ZEYNEP CANDAN AKTAŞ Bireysel emeklilik sisteminde (BES) 8,2 milyon kişi gönüllü BES tarafında, 7 milyon kişi de otomatik katılım tarafında olmak üzere toplamda 15 milyonu aşkın kişi 630 milyarlık birikime ulaştı. Sistemdeki birikim arttıkça katılımcılar, hangi fonlara yatırım yapacakları konusunda arayışa başlıyor. Özellikle sosyal medyada kazananları gördükçe, kendileri de birikimlerinin getirisini artırmak için çaba gösteriyor. Bu çaba EGM’nin fon dağılım değişikliği oranlarına da yansıyor. Birkaç yıl önce katılımcıların sadece yüzde 5’i fon dağılım değişikliği yaparken, bugün bu oran neredeyse yüzde 10’a yaklaştı. Her yıl olmasa da sözleşmesinde en az bir kez fon dağılım değişikliği yapan katılımcıların oranı da yüzde 23’lere ulaştı.

Bu arayış şu açıdan çok değerli: Katılımcılar kendi portföy yapılarından ve onun getirisinden sorumlu olduğunun farkına varıyorlar. Tercih ettikleri fon dağılımını onların izni olmadan kimsenin değiştiremeyeceği gerçeği karşısında, kendilerini aksiyon almak zorunda hissediyorlar. BES yatırımcılarının borsa yatırımcılarından bir farkları var. Daha itidalli davranma eğilimindeler ve yatırımlarına vade biçebiliyorlar. BES’te yılda 12 kez olan fon dağılım değişikliği hakkı bir baskı yaratsa da katılımcıların yatırımlarını daha uzun vadeli sürdürmelerine destek oluyor.

Gelelim, can yakıcı soruya; fon dağılımı nasıl olmalı?

FON DAĞILIMI KİŞİYE ÖZEL

Fon dağılımı, katılımcıların özel şartlarına göre oluşturulmalı. Katılımcının yaşı, cinsiyeti, geliri, başka yerdeki birikimleri, evli-bekar olması, çocuk sahibi olması, ev-araba sahipliği, potansiyel miras tutarı, yaşam standartları vb. birçok faktör yatırımlarda risk algısını belirliyor. Toplumumuzda genelde risk algısı yüksek olsa da son dönemde BES’te hisse senedi ağırlığının artıyor oluşu ümit verici. Tabi ki bu ağırlığın artmasında, devlet katkısı fonlarına en az yüzde 30 oranında hisse senedi alım zorunluluğunun getirilmesi ve son üç yılda hisse senetleri piyasasındaki canlılık ve yükseliş eğilimi etkili. Şimdi gelelim özel durumu olan katılımcılara:

GENÇ VE ÇOCUKLAR

Bireysel emeklilik sistemine 18 yaş altının katılmasıyla sisteme girişler de arttı. Genç ve çocuklar için yapılacak olan birikimlerde hiç şüphesiz hisse senedi fonlarının ağırlığı yüksek olmalı. Hatta hatta BES portföyünün tamamı iki veya üç hisse senedi fonunda değerlendirilmeli. Çünkü BES’in kuruluşundan bu yana en çok kazandıran fonlar listesinin ilk sıralarında hisse fonlar bulunuyor. Borsanın bütün dalgalanmalarına rağmen hisse fonlar, yine de uzun vadede getiri sağlamakta çok başarılı.

TEK BİRİKİMİ BES OLANLAR

Mevcut durumda bireysel emeklilik sisteminde kısmi çıkış hakkı uygulanamıyor. Olası bir ihtiyaç halinde BES’teki birikimden ihtiyaç kadarını kullanma olanağı bulunmuyor. Sözleşme kapsamındaki birikimin tamamı çekilmek durumunda. Bu nedenle bireysel emeklilik aracıları birden fazla sözleşme yapılması önerisinde bulunuyor. Bireysel emeklilikte tek bir sözleşmesi olan ve başka yerde bir birikimi olmayan katılımcıların, birikimlerinin en az yüzde 30’luk kısmını, tedbiren sabit getirili varlıklara yatırım yapan fonlarda değerlendirmesi daha doğru olacaktır. Kalan yüzde 70’lik kısım hisse senetleri başta olmak üzere kıymetli maden, dış borçlanma araçları ve ‘yabancı’ ibaresi taşıyan fonlarda değerlendirilebilir.

EMEKLİLİĞİ YAKLAŞANLAR

Sistemde 10 yıl ve 56 yaşını tamamlama kriterlerini aynı anda yerine getirenler emeklilik hakkı kazanıyor. Emekliliğine bir-iki yılı kalanlar hele bir de başka yerde birikimi yok ise kademeli bir şekilde para piyasası fonlarına geçebilirler.

BES’TEN BAŞKA BİRİKİMİ OLANLAR

Bireysel emeklilik sisteminde olup da borsada, bankada başka varlıkları olanların çok da temkinli davranmasına gerek yok. Olabildiğince riskli varlıklardan oluşan bir portföy yapısıyla birikime devam edebilirler. Riskli portföyde hangi varlıklar olmalı derseniz, hisse senedi fonları başta olmak üzere, altın ve kıymetli madenler fonları, dış borçlanma araçları fonları, endeks fonlar, karma fonlar, agresif değişken fonlar ve ünvanında ‘yabancı’ ibaresi bulunan fonlar bu gruba giriyor.

EMEKLİLİK HAKKINI KAZANDIĞI HALDE SİSTEMDE KALANLAR

Emeklilik hakkını kazandığı halde sistemde kalanlar, hem devlet katkısı avantajından yararlanmaya devam ediyor hem de dilediği zaman sistemden çıkma hakkını kazanmış oluyor. Bu durumdakilerin bir kısmı daha başka yatırım alanlarında fırsat kolluyor olabilir. Ya da zaten dışarıda başka birikimleri, yatırımları vardır, buradaki birikime ihtiyacı yoktur. O yüzden emeklilik hakkı kazandığı halde sistemde kalanlar kendi gelecek beklentilerine uygun olarak portföylerini yönetmeli.

OKS’DE KATKI PAYI ÖDEYENLER

Peki, ya Otomatik Katılım Sistemi (OKS) çalışanları ne yapmalı, portföylerini nasıl değerlendirmeli? OKS’ye en erken katılanlar bile bu yıl altıncı yıllarını sürdürüyor. Yaşı genç olan çalışanlar iki veya üç agresif değişken fondan oluşan bir portföy oluşturarak yüksek risk, yüksek getiri hedeflemeli.