntısı nedeniyle herhangi bir gelişme kaydedilememesi, ulusal ekonominin kötüye gitmesini hızlandırırken, sektörler arasında dengesiz bir gelir dağılımının baş göstermesi, hatta bazı kesimlerin yaratılan gelirden hiçbir şekilde pay alamamaları, çarpık bir ekonomik görünüme neden olmaktadır. Bu tür krizlerden kurtulma çaresi arayan işletmeler,
kaynaklarını ekonomik kazanca dönüştürebilmek için farklı yöntemler bulmaktadır. Bu yöntemlerden biri de barter sistemidir. Kriz dönemlerinde, finansal kaynakların kıt olması nedeniyle işletmelerin hatta ülkelerin, ellerindeki mevcut her türlü mal ve hizmetin kullanımına yönelik olarak oluşturdukları bu sistem, çeşitli avantajlar sunarak, güvenilir bir finansman ve pazarlama aracı olarak son yıllarda dünya genelinde kullanılmaktadır.
İşletmelerin dünden bugüne ana hedefleri arasında maliyetleri düşürmek, üretim ve pazarlama kapasitelerini artırmak gelmektedir. Bu faktörler, işletmeleri çeşitli arayışlara yöneltmiş, böylece firmaların büyümelerinde etkili ve itici rol oynamıştır. İş dünyasında işletmelerin rekabet güçlerine olumlu katkı sağlayacak olan hemen her çareye başvurulmakta halen de yeni çözümler aranmaktadır. İşletmelerin
yatay ve dikey yönde büyümelerinin nedenleri de firmalardaki bu arayışların bir sonucudur. İşletmelerin holding, kartel, tröst gibi yapılanmalara gitmeleri, diğer firmalarla birleşme çabaları gibi faaliyetlerin altında, ürettikleri mal ve hizmetlerde maliyet tasarrufu elde etme ve ürünlerini çok daha geniş bir alanda pazarlayabilme arzusu yatmaktadır. Tüm pazarlara ulaşabilme güçlüğü, bir sistem arayışı doğurmuş ve sonuçta takas işleminin sistematik olarak uygulanmasına gelinmiştir. İşte bunun bir uzantısı olarak barter sistemi, tüm pazarların ele geçirilemeyeceği gerçeğinden hareketle, tüm pazarların tek pazar haline dönüştürülmesi çabası olarak ortaya çıkmıştır.
Firmaların zaman zaman ihtiyaç duydukları ve kullandıkları finansal bir enstrüman olan barter, batı ekonomilerine entegre ve çağdaş bir alışveriş işleyişidir. Barter’ın firmalar açısından en önemli özelliği, hem pazarlama, hem de ödeme ve finansman aracı olmasıdır. Bu nedenle firmaların barter’a ihtiyaç duyma nedenleri biribirinden farklılık göstermekte, firmalar, barter sistemini, atıl kapasite, stok fazlası,
ödeme ve nakit akışı sıkıntısı, finansman ve pazarlama sorunlarını gidermede bir çözüm olarak kullanmaktadırlar.
Bir firmanın, toplam üretim kapasitesinde kullanamadığı veya üretime dönüştüremediği atıl kapasite için barter bir çözümdür. Çünkü barter organizasyonunu kullanan bir firma, yeni müşteriler bularak pazar kapsamını büyütebilmektedir. Böylelikle firma, atıl kapasitesini değerlendirdiği gibi, üretim kapasitesine göre işletme giderleri sabit olduğu için, barter’la değerlendirilen atıl kapasitedeki üretim maliyeti de düşmektedir. Yani, firma bir hem atıl kapasitesini değerlendirmekte, hem de ihtiyacı olan ürün ve hizmetleri sistemden temin etmiş olmaktadır.
Atıl kapasite sorununun olmadığı sektör yok denecek kadar azdır. Atıl kapasite sorununu olmayan sekörlerde de pazar payını artırma, üretim maliyetlerini düşürme gibi temel sorunlar mevcuttur. Barter sistemi, her iki durumda da, yani atıl kapasite olsun veya olmasın en gelişmiş piyasalarda bile mevcut olan tahsilat riskini ortadan kaldırmaktadır. Söz konusu ödeme tıkanıklıklarının beklenmedik zamanlarda
ortaya çıkması firmaları zora sokmaktadır. Bankalar, firmaların bu durumda kalmalarını kabul edememekte ve doğal olarak önce kendi risklerini düşünerek, zaten daralmakta olan bir sektörü daha zor bir duruma itebilmektedir. Barter sisteminde bu tür riskler kesinlikle yoktur. Özellikle, ekonomideki kriz dönemlerinde ve ödeme dengesizliklerinin ortaya çıktığı zamanlarda, firmalara atıl kapasitelerini
değerlendirebilmeleri açısından büyük ölçüde destek sağlayan barter sistemi, Türkiye gibi çalkantılı ve belirsiz bir ekonomiye sahip ülkelerde, firmaların zararlarını kâra dönüştürebilmeleri açısından önemli bir boyut kazanmaktadır.
Tam kapasiteyle çalışan firmalarda ise, pazarlama ağının etkin çalışmaması stok fazlası ile karşılaşılmasına yol açmaktadır. Özellikle, güncelliğini yitirebilecek ürünlerde stok fazlası ciddi bir maliyet yükü getirmektedir. Bu durumdaki bir firma için en iyi çözümlerden biri barter’dır. Barter ticareti sayesinde mevcut satış ve dağıtım ağı etkilenmeden stoklar eritilerek, ihtiyaç duyulan ürün veya hizmetler satın
alınabilmektedir.
Firmanın, satışlarda yetersizlik veya istediği pazarlara ulaşamama gibi sorunlarına barter çözüm getirmekte, firmanın yeni müşteriler edinmesini, ulaşamadığı kesimlere yeni kanallar açmasını sağlamaktadır. Barter sisteminden faydalanan firmaların, bu sisteme dahil olmalarının önemli nedenlerinden biri de, üyelerden gelen taleplerin bir araya getirilmesiyle meydana gelen bilgi borsasından yararlanma imkânıdır. Bu bilgi birikimi, kimin neyi satın almak istediği sorusunun cevabı olmakta, mal veya hizmetlerin arz ve talepleri ile ilgili pek çok bilgiye ulaşılmasını sağlayarak, firmanın pazar payını artırmasına da olanak vermektedir.
Şirketler açısından diğer bir olgu, çeşitli işletme ve hammadde giderlerinin nakit üzerindeki etkisidir.
Yüksek enflasyon ve fon maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle hammadde ve diğer gereksinimler için oluşan nakit ihtiyacı, şirketlerin dengelerini bozabilmektedir. İşte bu noktada barter sistemi şirketlerin, birçok mal ve hizmeti nakit akışlarını etkilemeden satın almalarını mümkün kılmaktadır. Sürekli alınan veya kullanılan ürün ve hizmetlerin barter ile karşılanması durumunda, söz konusu ürün ve hizmetlerin nakit çıkışına yol açmaması, firmayı nakit sıkışıklığından kurtarmaktadır. Sistemden mal veya hizmet satın alan üye nakit ödeme yapmadığı için, firmalar ihtiyaçlarını karşılarken, nakit akım dengeleri de olumsuz yönde etkilenmemektedir.Bu nedenle, özellikle finansman imkânlarının daraldığı ve finansman maliyetlerinin yükseldiği dönemlerde barter sistemi tercih edilmektedir.
Barter sistemi dünya genelinde, paranın olmamasından ya da yüksek maliyetli olmasından dolayı kullanılmaktadır. Rusya’da bazı firmaların, çalışanlarına zaman zaman maaş yerine ürettikleri ürünü vermesi ve bu ürünlerin de, barter organizasyonlarında günlük ihtiyaç maddeleri ile takas edilmesi paranın olmaması durumuna bir örnektir. Batı dünyasında ise barter sistemi daha çok paranın yüksek
maliyeti nedeniyle kullanılmaktadır. Paranın maliyetini en ince detayına kadar hesaplayan batılı firmalar, nakit kullanmadan mal veya hizmet satın almayı amaçladıklarından en basit işlerde bile barter imkânından yararlanmaktadırlar. Barter’la, Frankfurt’ta günlük gazete satın alınması, Viyana’da taksiye binilmesi gibi örnekler batıda barter’ın yaygın kullanımını göstermektedir.
Türkiye’deki durum ise batı ve doğu uygulamalarının karışımıdır. Yani, her iki bloktaki durumun etkilediği bir harman şeklindedir. Türkiye’de barter uygulamalarını gerektiren temel neden, giderek artan talep kıtlığıdır. Yeterli talep olmadığından, üretim azalmış, atıl kapasite sorunu ortaya çıkmıştır. Ancak Türkiye’de henüz yeterince yaygın kullanılmayan barter sistemine, barter organizasyonlarının çabasıyla turizm ve inşaat sektörleri başta olmak üzere gıda ve tekstil gibi sektörler de dahil olmaya başlamıştır. Bu ana sektörlere ilave olarak, doğu ve batı bloklarındaki gelişmiş konseptte olduğu gibi, perakende piyasalarında da barter kullanılmaktadır. Ülkemizde bazı sektörlerde çok kolay açılan barter kanalı, bazı sektörlerde gecikmeyle ve zorlanarak çalışmaktadır. Bunun birinci sebebi, bazı sektörlerdeki tekelleşme, ikinci sebebi ise yeniliklerin zor kabul edilmesinin sistemin ilerlemesini geciktirmesidir.