PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Covid nedeniyle üç zorlu yıl geçirdik. İnsanlar hala tedbirli davranıyor, maske takıyor, kapalı ve kalabalık mekanlardan kaçıyor, yabancılarla yakın temas kurmuyor, yediğine içtiğine dikkat ediyor, her ne kadar pandemiye faydası olmadığını bilse de yanlarına bazı destekleyici ilaçlar almayı ihmal etmiyor. Yine de gezme, yeni yerler görme, değişik kültürler tanıma tutkularından vazgeçemiyor. Ama seyahat planlarınızı yaparken, gideceğiniz yerleri internetten iyice incelemeyi ihmal etmeyin. Bazı turistik yerler kapalı. Bazı müzeler, sınırlı sayıda turiste açık. Hatta onlar da kapalı. Hayal kırıklığına uğramamak için son derece dikkatli olmalısınız. Dünya, henüz eskisi gibi değil. 2023, “intikam seyahatleri” yılı olabilir. Evde oturduğunuz yılların acısını çıkarmak isteyebilirsiniz. Unutmayın, pandemiden yara almadan çıkan ülke yok gibi. Amerikan haber kanalı CNN, turistlere kapalı bazı turistik noktaları sizler için derledi:

* Tren Sokağı (Hanoi / Vietnam)

Gitmeseniz de TV haberlerinde, turizm belgesellerinde mutlaka görmüşsünüzdür. Kalabalık bir pazar yerinin tam ortasından geçen bir demiryolu, sizi şaşırtmıştır. Ama pazar esnafı ustadır. O kadar çabuk tedbirini alır ki tren, tezgahları adeta yalayarak geçer. Esnaf tedbir almakta ustadır ama turistler değil. Üstelik daha fazla sayıda turistin bu ilginç yola girmesi, güvenliğin tehlikeye atıldığı anlamına geliyor. Başkent Hanoi’nin “Eski Mahalle” olarak bilinen bu yöresinde artık durum, eskisinden farklı. Tren seferlerinin saati değiştirildi. Seferler, gecenin kör saatlerine alındı. Hükümet bazı turistik dükkanları kapattı. Bazı iş yerlerinin çalışma lisanslarını iptal etti. Demiryolunun kenarlarına bariyerler kondu.

B Planı: Hanoi’ni pek çok tarihi mahallesi var. Fransızların koloni döneminden kalma çok sayıda yapıyı görebilirsiniz. St Joseph Katedrali’nden başlarsanız, kentin hiç bir tarihi bölgesini kaçırmamış olursunuz. Yine de dikkat. Tren yok ama etrafta çok sayıda motosiklet var.

* Yeraltı Müzesi (Los Angeles / ABD)

Noah Davis ve Karen Davis adlı sanatçı çiftin, şekillendirdiği bir müze. Rengarenk. Her sanatçı başka bir duvarı boyamış. Ortaya ilginç bir sanat galerisi çıkmış. Ama geçtiğimiz aylarda kapısına kilit vuruldu. Hiç kimse sebebini bilmiyor. Los Angeles’a ne kadar çok giderseniz gidin, bu müzeyi görmemiş, hatta adını bile duymamış olabilirsiniz. Bernal Tepelikleri olarak bilinen ücra bir yerde. Müzenin işletmecilerinden Noah Davis’in 2015 yılında hayatını kaybetmesinden bu yana grafiği giderek düştü. Ünlü şarkıcı Beyonce ve pek çok şarkıcının beğendiği bir mekan olsa da tekrar açılıp açılmayacağı belli değil.

B Planı: Karon Davis, konuyla ilgili bilgi vermese de “African American Museum”u tavsiye ediyor. Burada da siyahi sanatçıların pek çok eseri bulunuyor. Üstelik giriş ücretsiz.

* Jurong Kuş Parkı (Singapur)

Asya’nın en büyük kuş parkıydı. 50 yıldan daha uzun bir süre, milyonlarca kuş meraklısını cezbetti. Ama hiç bir gerekçe gösterilmeden geçen ağustos ayında kapatıldığı duyuruldu. Hayranları için iyi haber şu ki, koskoca park ortadan kaybolmayacak. Diğer doğal yaşam ve vahşi yaşam parklarıyla birleşecek. Yetkililer, eko-turizm aşıklarının yeni düzenlemeden de büyük zevk alacaklarını söylüyor. Ama kuşların ne olacağı hakkında bir bilgi verilmiyor. Yeni yılda, herhangi bir tarihte yeniden ziyaretçilerine açılabilir.

B Planı: Singapur, çok sıcak bir iklim kuşağında olduğundan ziyaretçiler, açık hayvanat bahçeleri bulmakta zorlanmıyorlar. Her ne kadar Botanik Bahçeleri, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim, Kültür Teşkilatı UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alıyor olsa da hayvanlara, kuşlara yakın olabileceğiniz başka bahçeler bulmakta zorlanmazsınız.

* Dublin Yazarlar Müzesi (İrlanda)

Oscar Wilde (1854-1900), Samuel Beckett (1906-1989), William Butler Yeats (1865-1939) ve diğerleri. Elbette ki bu isimleri edebiyat meraklıları çok iyi biliyor ama eserlerinde İngiliz dili kullandıkları için İngiliz zannedilen bu isimler, aslında İrlandalı (İrlanda dili, İrlanda adasına özgüdür. Ülke nüfusunun üçte biri bu dili konuşabilmektedir). Müzeleri, iki buçuk yıldır kapalı. Yetkililer, bunun geçici bir kapanma olduğunu söyleseler de hikayenin sonu bu. Müze, geçen ağustos ayında süresiz olarak kapatıldı. Yetkililer, çağdaş müzelerin ziyaretçilerine tanıdığı imkanların Yazarlar Müzesi tarafından verilemediği için kapatma kararı alındığını söylüyorlar. Giriş kolaylığı, sunum ve yorum, günümüz müzeciliğinde üç anahtar kelime. Bunları ziyaretçilerine sunamayan müzeler, birer birer yok olma tehlikesiyle karşılaşıyor. Bunun, Covid ile ilgisi yok.

B Planı: Yazarlar Müzesi gitti, MoLI (Museum of Literature Ireland – İrlanda Edebiyatı Müzesi) geldi. Bu müzede, daha az bilinen şahsiyetler var. Ama onlar, eserlerini İrlanda dilinde yazmışlar.

* Jumbo Yüzer Restoran (Hong Kong)

Hong Kong’un sembolüydü. Gitmeseniz de filmlerde görmüşsünüzdür. Uzak Doğu’nun pek çok vurdulu-kırdılı filmlerine sahne olmuştu. Özellikle gece görüntüsü, çok etkileyiciydi. Dünyanın en büyüğüydü. Ama yüzen bir restoranı işletmek de yüzer durumda tutmak da ucuz değil. İngiltere’nin 8 Eylül’de ölen kraliçesi II. Elizabeth’in bile ziyaret ettiği bu restoran, Covid’den de bir darbe yiyince ayakta kalamadı. Önce satılmaya çalışıldı. Alan olmayınca sökülmek üzere Güney Çin Denizi’nde bir limana götürülürken Paracel Adaları yakınında alabora olarak battı.

B Planı: Hong Kong’da sayısız restoran var. Bazıları su kenarında. Size su üstündeymiş izlenimi veriyor. Ayrıca sayısız da tarihi tekne var. Ziyaretçilere açık.

* 9/11 Müzesi (New York / ABD)

Adından da anlaşılacağı üzere, 11 Eylül 2001’de, terör saldırısı ile yıkılan Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kuleleri’nin yerinde bulunan müze. 1993 yılındaki saldırıyı da unutmamak gerek. Geçtiğimiz yaz, müzeye kilit vuruldu. Bu saldırılarda hayatlarını kaybedenlerin bağışladığı kişisel eşyalardan oluşan müzenin daha sonra açılacağına dair bir belirti yok. Oldukça küçük bir alanda kurulan müzeyi ziyaret edenler, kurbanların yakınlarının yönetiminde kısa bir de tur atabiliyorlardı. Bunun Covid ile bir ilgisi varmış gibi gözükmüyor. Belki de kurbanların aileleri, facianın ticari gelir kapısı yapılmasına karşı çıkmıştı.

B Planı: Müze, fiziki olarak ortadan kalkmış olsa da 150 mil kuzeyde New York eyaletinin başkenti Albany’de, Ulusal 11 Eylül Müzesi ziyaret edilebiliyor. Ne de olsa Albany, New York eyaletinin başkenti.

* Edo-Tokyo Museum (Tokyo / Japonya)

Geleneksel tarih müzesiydi. Japon kültürüne odaklanmıştı. Sadece yabancı turistler değil, Japonlar da bu müzeye rağbet ediyordu. Müzenin en az üç yıl kapalı kalacağı ve bu sürede restore edileceği açıklandı. 1993’te açılan müze, tam ölçekli “kabuki” tiyatrolarının replikalarını barındırıyordu. 2026 yılında tekrar ziyaretçilere açılması hedefleniyor (Edo, Tokyo’nun eski adı). Şaşırtıcı olan, Tokyo’da iki müzenin birden kapanması oldu. TeamLab müzesinin kapanması da Japonlar için büyük şok oldu. Çünkü Guinness Dünya Rekorları kitabına göre TeamLab, dünyanın en çok ziyaret edilen müzesiydi. Bu müzenin başka bir adrese taşınacağı belirtiliyor.

B Planı: Tokyo, müze aşıklarının rüyasıdır. Gidebileceğiniz yüzden fazla müze daha var.

* Londra Müzesi (Birleşik Krallık)

Popüler bir tarih ve kültür müzesiydi. 1912 yılında kurulmuştu. Bulunduğu yer nedeniyle küçük yerel işletmeleri de destekliyordu. Müzenin açık olduğu saatler de artırılmıştı. Zengin koleksiyonu ile her tür tarih meraklısına hitap eden müzenin, 2026 yılına kadar restore edileceği ve söz konusu tarihe yetiştirileceği açıklanmıştı. Meraklıları, yine de 4-5 yıl, bu müzenin eksikliğini hissedecek.

B Planı: Londra, tarih zengini bir başkenttir. Eski başbakanlardan Winston Churchill’in Savaş Odaları’ndan, Londra Kulesi’ne kadar hemen hemen her semtinde gezilecek bir mekan ve müze bulmak zor değildir.

* The Queen Mary (Long Beach / Kaliforniya / ABD)

Döneminin en görkemli transatlantiğiydi. 1936’da suya indirildi, 1967’de emekliye ayrıldı ve Long Beach’e çekildi. İlk seferinde, Blue Riband’i (Mavi Kurdele) kazanan bir gemiydi (Blue Riband, Atlantik Okyanusu’nu en kısa zamanda geçebilen gemilere verilen ödül. Bu terim, at yarışlarından ödünç alınmıştır). Artık sefer yapmayacaktı ama bir restoran, bir otel, bir müze gibi kullanılmasında sakınca yoktu. Fakat kapsamlı bir yenileme çalışmasından geçmesi gerekiyordu. Bunun için de en az beş milyon dolarlık bir fon ayrılmalıydı. Cankurtaran filikalarının ağırlığı büyük sorundu. Bunların sökülmesi gerekiyordu. Filikaları satın alıp dekoratif amaçlı kullanmak isteyen işletmeler çoktu. Ama sorunlar da çok. Queen Mary’nin ne zaman halka açılacağı bilinmiyor.

B Planı: Queen Mary, sizin için bir nostalji olabilir. Ama günümüzün modern gemisi Queen Mary II de beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacaktır.